Turan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde “Mersin kenti sistematik olarak bir avuç rant odaklarına peşkeş çekilmektedir. Mersin’in batısından doğusuna, kent içinden kırsal alanlarına kadar doğanın katledilmesine yönelik bütün girişimler muhtemelen dünyanın hiçbir yerinde görülmeyecek düzeydedir. Son yıllarda Mersin’in şekillenmesine ilişkin alınan bütün kararlarda Mersin’de yaşayan insanların talepleri bizatihi hükümet tarafından hiçbir şekilde dikkate alınmamıştır” ifadelerini kullandı.
2020 yılında Türkiye’nin muhtelif illerinde yaklaşık 766 bölgede maden ruhsatı için ihale açıldığını, Mersin’in de bu iller arasında yer aldığını kaydeden Turan, 8 Eylül 2020 tarihinde Mersin’de 10 maden sahası için ruhsat verilmesi amacıyla ihaleye çıkıldığını, sonraki aylarda bu sayının 30’a yükseldiğini kaydetti.
Turan, “Mersin için ihaleye giren şirketler hızlı biçimde maden sahalarını işletmeye başlamıştır. Mersin’de yaşayan insanlar Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı tarafından alınan bu kararları birçok defa protesto ederek tepkilerini göstermişlerdir. Ancak Mersinlilerin bu tepkisi AKP hükümeti tarafından hiçbir şekilde dikkate alınmamıştır. Her geçen gün maden sahalarının ÇED raporları kamuoyuna açıklanarak faaliyetlerine başlamıştır” dedi.
Mersin’de yapılan doğa katliamının en son örneğinin İnsu köyü sınırları içinde yapılmak istenen taş ocağı olduğunu ifade eden Turan şunları söyledi:
“Öncelikle şunu açıkça ifade etmeliyim ki; İnsu köyünde ikamet eden insanlar başta olmak üzere Mersin kamuoyunun çoğunluğu bu taş ocağının yapılmasını istememektedir. Çünkü yapılması planlanan bu taş ocağının ne İnsu köyüne ne de Mersinlilere hiçbir faydası yok, bizatihi zararları var.
İnsu köyü Mersin’e 15 Km uzaklıkta Mersinlilerin özellikle yaz aylarında biraz temiz nefes almak için yayla olarak kullandıkları bir köydür. İnsu köyünde yapılması planlanan taş ocağı bölgesi jeolojik fosillerin bulunduğu bir yer olmasından dolayı değerli bir bölgedir. Taş ocağının yapılması durumunda fosil kalıntılar yok olacak. İnsu başta olmak üzere çevre köylerin içme suyu taş ocağı patlamalarından dolayı ciddi zarara uğrayacak. Taş ocağındaki muhtemel patlamalardan dolayı başta gürültü kirliliği olmak üzere büyük bir çevre kirliliğine neden olacaktır. Hayvancılıkla geçimini sağlayan Yörüklerin hayvancılığı bırakmasına neden olacak. İnsu köyünde açılacak taş ocağıyla birlikte bütün bu olumsuzlukları dikkate aldığımızda geri dönüşü olmayan büyük bir ekolojik yıkıma neden olacaktır. Dolayısıyla İnsu Köyü’nde yapılması planlanan taş ocağı projesi iptal edilmelidir.”