NİHAT ALTUNTAŞ
“Su stresi riskine karşı Mersin hazırlıklı olmalı” diye çağrıda bulunan Çevre Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı Dr. Sinan Can, yaz aylarına girildiği dönemlerde suya olan talebin artacağını ve su stresi potansiyelinin giderek büyüyebileceğini söyledi. Can, “. Türkiye geneli olmak üzere Mersin de kuraklık riskiyle karşı karşıya olan kentlerden bir tanesidir. Kuraklığın giderek arttığı, mevsim normallerinin hızla değiştiği bugünlerde su tasarrufu ve bilinçli su tüketimi konusunda vatandaşlarımız son derece dikkatli olmalılardır” diye uyarılarda bulundu.
İklim değişikliğinin en çok hissedildiği Akdeniz havzasında yer alan Türkiye'de kuraklık ve su sıkıntısı her geçen yıl artıyor. Yaz aylarına girilmesiyle birlikte kuraklık riskinin ortaya çıkması uzmanların uyarılarda bulunmasına sebep oluyor. Çevre Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı Dr. Sinan Can, mevsim normallerinin hızla değiştiği bu günlerde su tasarrufu konusunda vatandaşları uyarıyor. Can, “Türkiye’nin oldukça geniş bir bölümü, yazı kurak subtropikal Akdeniz iklim kuşağında yer alır. Türkiye hem günümüz iklimi, iklim değişikliği ve değişkenliği hem de gelecek iklimi açısından ortayüksek riskli ülkeler arasındadır. Türkiye aynı zamanda çölleşmeden etkilenebilirliği ciddi (ortadan yükseğe değişen) bir Güneydoğu Avrupa ve Doğu Akdeniz ülkesi olup Mersin Akdeniz bölgesinde yer alan önemli iller arasında yer almaktadır. Kuraklığın giderek arttığı, mevsim normallerinin hızla değiştiği bugünlerde su tasarrufu ve bilinçli su tüketimi konusunda vatandaşlarımız son derece dikkatli olmalılardır. Türkiye'deki yer altı sularını analiz eden Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi’nin (NASA) yayınladığı haritada Türkiye ve Mersin’deki yer altı sularının ortalama seviyenin altında olduğu görüldü. Türkiye geneli olmak üzere Mersin de kuraklık riskiyle karşı karşıya olan kentlerden biri olarak açıklandı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü ve NASA'nın yayınladığı haritalarla Türkiye'nin son dönemde yaşadığı kuraklık tehdidi üzerine Doğal Hayatı Koruma Vakfı'nın (WWF-Türkiye) gerçekleştirdiği Su Riski Filtresi çalışmasına göre küresel ölçekte su riski yüksek 10 şehrin arasında Mersin de bulunuyor” dedi.
“PANDEMİDE SU TÜKETİMİ ARTTI”
Pandemi sürecinde su kullanımının arttığına dikkat çeken Can, “Unutulmamalıdır ki; kentimizde mevsimsel yağışlar ile baraj seviyesindeki doluluk oranlarının artma eğiliminde olabileceği düşüncesi de bizleri geleceğe dair su bütçesi konusunda umutlandırmaktadır. Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin de tatlı su kaynakları üzerinde ilave strese sebep olmakta, su kaynaklarının korunması, geliştirilmesi ve gelecek nesillere eksiksiz aktarılması için yoğun biçimde çalışılması gerekmektedir.Dünyada hızla yayılan Covid-19 salgınının etkisiyle kişisel temizliğe yönelik su sarfiyatının yükseldiği birçok kurum ve kuruluş tarafından açıklanmaktadır. Bu durumda dahi alınacak basit ama etkili tedbirlerle suyu tasarruflu kullanmanın mümkün olduğu bilinmektedir. Niihayetin de MESKİ yılın ilk aylarında yaptığı açıklamada Mersinin Kuraklık tehlikesi altında olabileceği ve su tüketime olan talep artışı olduğuna dair kamuoyuna bilgi vererek suyun tasarruflu kullanılmasına yönelik uyarı niteliğinde açıklamasını yapmıştır. Özellikle, yaz aylarına girdiğimiz bu günlerde suya olan talep artacak ve su stresi potansiyeli giderek büyüyecektir” diye konuştu.
“ÖNLEMLER ŞİMDİDEN ALINMALI”
Geleceğe dair önlemlerin şimdiden alınması gerektiğini söyleyen Can, “Sonuç olarak, Küresel bir çevre sorunu olan iklim değişikliği ve iklim değişikliğinin neden olduğu kuraklık, aşırı hava olayları, deniz seviyesinde yükselme, gıda arzında azalma gibi sorunların güvenlik zafiyeti oluşturabileceği yakın dönemde uzmanlar tarafından sıklıkla tartışılan konu olmuştur. İklim değişikliğinin etkilerinden, iklim değişikliğine en hassas toplulukların refahına yönelik tehditlere kadar uzanmaktadır. Bu bağlamda iklim değişikliği zaman zaman insan haklarına bir tehdit olarak algılanması ve geleceğe dair önlemlerin ve çözüm önerilerinin alınması gerekmektedir” dedi.