“Narenciye ve bakliyatta katma değer yaratabiliriz” | Güney Gazetesi Mersin

“Narenciye ve bakliyatta katma değer yaratabiliriz”

Mersin Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir, “Mersin ihracat gelirinin yüzde 35’ini oluşturan narenciye ve bakliyatı şu an sadece sofralık ve natürel halde ihraç ediyoruz. Dünya pazarlarında ise bu ürünlerden elde edilen türev ürünler oldukça yaygın şekilde tüketiliyor. Bu nedenle önümüzdeki süreçte narenciye ve bakliyat ürünlerini işleme sanayisini geliştirerek katma değer yaratmaya yönelik yeni stratejiler oluşturmamız gerektiği fikrindeyim” dedi.

“Narenciye ve bakliyatta katma değer yaratabiliriz”


MAYSA DERYAYEVA

Mersin Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir, Mersin tarımsal potansiyelinin türev ürünler için değerlendirilmesi durumunda önemli bir katma değer yaratacağını söyledi.

Tarım ve gıda sektörünün Mersin ekonomisinin ana omurgasını oluşturduğunu ifade eden Özdemir, “Kentimiz bitkisel üretim değeri, tarımsal gelir ve tarımsal ihracat alanlarında ülke genelinde dördüncü sırada bulunmaktadır. Mersin’in 2020 yılında gerçekleştirmiş olduğu 1,9 milyar dolarlık ihracatın yüzde 70’i ve 1,2 milyar dolarlık ithalatın ise yüzde 63’ü tarım ve gıda ürünlerinden gelmektedir” dedi.

İstanbul Sanayi Odası’nca hazırlanan Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu listesine Mersin’den 8 firmanın girdiğini bunların 5’inin tarım ve gıda sektöründe çalıştığını vurgulayan Özdemir,  “Mersin ekonomisi açısından bu kadar önemli olan tarım ve gıda sektöründe kentimizin daha da gelişerek sadece ülkemizin değil, bölgemizin tarım-gıda üssüne dönüşebilmek için önemli bir potansiyeli bulunmaktadır. Üstelik bu dönüşümü gerçekleştirebildiğimiz takdirde Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu vb. listelerde çok daha fazla firma ile yer alabileceğimizi düşünüyorum. Mersin ihracat gelirinin yüzde 35’ini oluşturan narenciye ve bakliyatı şu an sadece sofralık ve natürel halde ihraç ediyoruz. Dünya pazarlarında ise bu ürünlerden elde edilen türev ürünler oldukça yaygın şekilde tüketiliyor. Bu nedenle önümüzdeki süreçte narenciye ve bakliyat ürünlerini işleme sanayisini geliştirerek katma değer yaratmaya yönelik yeni stratejiler oluşturmamız gerektiği fikrindeyim. İkinci aşamada ise kentimizin ürün desenini genişletmemiz gerektiği kanısındayım. Örneğin avokado, ananas, mango ve kivi gibi sub-tropikal ürünlerin tüketimi her yıl daha da artıyor. Aynı şekilde mobilya ve kağıt başta olmak üzere ormancılık ürünlerinin önemi dünya genelinde ivme kazanıyor. Kentimiz ise tüm bu ürünlerde rekabetçi olabilmek için gerekli temel coğrafi niteliklere sahip durumda. Ürün desenimizdeki bu çeşitliliği artırabildiğimiz takdirde Mersin ekonomisi için yeni pazar kapıları açabileceğimizi düşünüyorum. İSO 500 listesinde yer alan firmalarımızı kentimizin tarımsal gelirine, ihracatına ve istihdamına sağladıkları katkıdan ötürü kutluyorum. Mevcut performanslarının gelişmesini ve yeni yatırımlar ile Mersin ekonomisine katkılarının artmasını umuyorum” ifadelerini kullandı.

Böylece ileriki yıllarda Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu, İlk 1000 İhracatçı, En Çok Vergi Ödeyen Mükellefler Listesi gibi sıralamalarda çok daha fazla firma ile yer almayı temenni ediyorum.