Göksoy, yoksulluk sınırının 8300 TL olduğu bir ülkede 2825 TL’nin yeterli olmadığını belirterek “DİSK’in açıklaması belliydi. Taleplerimiz belliydi. DİSK asgari ücret taleplerini belirlerken piyasa araştırmasına göre hesaplamalar yaptı. Yani milli gelirden paya düşen hesapları göz önünde bulundurarak verilecek tutarı açıkladık. Bununla beraber enflasyon oranlarını da göz önünde bulundurduk. Asgari ücreti de net vergi alınmadan 3800 TL olması gerektiğini söyledik” dedi
“İŞÇİNİN MOTİVASYONU DÜŞER”
Asgari Ücret Tespit Komisyonun asgari ücreti belirlerken kişiye göre karar aldığını dile getiren Göksoy, Türkiye’de asgari ücretin artık normal bir ücret haline dönüştüğünü vurguladı.
Göksoy “Asgari ücret belirlenirken ailelerin de hesaplanması gerekir. ILO sözleşmesinde asgari ücret hesaplanırken aileleriyle birlikte hesaplanmalıdır ifadesi yer alır. Şimdi aileleriyle birlikte hesaplanacak bir ücretin çelişkili olması yanlıştır” ifadesini kullandı.
TÜİK’ in 4 kişilik bir ailenin evine 8300 TL para giriyorsa bu aile yoksuldur açıklamasını hükümetten kimsenin göz ününde bulundurmadığını ifade eden Göksoy, “Şimdi her ailede 2 kişi çalışıp 4150 lira maaş almak zorunda. Buna rağmen asgari ücreti lütuf yapmış gibi 2825 TL yaptık, en fazlasını yaptık diye belirtip ve daha sonrasında işçilere ne haliniz varsa görün meselesine getirmenin bir anlamı yoktur. Bu doğru değil. İşçilerin morali ve motivasyonu yerinde olmadığı zaman verimli bir üretime de geçemezler. İç barışıyla iş barışının dengelenmesi lazım. Bunlar bunu yaparak işçilerin iç barışıyla iş barışını da bozuyorlar. Yani işçilerin enflasyona ezdirildiği bir yerde huzur olmaz. İşçilere yüzde 20 zam yaparak sorunları telafi edemezler” dedi.
İşçilerin sorunlarına köklü çözüm bulunması gerektiğini ifade eden Göksoy, “Gerçekten insanca yaşanır bir ücretin olması çok önemli. Sefalet ücretiyle bu insanlar ayakta duramazlar. İnsanları, işçileri sefalete sürüklemenin bu ülkeye de bir faydası olmaz. Ekonomik sıkıntılar da 2825 TL ile düzelmez” ifadelerini kullandı. (Haber Merkezi)