ABİDİN YAĞMUR
Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, koronavirüs salgını sürecinde sanılanın aksine yaşlıların değil, gençlerin kendilerini daha yalnız, daha kaygılı hissettiğini söyledi. Dilbaz, “Yaşlılar yaşadıkları deneyimler nedeniyle daha dayanıklıydı. Ama gençlerin yeterince zihinsel dayanıklılığının olmadığını, stresle mücadele edemediklerini gördük” dedi.
Üsküdar Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, Mersin’de sağlıklı yaş alma ve sosyalleşme alanında faaliyet gösteren Grup Zafer üyeleriyle sanal ortamda buluştu ve “korona sürecinde ruh sağlığımızı nasıl koruyabiliriz” sorusu üzerine izlenimlerini aktardı.
Korona sürecinde en yaygın görülen sorunların kaygı, uygu düzensizliği ve beslenme düzensizliği olduğunu kaydeden Dilbaz, “Sağlıklı insan riskleri daha küçük görür. Bu bir savunma mekanizmasıdır. Normal zamanda bir virüsün bizi enfekte edeceğini düşünmeyiz, başka şeylerle meşgul oluruz. Ama salgın dönemindeki belirsizlik virüs bana bulaşacak mı kaygısı yaratır” dedi.
“YAŞLILAR DENEYİMLER NEDENİYLE DAHA DAYANIKLI”
Salgın sürecinde herkesin benzer kaygılar yaşadığına değinen Dilbaz, “Bu süreçte gençler kendilerini daha yalnız hissettiler, daha kaygılı hissettirler. Sanıldığı gibi yaşlılar, 65 yaş üstü yalnız ve kaygılı olan kesim değildi. Yaşlılar gençlere göre daha iyi durumdaydılar. Yaşlılar yaşadıkları deneyimler nedeniyle daha dayanıklıydı. Ama gençlerin yeterince zihinsel dayanıklılığının olmadığını gördük. Stresle mücadele edemediklerini, sosyal medya ve bilgisayar oyunlarıyla kendilerini uyuşturduklarını gördük. Pandemiden sonra bu konuya eğilmemiz gerekecek” diye konuştu.
“SÜREKLİ COVİD HABERİ İZLEMEYİN, KAYGILI OLDUĞUNUZU KABULLENİN”
Bu süreçte kaygıyı azaltmak için neler yapılabileceğine de değinen Dilbaz, “Sürekli covid haberi izlemeyin. Hastalıkla ilgili günde 1 ya da 2 kez sadece güvenilir kaynaklardan bilgi alın. Esnek ama düzenli günlük program oluşturun ve buna uymaya çalışın. Kontrolünüzde olan şeylere odaklanın. Salgını saatlerce düşünmek size fayda sağlamaz ama salgın geçene kadar kendinizi korumak sizin kontrolünüzdedir. Kabullenin. ‘Evet endişeliyim. Hastalanmaktan, anne babama bir şey olmasından korkuyorum’ diye kabullenenin. Acılar ve kaygılar bastırıldıkça güçlenir. Duygularınızdan kaçmayın. Sıkıntılı hissedebilirsiniz. Ama o sıkıntıyı bir kenara bırakıp faaliyetler yapabilirsiniz. Çocuklarla oynayın, yürüyüş yapın” ifadelerini kullandı.
Korona günlerinde ne olmak istiyorum?
Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, koronavirüs sürecinde sergilenen davranışları ‘Korku Alanı’, ‘Öğrenme Alanı’ ve ‘Büyüme Alanı’ olarak 3 başlık altında topladı.
KORKU ALANI:
-İhtiyacım olmayan şeyleri stokluyorum.
-Etrafıma korku ve öfke yayıyorum
-Kolayca tetikleniyorum
-Şikayet ediyorum
-Aldığım haberlerin tümünü etrafıma iletiyorum
ÖĞRENME ALANI:
-Kontrol edemeyeceğim şeyleri bırakmaya başladım
-Bana zarar verecek şeyleri (haber, yiyecek) tüketmeyi bıraktım.
-Duygularımı fark ediyorum.
-Durumun farkındayım ve nasıl davranacağımı bilinçle düşünüyorum.
-Bir haberi iletmeden önce doğruluğunu ve neye hizmet ettiğini değerlendiriyorum.
-Hepimizin elinden gelenin en iyisini yaptığının farkındayım.
BÜYÜME ALANI:
-Başkalarını düşünüyorum ve onlara nasıl yardım edebileceğime bakıyorum.
-Yeteneklerimi ihtiyacı olanlar için kullanıyorum.
-Şimdiki anda yaşıyorum ve geleceğe odaklanıyorum.
-Kendime ve başkalarına empati yapıyorum.
-Huzurlu bir ruh halim var ve umut yayıyorum
-Başkalarını teşekkür, takdir ediyorum.
-Değişikliklere adapte olmaya çalışıyorum
-Sessizlik, sabır, ilişkilerin içinde kalma ve yaratıcılığı pratik ediyorum.