ABİDİN YAĞMUR
HDP’nin “İş ve Aş Buluşmaları” etkinliği için Mersin’e gelen milletvekilleri Rıdvan Turan, Garo Paylan, Necdet İpekyüz, Serpil Kemalbay ve Erol Katırcıoğlu, Ekoloji Komisyonu Sorumlusu Eş Genel Başkan Yardımcısı Naci Sönmez, Ekoloji Komisyonu Eş Sözcüsü Menekşe Kızıldere, Emekten Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Şaziye Köse, Sağlık ve Sosyal Politikalar Komisyonu Eş Sözcüsü Samet Mengüç partinin il başkanlığı binasında bir basın toplantısı düzenledi.
Heyet adına açıklamalarda bulunan Ekoloji Komisyonu Eş Sözcüsü Menekşe Kızıldere, Akkuyu Nükleer Santrali’nde üçüncü ünitenin temelinin atılmasına da değindi.
Kızıldere, “Neredeyse her temel atma törenini bir devlet seremonisini çeviren, bu mega proje şovunun, ekonomik olarak hiçbir çaresi kalmamış, yoksulluk altında ezilen halka ne faydası var? Halkı açlık ve yoksulluktan intihar aşamasına gelen bir devlette kesinlikle ihtiyaç olmayan ve Dünya’nın terk ettiği, pahalı, tehlikeli nükleer yatırımlarla kimleri zengin edeceksiniz? Halkımız adına bugün buradan iktidara soruyoruz halkın hakkı ve acil ihtiyacı olan devlet kaynaklarını bu kadar anlamsız bir enerji yatırımı için neden kullanmaktasınız? Artık ulusal ve uluslararası para fonlarının, bankaların desteklemekten vazgeçtiği nükleer yatırımları için hangi devlet kaynaklarını feda ettiniz? Halkın karşı çıktığı nükleer yatırımlar birçok açıdan oldukça tartışmalıdır. Kurulu gücü, teknik alt yapısı, ayıracak bütçesi, fon alacak kurumu, hatta insan kaynağı dahi olmayan bir devlet neden nükleer gibi bir yatırım yapar? Bu iş için neden Çernobil nükleer felaketinin faili olan Rosatam şirketini seçer? Bunları belirttiğimiz bilgiler ışığında takdirinize bırakıyoruz. Mersin halkı nükleeri istemiyor. Nükleer projeleri ekonomik ve ekolojik açıdan birer yıkım projeleridir” dedi.
“ÇOKLU KRİZ HALİ YAŞANIYOR”
Konuşmasında Türkiye’nin ekonomik durumuna ilişkin değerlendirmeler de yapan Kızıldere, Covid 19 pandemisinin birinci yılında Türkiye’nin geldiği noktanın “çoklu kriz hali” olduğunu iddia etti.
Kızıldere, “Türkiye’de yalnızca bir sağlık krizi yaşanmamaktadır. İktidarın bütçe tercihleri sebebi ile bir derinleşen yoksulluk krizi yaşanmaktadır. Ekolojik varlıkların uğradığı saldırılar sebebi ile de ekolojik kriz yaşanmaktadır. Pandemi sürecinde bütçe tercihlerini değiştirmeyen iktidar, yurttaşın emeği ve hakkı olan devlet kaynaklarını saraya, savaşa ve yandaşa aktarmıştır. Ekolojik varlıklar birer kaynak olarak görülüp sermayenin karı uğruna talan edilmiş ve buna karşı çıkan halka zulüm edilmiştir. Bu saldırılar Pandemi sürecinde daha da artmıştır. Halkın sokağa çıkamadığı günlerde sermaye halkın parası ile ormanları, tarım alanlarını, su varlıklarını gasp etmiştir. Halk yoksullaşırken iktidar çevresinin imtiyazlı grupları zenginleşmiştir” diye konuştu.