Artık yeter!
.
KA-DER Mersin Şubesi Başkanı Aysu Zeka, “Bazı vahşice işlenen kadın cinayetlerinden sonra toplumca ayağa kalkıyoruz. Canice işlenmeleri nedeniyle infiale neden olan cinayetlerin ve katledilmeleri ile kadına yönelik şiddete ilişkin toplumsal karşı çıkışın sembol ismi haline gelen yitirdiğimiz kadınların ardı arkası kesilmiyor. Münevver Karabulut, Özgecan Aslan, Emine Bulut, Pınar Gültekin, Aylin Sözer ve daha niceleri. Toplumsal belleğimize unutulmaz bir trajedi ve yas olarak kazınıp, toplumsal travmamız haline geldiler. 2019 yılı OECD verilerine göre Türkiye kadına yönelik şiddette 36 OECD üyesi ülke arasında birinci sırada. Bu ülkede bir gün önce üç kadın öldürüldü ve tüm ülke ayağa kalktık. Tıpkı bazı sembol kadın cinayetlerinde ayağa kalktığımız gibi. Oysa bu ülkede yıllardır günde üç kadın öldürülüyor. Başta yargı mercileri ve kolluk güçleri olmak üzere devletin tüm ilgili makamlarının, kadınların “Yaşamak istiyoruz” çığlığını duymasını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’Nİ UYGULAYIN”
Mersin Kent Konseyi ‘Kadın ve Siyaset Komisyonu’ sözcüsü İlksen Sorguç Dinçer, kadına yönelik şiddetin engellenmesi için 2021 yılında İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması gerektiğini ifade etti. Dinçer, her gün en az 3 kadının öldürüldüğünü ifade ederek bunun önüne geçilmesi için 5 acil talebin uygulanması gerektiğini söyledi.
Dinçer bu 5 maddeyi “Eşit yurttaşlık hakkımızı aşındırmaktan vazgeçin, kazanılmış haklarımızı tehdit eden girişimlere son verin, evde, işte, sokakta, her yerde şiddetsiz bir yaşam sürme hakkımız için acil eylem planı oluşturun, eğitimi eşitlikçi, ayrımcılıktan uzak, bilimsel, parasız hale getirin eşit istihdam, kreş ve işyerinde şiddeti önleme mekanizmaları için etkin politikalar uygulayın” şeklinde sıraladı.
“KADIN CİNAYETLERİ BİREYSEL DEĞİL, TOPLUMSAL BİR SORUNDUR”
Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi temsilcisi Av. Ayşemsu Kaya ise kadın cinayetlerinin bireysel değil , toplumsal bir sorun olduğunu dile getirdi.
Kaya, “Aylin Sözer’in, Selda Taş’ın ve Vesile Dönmez’in cinayetleriyle sarsıldık. Bugün onlara yenilerinin eklenmesiyle bir kez daha bıçaklandık, yakıldık, katledildik. Gün be gün şiddetin arttığına tanıklık etmekteyiz. Mevcut kanunların ve korumaların yetersiz kaldığı hususunda İstanbul Sözleşmenin uygulanması gerektiği kanaatindeyiz. Bu şiddete bu caniliğe bir son verilmesi için hepimiz bir ve tek bir ses olmalıyız. Ayağa kalkmalı ve kadınların ötekileştirilmesinin, görmezden gelinmesinin, yok sayılmasının, canice katledilip yok edilmesinin önüne geçmeliyiz. Yaşanan kayıplardan dolayı üzüntümüzü bir kez daha dile getirmek isteriz. Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi olarak yakınlarına baş sağlığı dileriz. Bu haksızlığa karşı mücadele edeceğimizi belirtmek isteriz. Hepimizin başı sağ olsun. Bu katliama karşı isyandayız’’.
“KATİLLERİ DEĞİL, KADINLARIN HAKLARINI KORUYUN”
Türkiye'de kadın cinayeti ve şiddet bilançosunun çok yüksek olduğunu ifade eden Mersin Kadın Emeği Derneği Temsilcisi Özge Göncü, “Mersin’de de neredeyse her ay birkaç kadının ölüm haberiyle başlıyoruz güne. Artık yeter! Bir an önce 6284 şiddet yasasını eksiksiz uygulamaya başlayın. Bir an önce İstanbul sözleşmesinde tanımlanan yükümlülüklerinizi yerine getirin. Katilleri değil kadınların haklarını koruyun” ifadelerini kullandı. (Haber Merkezi)