ZELİHA ÖZİPEK
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ayhan Kızıltan, gündemdeki konuları değerlendirdi. Mersin Limanı’nın genişlemesi konusunun yerel dinamiklere sorulmayan, danışılmayan konulardan biri olduğunu kaydeden Kızılatan, “Elbette Mersin bir lojistik kenti ve elbette kente iş lazım, aş lazım. Kentin işi de aşı da yeni yatırımlarla olur. Ancak, yeni yatırımların doğru planlanması gerekir. Kentle birlikte planlanması gerekir. Biz yatırım dostu bir kentiz ama yeni yatırımların var olan başka yatırımlara, kentin değerlerine, potansiyel zenginliklerine ve özellikle çevreye ve insan sağlığına zarar vermemesini isteriz. İnsanımıza, doğamıza, sağlığımıza rağmen yatırım olmaz” dedi.
“LİMAN KONUSUNDA UCUZ SİYASET KENTE ZARAR VERİR”
Mersin’in ilave bir iskeleye değil, yeni bir limana ihtiyacı olduğunu vurgulayan Kızıltan şunları söyledi: “Liman genişleme konusunda; aslında soru limanın genişlemesi değildir. Kimsenin liman kapasitemizin artmasına itirazı olamaz. Aslında soru şu olmalıdır: “Limanın genişlemesine yönelik yapılması planlanan iskele sorunu çözecek mi, Limanın yükleme ve boşaltmalarda ihtiyacı bitecek mi?” Hepimiz biliyoruz ki böylesi kısa vadeli planlanan bir genişleme limanın bu sorunlarını çözmeyecek. Bu ne limanın kapasite sorununu çözecek ne maliyet sorununu çözecek. Biz konunun daha uzun vadeli düşünülmesini, hem limanın gerçek anlamda kapasitesinin artması hem maliyet avantajı yaratması hem de Mersin’i taşımacılıkta rekabetçi yapması anlamında “Yeni Mersin Konteyner Limanı’nın” yapılmasını istiyor ve bunu köklü bir çözüm olarak görüyoruz. Bu konuda ucuz siyasetlerin kente zarar vermesini istemiyoruz. “Var olan liman genişlerse Konteyner Limanına gerek kalmaz, Konteyner Limanına ayrılan alan da Polipropilen tesisine tahsis edilir” gibi sığ düşünceler ve planlar Mersin’e bir şey kazandırmaz. Çok daha büyük bir kazanım feda edilmiş olur. Mersin’de ikinci bir limana ihtiyaç vardır, bu bilinmelidir. Bu da planlanan Mersin Konteyner Limanıdır.”
“MERSİN’E YAPILACAK YATIRIMLARDAN MERSİNLİLERİN HABERİ OLMALI”
Kente yapılacak yatırımlarda Mersin’in düşüncesinin yok sayılmaması gerektiğine işaret eden Kızıltan, Mersin’de bazı alanlarda yatırımlar konuşulduğunu ama bu yatırımlardan kentin sahiplerinin haberinin olmadığını kaydetti.
“Kentin bunları bilmeye hakkı yok mudur?” diye soran Ayhan Kızıltan şu ifadeleri kullandı: “Bunlar bilinmeli ki kent bütüncül bir planlama yapabilsin. Çünkü Tarsus’a yapılan bir yatırım Erdemli’yi etkiliyor. Silifke’ye yapılan bir yatırım Mut’u etkiliyor. Bundan dolayı bütüncül planlama için kentin tüm yerel dinamikleri kamu veya özel olsun büyük yatırımlardan haberdar olmak zorundadır. Mersin kendine iş ve aş getirecek, katma değer sağlayacak hiçbir yatırıma hayır demez, yeter ki kentin yerel dinamikleri işin içinde olsun, haberdar olsun, fikirlerimize danışılsın. Hiçbir yatırım yangından mal kaçırır gibi Mersin es geçilerek, bir kenara itilerek, yok sayılarak aceleye getirilmesin. Bu, kentin güvenini sarsmaktadır. Tabi bu noktada çuvaldızı kendimize de batırmak isterim. Tüm bu sorunlarda Mersin’in tek bir yumruk olamamasının, ortak aklı yaratamamasının da etkisi olmuştur. Mersin kendini ilgilendiren sorunlarda ortak tavır sergilemeyi, tek ses olmayı başarabilirse kimse Mersin’i yok sayamayacaktır. Ama bu son yıllarda düzelme eğilimine girmiştir MTSO olarak yaklaşık son üç yıldır bu ortak sesi oluşturmaya çalışıyoruz. Mersin dinamiklerinin de buna olumlu tepki verdiğini memnuniyetle görüyorum, çünkü bu hepimizin isteği aslında. Mersin bir ve beraber oldukça, Mersin dinamikleri ortak aklı yakaladıkça Mersin sözü daha çok dinlenen bir kent olacaktır.”
“TABANDAN GELEN ŞİKAYETLERİ ANLATIYORUZ, BUNLARIN SİYASETLE İLGİSİ YOK”
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ayhan Kızıltan, Türkiye’de her konunun siyasallaştırıldığını, bu nedenle gerçek sorunların konuşulamadığını, gözden kaçırıldığını da vurguladı. Ayhan Kızıltan şunları söyledi:
“Biz Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak üyelerimizden, tabanımızdan gelen şikayetleri, talepleri, önerileri ortaya koyuyoruz. Bunların siyasetle ilgisi alakası yok. İş dünyasının derdi iş ve aştır, üretebilmektir. Biliyoruz ki, iş ve aş demek sosyal huzur demektir. Üretmek, üretebilen bir ülke olmak demek bir ülkenin bağımsız olabilmesi, kalkınması demektir. Bu anlamda bu konularla ilgili düşünceler, talepler, öneriler veya eleştiriler siyasetin çok ama çok üzerindedir.”