MAYSA DERYAYEVA
Mersin’de yaşayan ve iki çocuk annesi olan Hanife Mert emekli olduktan sonra kendi kitaplarını yazmaya başladı. 2008 yılında emekli olan Hanife Mert eşinin desteği ile 2010 yılında kendine blog hesabı açtı. Açtığı blog hesabında öyküler yazmaya başlayan Mert, daha sonrasında okuyuculardan gelen yoğun talep üzerine ilk kitabı olan “Düş Batımı” adlı kitabını çıkardı.
Okumaya ve yazmaya merakı olduğu ifade eden Mert, “Ben 2008 yılında emekli oldum. Emekli olduktan sonra 2010 yılında eşim bana blog açtı. Blog yazarlığıyla başladım hatta orta okuldayken benim öykülerim vardı. Kendi çapımda yazdığım küçük öykülerim vardı. Okumaya ve yazmaya çok merakım var. Aslında benim idealimde edebiyat öğretmeni olmaktı fakat muhasebeci oldum. Blog hesabımda yazdıklarım çok okunmaya başlandı. “Güçlü kalemsin neden kitap çıkarmıyorsun” diye talepler geldi. Eşim ve arkadaşlarım tarafından teşvik edilince tamam o zaman yazayım dedim. Yoksa aklımın uçundan geçmiyordu” diye konuştu.
“KENDİ DENEYİMLERİMİ PAYLAŞTIM”
İlk çıkardığı “Düş Batımı” kitabından bahseden Mert, “2015 yılında ilk kitabım çıktı. Her yazar ilk kitabında kendi hayat hikayesini paylaşır. Bende kendi hayat hikayemden kesitleri dağılmış, parçalanmış aileyi anlatan bir dram olan kitap. Toplumumuzun temel sorunlarından biri olan boşanmış eşler geriye kalan yıkıntılar ve bunun topluma olan etkisini kurgulayarak topluma mesaj vermek istedim. Burada birçok kendi deneyimlerimi paylaştım. Ayrılmış çiftlerin düşüncelerini, duygularını, ne yapmaları gerektiğini roman şekillinde okuyuculara sundum” dedi.
“BİRÇOK ACIYI PAYLAŞTIM”
Hanife Mert ikinci kitabı olan “Bakış Acısı” ile ilgili olarak da “Bakış açısı farklıdır ama bakış acısı ortaktır. Burada birçok acıyı paylaştım. Gerçek yaşanmış hikayeleri yaşayanlar ile birebir görüştüm, sohbet ettim ailelerden edindiğim bilgileri harmanlayarak bir olay öyküsü yaptım. Örneğin bu kitapta boşanmış ailelerin çocuklarının hayat mücadelesi var. Avukat olmak isteyen bir gencin, avukat olmak için yaşadığı zorlukları anlatan, amacına ulaştığı hakkında yazdım. Engeli çocukları olan ailelerin dramı, alevi ve sünni evliliklerde yaşanan sorunlar birçok konuyu bu kitapta toparladım. Yoğun araştırmalar, incelemelerden sonra ortaya çıktı” ifadelerini kullandı.
“ORHAN VELİNİN PEK ÇOK ÖZELLİĞİ BİLMİYOR”
Son çıkan kitabından söz eden Mert, “‘Fırçadaki son şiir’ benim üçüncü kitabım ve Haziran ayının 29’una çıktı. Yayınevi sahibi dedi ki “Niye biyografi yazmıyorsunuz?” dedi bende “Kimi yazayım” dedim. Daha sonra bana Orhan Veliyi önerdi. Bende üç yıldan fazladır bu kitabın üzerine çalıştım. 50’inin üzerinde kitap taraması yaptım. Bu kitapta amacım Orhan Veliyi halka tanıtmak aslında çok tanınmış bir yazar. Orhan Velinin pek çok özelliği bilinmiyor ve ortaya konulmuyor. Araştırmalarım sonucunda Orhan Veliyi kendi anlayışıma göre ve kendi hayal gücümü ortaya koyarak kitabı yazdım. Orhan Veliyi hayatını, dönemin kültür-sanat, tarihini göz önünde bulundurarak onun doğumundan, ölümüne kadar yaşadıklarını yazdım. Şiirimizde büyük devrim yapmış olan Orhan Veli İnkılabın yapıldığı dönemde, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu dönemlerde öyle bir ortamda Türk şiirinde Fransız şairlerden etkilenerek bir akım gerçekleştirdi. Bunun yanında Melih Cevdet Anday ve Oktay Rıfat ile birlikte şiirde devrim yapıyorlar. Kafiyeyi tüm kuralları şiirden kalıyor. Platonik aşklarını, yasak aşkını bunlardan bahsettim. O dönemdeki ülkenin siyasi durumu hakkında birçok konularda bir biyografi roman ortaya çıktı” diye konuştu.
“DURMAK YOK YAZMAYA DEVAM”
Şu anda çalıştığı kitap hakkında bahseden Mert, “Dördüncü kitabı olarak bölgesel yerel gazetelerde, Milliyet gazetesinin blog sayfasında denemeler yazıyorum. Felsefi anlamda, sosyal ve toplumsal, kültürel alanlarda denemler yazıyorum. O alanda yazdığım denemeleri toparlayarak kişisel gelişimi andıran 100 sayfalık kitap yazmayı planlanıyorum. Durmak yok yazmaya devam. Yazıları yazarken en büyük destekçim eşim ve kızlarımdı” dedi.