“İnadına yaşam, inadına özgürlük” | Güney Gazetesi Mersin

“İnadına yaşam, inadına özgürlük”

 “İnadına yaşam, inadına özgürlük”


 

ABİDİN YAĞMUR

 

Mersin’de Özgecan Aslan Barış Meydanı’nda bir araya gelen yüzlerce kadın, AKP iktidarının İstanbul Sözleşmesi ile ilgili fesih kararını protesto etti.

AKP hükümetinin, kadınları, çocukları ve LGTİ+ bireyleri şiddete ve istismara karşı güvenceye alan İstanbul Sözleşmesinden çekilme kararı alması yurdun dört bir yanında kadınlarca protesto edildi.

Mersin'de de yüzlerce kadın Mersin Kadın Platformu'nun çağrısıyla Özgecan Barış Meydanı'nda bir araya geldi.

Kadınlar Kuşimato Sokağı'ndan meydana kadar polis barikatına rağmen yürüdü.

Meydanda kadınlar adına yapılan açıklamada zaten tam olarak uygulanmayan İstanbul Sözleşmesi' nin resmen kaldırılmasının kadınların yaşamına ve haklarına yönelik yeni bir saldırı olduğu vurgulandı.

Kadınlar "Korkmuyoruz, susmuyoruz, itaat etmiyoruz", "Homofobik devlet yıkacağız elbet", "Dünya yerinden oynar kadınlar özgür olsa", "Erkek vuruyor devlet koruyor" şeklinde sloganlar attı.

 

HAYATLARIMIZDAN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ”

 

Mersin Kadın Platformu adına konuşma yapan Tuğçe Mutluay, “AKP hükümetinin kadınlara karşı açtığı savaşta kaybeden biz kadınlar olmayacağız. Haklarımızdan, hayatlarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Mutlaka kazanacağız” dedi. Mutluay, “2021 yılının ilk 79 gününde 77 kadın öldürüldü. Kadınlara ve LGBTİ+ lara yönelik şiddet bu kadar artmışken, her gün kadın cinayeti işlenirken erkek şiddetini engellemek için hazırlanan İstanbul Sözleşmesinin gece yarısı Cumhurbaşkanı Kararnamesiyle feshedilmesini kabul etmiyoruz! Anayasa’ nın 104’üncü maddesine göre Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri ile temel hak ve kişi hakları düzenlenemez. Dolayısıyla; insan haklarını düzenleyen İstanbul Sözleşmesi’nin cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle feshedilmesi hukuka aykırıdır. Cumhurbaşkanı kararnamesi yok hükmündedir! Sözleşmeden çekilme kararı Anayasa’ya ve uluslararası insan hakları hukukuna aykırıdır. İnsan haklarına aykırı faaliyette bulunmak devletin yetkisini açıkça kötüye kullanmaktır” şeklinde konuştu.

 

“ÖLDÜRÜLEN HER KADININ, FAİL KADAR SUÇLUSU DEVLETTİR”

 

Öldürülen her kadının, fail kadar suçlusu devlettir diyen Mutluay, “Dün gece yarısı kadınları dövme özgürlüğü isteyen erkeklere, Samsun’daki İbrahim Zarap gibilere, “eşit değilsiniz” diyerek bizi baskıya, şiddete açık hale getirenlere büyük bir hediye verildi. Karakollarda kadınları şiddete maruz kaldığı evlerine geri yollayan polisler, sığınaklarda kadınlara hapis hayatı yaşatan yetkililer, mahkeme salonlarında kadınları maruz kaldığı şiddet için suçlayan hakimler teşvik edildi. Bir sonraki kadın cinayetinde ortalıkta ikiyüzlü açıklamalar yaparak, cezasızlığın kol gezdiği bir ülkede, ağır ceza getireceğiz safsataları ile kamuoyunu yatıştırmaya çalışacaklar” dedi.

 

“SADECE DİNİ GRUPLAR KARŞI”

 

Mutluay, “Biz kadınlar eşitlik istiyoruz. Evde, işte, sokakta korkmadan yaşamak, çalışmak, yürümek istiyoruz. Şiddete uğramaktan, öldürülmekten korkmadan yaşamak istiyoruz. Her kadının kendini güvensiz hissettiği bu ülkede, şiddetle etkin bir mücadelenin, daha etkili önlemlerin, koruma mekanizmalarının konuşulması gerekirken, İstanbul Sözleşmesinden çıkılması tarihi bir hatadır” dedi. İstanbul Sözleşmesine karşı çıkanların sadece dini gruplar olduğuna dikkat çeken Mutluay, “İktidar eliyle yapılan çalışmalarda halkın sadece %17'sinin İstanbul Sözleşmesine karşı olduğu, karşı olanların da radikal dini gruplar olduğu ortaya çıkmıştır. Halkın %83'üne rağmen kadınları yaşatacak adımları içeren İstanbul sözleşmesini tartışmanın ya da reddetmenin kime hizmet ettiği açıktır. Yaşamlarımızı gericiliğe, yobazlığa, bağnazlığa teslim etmeyeceğiz, yaşam haklarımızı kararnamelerle ortadan kaldırmanıza izin vermeyeceğiz.Bugün burada İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmediğimizi haykırmak, “Sözleşmeyi Uygula” demek ve yaşamlarımızı savunmak için yanyanayız. Kazanımlarımızdan vazgeçmiyoruz! İstanbul Sözleşmesi bizim diyoruz. Yıllardır mücadele vererek, bedel ödeyerek kazandığımız haklarımız için de, hayatlarımız için de karar bizim diyoruz. Hayatlarımız için pazarlık yapmayacağız. Ülkedeki tüm kadınlar için yaşamsal önemde olan bir sözleşmeyi bir erkeğin iki dudağı arasına alan tek adam düzeninizin tam karşısındayız. Yok hükmündeki kararnamesi sadece o tek adamı bağlar. Bizler sadece İstanbul Sözleşmesinin değil, 6284 sayılı Şiddet Önleme Yasasının etkin uygulanması, Nafaka Hakkı, Kürtaj Hakkı, LGBT+ ların hakları içinde sokakları terk etmeyeceğiz” ifadelerine yer verdi.