ZELİHA ÖZİPEK
Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın (YKS) ilk oturumu olan Temel Yeterlilik Testi (TYT) ve ikinci oturum olan Alan Yeterlilik Testini (AYT) gazetemiz için yorumlayan Eğitim İş Mersin Şube Başkanı Nesime Aslan, sorularla ilgili görüşlerini paylaştı.
Aslan, “TYT’de matematik ve geometri sorularında muhakeme gücü ve yorum kabiliyetini ölçen sınav niteliğinde hazırlanmış. Bilgiyi yorumlayabilen öğrencinin başarılı olmaması için pek bir sebep yok. Aynı şey fen bilimleri soruları için de geçerli. Düzgün çalışan, zamanını iyi kullanan, öğrendiğini hayata uyarlayabilen, hayatı yorumlayabilen öğrencinin başarılı olabileceği sorular vardı. Türkçe’ de paragraf sorularında okuma, anlama, yorumlama becerileri üzerine daha çok yoğunlaşıldı. Paragraf soruları çok uzun olmamasına rağmen kısa kısa paragrafların, sorularının peş peşe olması öğrencilerimizin kafasının yorulmasına ve çok zaman kaybetmelerine sebep oldu. Bu da Türkçe sorunlarında kaybedilen zamanın sayısal sorularında dezavantaj yaşamalarına neden oldu” dedi.
“İYİ GÖZLEM YAPAN ÖĞRENCİLER BAŞARILI OLACAK”
“TYT sorularının normal zorlukta olduğunu ancak AYT için aynı şeyi söyleyemeyeceğim” diyen Aslan, “AYT’ de de yine edebiyat bilgisinin yanı sıra öğrencinin dil kabiliyeti, anlama kabiliyeti ve özellikle divan edebiyatı ağırlıklı sorularla karşılaştılar. Yine öğrencilerin bu konularla ilgili yorum gücü sorgulandı. Tarih’te online süreçte çalışma disiplinini kaybetmeyen öğrencilerin başarılı olacağı sonucuyla karşılaştık. Yine aynı şekilde coğrafyada bölge ve yer bilgisinin çok sorgulandığı sorular ön plandaydı. Ve en önemlisi matematik 2018 ve 2019’a göre kolay soru sayısı çok az olan alandı. Orta ve zor seviyede soru daha çoktu. Özgün sorular mevcuttu. İşlem yükü ağır sorular vardı. Hatta bir öğretmen arkadaşımın yaklaşımı şu şekildeydi ‘Her bir soruya 67 buçuk saniye düşüyor. Soruyu hazırlayanlar bu süre içerisinde bile bu soruları yapamazlar.’ Kimya ve biyolojide kazanımlarını yaşamla ilişkilendirebilen öğrenciler başarı elde edebilir. Yani çok soru soran değil. İyi gözlem yapan, anlayabilen, derse giren, sorgulama yeteneği gelişmiş öğrencilerin yapabileceği bir sınavdı” dedi.
“MATEMATİK ORTALAMASI DÜŞECEK”
Matematik ortalamamızın bu sınavdan sonra ülke çağında düşeceğini söyleyen Aslan, “Alışılmışın dışında geometri soruları 11’inci sınıf ağırlıklıydı. Ve geçen yıla oranla analitik geometri soruları çok yoğunluktaydı. Önceki yılların aksine şekilsel ifadeler verilmemiş, sorunun görseli öğrenciye bırakılmıştı. Bu da ilk defa karşılaşılan bir soru tekniği olarak karşımıza çıktı. Biz bunların ortalamayı düşüreceğini düşünüyoruz. Matematik ortalamamız ülke çapında düşüktü. Şimdi bu yıl biraz daha düşecek. Bu yeni soru tipleri, sayı işlemi ağırlığından dolayı çocuklar matematikte ciddi anlamda yeni soru şekilleriyle karşılaştılar. Görselin öğrenciye bırakılmış olması geçen yıllara nazaran bu yıl çok daha fazla. Dolayısıyla okuduğunu anlayan, anladığını yorumlayabilen, çalışma disiplinini elde etmiş öğrenci matematikte de başarılı olmuş olabilir. Bu pandemi sürecinde öğrencinin uzaktan eğitimle tüm müfredattan sorumlu olması büyük bir dezavantajdı. Uzaktan eğitimde soru çözümü, gözlem ve sorgulama yeteneği öğrencinin yüz yüze ders tekniklerinde daha verimli oluyor. Uzaktan eğitimde herhangi bir teknikle karşılaşmış değil ki öğretmen. Öğretmenler, kendi tekniğini oluşturdu. Bu tekniklerle çocuklar sınava hazırlandı” diye konuştu.
“ORTAK AKILLA HAREKET EDİLMELİ”
Sınav sistemi olmadan da üniversiteye yerleştirmeyi sağlayabilecek sistemlerin olduğuna dikkat çeken Eğitim Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül, “Hem liselere girişte hem üniversitelere girişte sınav odaklı bir sistem var. Bu sistem de maalesef çok sık değişiyor ve öğrencileri çok olumsuz etkiliyor. Öğrenciler bir yarış atı şekline dönüştürülüp gençlikleri ellerinden alınıyor. Bu sistem devam ederken pandemi koşullarında ortaya çıkan eşitsizlik adaletsizlik daha da büyüdü. Katar’dan öğrenciler tıp fakültelerine Türkiye’de sınavsız girebilecek. Sınavdan bir gün önce bunun açıklanması öğrencilerin ve velilerin psikolojilerini çok kötü etkiledi. Bu gerçekten hem zamanlaması açısından hem mantığı açısından kabul edilemez bir durum. Yıllardır sınav sistemiyle bu işin sürdürülemeyeceğini söyledik. Fakat bu söylemlerimiz Cumhur İttifakı’ndan bir siyasetçi Üniversite sınavlarını kaldıralım açıklaması daha da manidar hale getirdi. Niye Üniversite sınavından birkaç gün sonra bu açıklama yapılıyor? Onu da anlamış değilim. Ya da niye şimdiye kadar beklendi? Sınav sistemi olmadan da üniversiteye yerleştirmeyi sağlayabilecek sistemler var. Bunları uygulayan gelişmiş ülkeler var. Bunları uygularken eğitim ve bilim emekçilerini de dahil ederek gerekli adımlar atılmalı. Sistem, Türkiye’nin her bir köşesine üniversiteler açtı. Şu anda belli bölümleri kapatarak ve belli bölümleri açarak aslında ne kadar hazırlıksız olduklarını gösterdiler. Eğitimde kalıcı politikalarla adımlar atılmalı. Eğitim ile ilgili atılan adımların siyaset üstü olması gerekiyor, ortak akılla hareket edilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.