Eski emniyetçi Hanefi Avcı: Oraya Kutlu Adalı’yı öldürmek için gitmişler | Güney Gazetesi Mersin

Eski emniyetçi Hanefi Avcı: Oraya Kutlu Adalı’yı öldürmek için gitmişler

Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, suç örgütü lideri Sedat Peker ve kardeşi Atilla Peker’in, Kıbrıslı gazeteci Kutlu Adalı’nın öldürülmesiyle ilgili ilgili iddialarını değerlendirdi. Cinayetle ilgili birbirini teyit eden 3 tanığın ortaya çıktığına vurgu yapan Avcı, “Bir insan suçlanıyorsa elbette doğruyu söylemeyecektir. Fakat Peker’in söyledikleri, Kundakçı paşanın söyledikleri, Mendi paşanın söyledikleri birbirini doğruluyor. Ama onların anlattıkları mantığa uygun değil. Mantığa uygun olan onların oraya bir suç işlemek, Kutlu Adalı’yı öldürmek için gittiklerini gösteriyor. Fakat o gidişte olay olmamış. Olayın failini bulunur mu? İyi araştırılarsa bulunur” dedi.

Eski emniyetçi Hanefi Avcı: Oraya Kutlu Adalı’yı öldürmek için gitmişler


ABİDİN YAĞMUR

 

 

1980 öncesinde Mersin’de de görev yapan, yıllar sonra Mersin’e gelerek işkence ettiği kişilerden özür dileyen Eski Emniyet Müdürü Hanefi  Avcı, Mersin’e son ziyaretinde Kent Radyo yayınına katıldı ve suç örgütü lideri Sedat Peker’in youtube videoları üzerinden yaydığı iddialarını dile getirdi.

 

“SİYASET KURUMU MAFYAYLA HUKUK DIŞI İŞLER YAPMIŞ”

 

Eski emniyetçi Hanefi Avcı’nın programda yaptığı değerlendirmelerden bazı satırbaşları şöyle:

“(Susurluk mu büyük, Peker olayı mı büyük sorusu üzerine) İkisi birbirine çok benziyor. Birincisinde devlet görevlileri hukuk dışına çıkarak, mafya gruplarıyla iş ve işlem yapmışlardı. Çeteleşerek menfaat gruplarına dönüşen bir yapı vardı. Emniyetten, jandarmadan bazı kişilerin karıştığı bir yasadışı örgütlenmeydi. Bugün ise siyaset kurumunun, bu tür mafya örgütleriyle hukuk dışı eylemler yaptığını görüyoruz. Siyaset kurumunun belli oranda bu insanlarla işbirliği yaparak kendi muhalefetini susturma ya da karşı gelen insanları hukuk dışı yöntemlerle korkutma, sindirme işine girdiğini görüyoruz. Bu çok yaygın olmasa da belli unsurlarla böyle bir bağ var.”

 

 

“ONLAR DA DEVLETİ KULLANIR”

 

“Bu grupları kullanırsanız onlar da devleti kullanır. O gruplar devlet için bir şey yaparsa onlar da devletin olanaklarından faydalanmak ister. Menfaatler çatışması ortaya çıkınca da karşı karşıya gelirler. Bu olay daha yeni başladı. Daha da büyüyeceğini tahmin ediyorum.”

 

“2 BANKA GENEL MÜDÜRÜNÜN İŞLERİ SEDAT’IN EVİNDE HALLEDİLİYORSA SİZ GERİSİNİ DÜŞÜNÜN”

 

