ZELİHA ÖZİPEK
KAMU-AR’ ın yaptığı araştırmaya göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı temmuz ayında 3 bin 513 TL, yoksulluk sınırı ise 12 bin 195 TL olarak belirlendi. Bu rakamlarla birlikte Türkiye’de yoksulluğun giderek arttığına dikkat çeken Doç. Dr. Metin Altıok, “Giderek fiyatların artmasına paralel olarak bu ülkede yoksullaşmayla birlikte işsizlik de beraberinde geliyor. Çünkü resmi TÜİK rakamlarına göre enflasyonu 8.9 belirlerseniz ve gerçekte o rakamın çok üstünde bir harcama potansiyeli yaratırsanız, aslında var olan ekonomik krizi 83 milyonu sırtına bir şekilde yüklüyorsunuz” dedi.
Günden güne artan enflasyonla birlikte açlık ve yoksulluk sınırı rakamlarının günden güne artmasına neden oluyor. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’nun Ar-Ge birimi KAMU-AR’ ın yaptığı araştırmaya göre açlık sınırı düzeyi temmuz ayında bir önceki aya göre 45 lira arttı. Gıda dışındaki ihtiyaçlar için yapılması gereken harcama 198 lira ve yoksulluk sınırı da 270 lira olarak arttı.
Yapılan araştırmaya göre dört kişilik bir ailenin sağlıklı beslenebilmesi için alması gereken gıda ürünleriyle oluşturulan bir sepete bir ay süreyle ödenmesi gereken miktar temmuz’ da 3 bin 513 TL olarak belirlendi. Ailelerin gıda ve gıda dışı ihtiyaçlarını insan onuruna yaraşır bir şekilde yoksunluk hissi çekmeden karşılayabilmesi için yapması gereken toplam harcama tutarını gösteren yoksulluk sınırı ise 12 bin 195 TL olarak belirlendi.
“YOKSULLUK, TOPLUMUN TAMAMINA ZAMANLA YAYILIYOR”
Ülkede yoksulluğun ve işsizliğin giderek arttığına dikkat çeken Doç. Dr. Metin Altınok, “Yapılan araştırmada 4 kişilik bir ailenin dengeli ve sağlıklı beslenebilmesi sadece gıda maddelerine olan talep bile 3 bin 513 TL olarak hesaplanıyor. Bu şu demektir: Giderek fiyatların artmasına paralel olarak bu ülkede yoksullaşmayla birlikte işsizleşmenin de beraberinde geldiğini bizlere gösteriyor. Çünkü resmi TÜİK rakamlarına göre enflasyonu 8.9 belirlerseniz ve gerçekte o rakamın çok üstünde bir harcama potansiyeli yaratırsanız, aslında var olan ekonomik krizi 83 milyonu sırtına bir şekilde yüklüyorsunuz. Politikaya karar vericiler aslında enflasyon yoluyla bu ülkedeki krizi 83 milyonun sırtına yıkmış demektir. Dolayısıyla bu işsizleştirme, mülksüzleştirme ve yoksullaştırma hali giderek toplumun tamamına yayılmaya başlıyor” dedi.
“ORTA SINIF ERİDİ”
Mersin Üniversitesi İİBF iktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erkan Aktaş, açıklanan verilerin sonucunda Türkiye’de orta sınıfın tamamen eridiğine dikkat çekti. Aktaş, “Türkiye’de kayıt dışı verilere göre yüzde 40’a yakın asgari ücretli çalışan var. O zaman bu bize şu durumu gösteriyor: Türkiye’de çalışanların yarısı açlık sınırında. Bu oranlara göre yoksulluk sınırında olanların sayısı çok daha yüksek. Yoksulluk sınırındaki rakama baktığımız zaman Türkiye’de orta sınıfın tamamen eridiğini söyleyebiliriz. 12 bin TL yoksulluk sınırını aşan çok az ücretli kesim var. Bu da TÜİK’ in son zamanlarda paylaştığı enflasyon oranlarının çok altında olması, çalışanların ciddi oranda gelir kaybına yol açtığını ve mevcut memurların maaşlarının hemen hemen asgari ücrete yaklaştığını bizlere gösteriyor. Açlık sınırıyla karşı karşıya kalan çok ciddi bir kesim var. Orta gelirli sınıf giderek eriyor. Yoksulluk sınırının Türkiye’de önemli bir kesimi kapsıyor. Türkiye’de çalışanların büyük bir kısmının yoksul olduğunu ve onun önemli bir kısmının açlık sınırıyla karşı karşıya kaldığını söyleyebilirim” dedi.
“GELSİNLER SOKAĞIN HALİNİ GÖRSÜNLER”
Seyyar satıcı Bulut Tanrıkul, yetkililerin sokağa çıkmaları gerektiğini yönünde çağrıda bulunarak, geçinemediklerini vurguladı. Tanrıkul, “Devlet yetkililerimiz bu rakamları bildiği halde neden bizlere yardımcı olmuyor? Lütfen bu sorunları çözemiyorsanız artık o koltuklarda oturmayınız. Gidin açlık sınırının altında çalışan halkımızın halini anlamak için sokaklara çıkın. Bu durum yetkililerin insanların açlık sınırının altında nasıl yaşamaya çalıştıklarını onların gözlerine önüne koyacaktır” dedi.
“LÜKS HARCAMALARDAN KAÇINMAK GEREKİYOR”
Taksici Bahri Uslu ise insanların lüks yaşamayı istediklerinden dolayı aldıkları maaşın yetmeyeceğini ve bu durumun yöneticileri bağlamadığı yönünde açıklamalarda bulundu. Uslu, “Herkes kendi gücüne göre hareket ediyor. 3500 TL alan ve 12 bin TL alan insanlar çok lüks yaşamıyor ama fazla harcama yapıyor. Her istediğini de alıyor. Gereksiz harcama yapıyorlar. İphone telefon alıyorlar mesela. Açlık sınırında olan bu telefonu alabilir mi? İnsanlarımız düzenli bir hesapla geçinebilir. Tamam çok kötü durumda olan var ama lüks yaşamak için gereksiz harcama yapanlar da var. Bununla birlikte örneğin lokantalardaki fiyatlar uçmuş durumda ama bu devletin suçu değil. Sıkıntı buradan başlıyor. İnsanlar birbirine yardımcı olmuyor” dedi.
“NASIL GEÇİNECEĞİZ?”
Mersinli vatandaş Yılmaz Salgut ise “Bakkala gittiğimiz zaman bir yağ olmuş 80 TL, bir tüp olmuş 100 TL. Asgari ücreti yükseltiyorlar ama gıda maddelerinin de fiyatlarını da arttırıyorlar. Yapılan zamların hiçbir faydası olmuyor. Şu anda pazara gidemiyoruz. Pazara gittiğin anda 200 TL gidiyor. Nasıl geçineceğiz?” diye yorum yaptı.