ZELİHA ÖZİPEK
Sinan Can, Mersin Limanı’nın genişleme projesiyle ilgili yaptığı açıklamada, “Fiziki, doğal, tarihi ve kültürel değerleri korumak ve geliştirmek, koruma ve kullanma dengesini sağlamak ve kent kültürünün sürdürülebilir hale gelmesi açısından Mersin’in geleceğini yakından ilgilendiren Mersin Limanı genişleme projesi son derece kritik öneme sahiptir. Sürdürülebilir kalkınma hedefleri ve uluslararası çevresel kriterler göz önünde bulundurularak yatırım kararlarının kentimize olan olası çevresel ve sosyo ekonomik etkilerinin net olarak ifade edilmesi gerekmektedir” dedi.
“HİÇ KİMSE ASBEST NE OLACAK DEMİYOR?”
Sinan Can, “2013 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca onaylanan ÇED raporunda genişleme projesinin kent kimliği ve kültürüne olan etkisi, olası İklim değişikliğine olan katkısı, 4 milyon 284 bin 354,60 ton dolgu malzemesinin sucul ve karasal ekosistemde olan etkileri, yapılacak dip taraması ve liman dolgusunun, sonrasında deniz trafiğinin flora ve fauna üzerinde direkt etkileri olup, ekosistemi değiştirerek, bölgedeki ve geniş çevredeki kumul sistemi üzerinde de etkileri, kent içi trafik yoğunluğunun katlanarak artması, dip taraması sonucunda elde edilen numunelerde asbest içeriği tespit edilmiştir. Dip tarama işleminin malzemede yer alan asbest içeriğinden kaynaklı denizel ortamda yayılmasına ve gerek deniz canlılarına gerekse insan yaşamına olumsuz etki yaratabileceği mümkündür” ifadelerini kullandı.
Yatırımın Mersin’e fayda sağlamayacağını ileri süren Can, “Sonuç olarak, kentin sosyo ekonomik genişleme potansiyeline negatif yönde etki etmeyecek, yurttaşları ve kent değerleri ile barışık yatırımların yapılması son derece önemlidir. Bu vesileyle, kent içi paydaşların ifade ettiği görüşler nezdinde kent ile barışık olmayan ve çevresel ve aidiyetlik duygusuna zarar verebilecek ve kent kimliğini ortadan kaldırabilecek olan bir liman genişleme projesinin gerçekleştirilmemesi son derece önemlidir” ifadelerini kullandı.