“Bu insan 30 senedir bu işlerin içinde. Fiilen önemli bir grubun lideri. İstanbul gibi bir yerde birçok olaya karıştı. Uzun süredir de ayakta kalan bir adam. Yaptığı işlerin büyük kısmı hukuk dışı işlemler. Bunları yaparken de bir taraftan zabıtaya polise karışıyor, bir taraftan adli yargıya karışıyor, bir taraftan da devletin üst yönetimine karışıyor. Bir taraftan da bazı işadamları, buna kendi işlerini getiren, taşıyan, hallet diyen bir çevre de var.  Bunların ilişkilerine baktığınız zaman belki de kendisinin bile unuttuğu birçok olay hakkında bilgi sahibidir. Birçok insanın tahmin edemeyeceği kadar bilgi sahibi olduğu kanaatindeyim. Bazen satır aralarında anlattıklarından ne bilebileceğini çıkarabiliyorsunuz. Bazen şunu şunu biliyorum diyor. Bazen de siz neleri bileceğini kestirebiliyorsunuz. Diyorsunuz ki buraları da bilmesi lazım. Bu ilişkinin böyle gelişmesi lazım. Bir milletvekilini dövdürmek için karakola gittim diyorsa, Hürriyet baskını olurken bir Ak Parti milletvekili bunlar bu işi beceremez deyip benden yardım istedi diyorsa bu ilk olay değildir. Bunun evveliyatı vardır. Yoksa ilk defa tanışan kişi telefon açıp da hadi bakalım şu adamı dövdür diyemezsin. Sadece bu iki olay mı? Başka olaylar da vardır.  Şimdi 2 banka genel müdürünün işleri Sedat’ın evinde hallediliyorsa siz gerisini düşünün. O kişi bütün bildiklerini anlattığı zaman tahmin edemeyeceğimiz kadar şeyler ortaya dökülür.”

 

“SEDAT PEKER İKTİDAR ADINA KONFERANSLAR DÜZENLİYORDU”

 

“Bütün bunların bir merkezden yürütüldüğü kanaatinde değilim. Olması imkansız. Bunun bir kısmının tabii olduğu kanaatindeyim. Bir organizasyonda anlaşmazlıklar oluşursa bunun yan etkileri olur.  Sedat Peker uzun süredir bu iktidarla hareket eden, onlar adına konuşmalar yapan, konferanslar tertipleyen biriydi. Bir anda bu iktidarla karşı karşıya geldi. Bu karşı karşıya geliş nedeniyle bazı şeyler açığa çıkmak mecburiyetinde. Fırtına varsa fırtınanın dışarıya yansıması olacaktır.”

 

 

“KUTLU ADALI’YI ÖLDÜRMEK İÇİN GİTMİŞLER”

 

 

(Kutlu Adalı cinayetinde Korkut Eken ve Mehmet Ağar’ın parmağı olduğu yönündeki iddialar üzerine) “İnsanların zihninde ve kamuoyunda bu anlatılanların doğru olduğu ve cinayetin böyle işlendiği anlaşılır hale geldi. Birbirini doğrulayan başka türlü olamaz denen bir olay çıktı ortaya. Tabi ki bir yargılama için, hukuki bir suçlama için yeterli değil.  Böyle bir hesap yaptıkları, bunun için gittikleri kesin ama olayın faili belli değil. Araştırmayla yeni deliller bulunması lazım. Bu tarihten sonra, olaydan önce Korkut’la oraya giden kim var diye bakacağız. O gidenlerin ilişkilerine bakacağız, bağlantılarına bakacağız. Bu olay bugüne kadar çok konuşulan ama laflarda kalan ispatlı bir olay değildi. Şimdi birbirini teyit eden 3 tanık çıktı ortaya.  Gittiklerini kabul ettiler. Ama anlattıkları mantıksız. Birincisi Peker o zaman danışman. Danışman bir kamu görevi yapamaz. Oradaki PKK faaliyetleri sabah gidilip akşam öğrenilecek bir şey değil ki. Zaten MİT’in orada görevlileri var. Yani o maksatla gitmedikleri anlaşılıyor. İkincisi resmi görevlendirme olsa yazışmalar olması lazım. Görevlilerin gitmesi lazım. Ama oraya Kokut Beyin gitmemesi lazım. O gidiyorsa demek ki beyan doğrudur. Bir insan suçlanıyorsa elbette doğruyu söylemeyecektir. Fakat Peker’in söyledikleri, Kundakçı paşanın söyledikleri, Mendi paşanın söyledikleri birbirini doğruluyor.  Ama onların anlattıkları mantıklı değil. Mantığa uygun olan onların oraya bir suç işlemek, Kutlu Adalı’yı öldürmek için gittiklerini gösteriyor.  Fakat o gidişte olay olmamış. Olayın failini bulunur mu? İyi araştırılarsa bulunur.”

 

“YUKARISI HAREKET ETMEDEN AŞAĞISI HAREKET ETMEZ”

 

“Sedat Peker bizi yanlış bilgilendiriyorsa o ortaya çıksın. Ama anlattıkları doğruysa bu suçları işleyenler ortaya çıksın.  Sanki bu olaylar takip edilemeyecek gibi bir hava oluştu. Eğer yukarısı her şey soruşturulacak demezse aşağısı harekete geçmez.”