“Greve mecbur bırakıldık” | Güney Gazetesi Mersin

“Greve mecbur bırakıldık”

Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliğine tepki göstermek amacıyla Mersin’deki aile hekimleri greve gitti.

“Greve mecbur bırakıldık”


ZELİHA ÖZİPEK

 

Mersin’deki aile hekimleri, Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliğine tepki amacıyla işbırakma eylemi yaptı. “Zulüm varsa biz yokuz”, “Ceza Yönetmeliğine hayır” diye slogan atan hekimler, “Ceza değil, hakkımızı istiyoruz” yazılı pankart açtı. Yönetmeliğin tek bir maddesinin bile hekimlerin lehine olmadığına vurgu yapan MAHDER Başkanı Dr. Haydar Karakoyun, “Hastalık Yönetim Paneli adı altında uygulanması mümkün olmayan yeni bir iş daha üzerimize yüklendi. Basın ve sosyal medya aracılığıyla mesleğimize yönelik fikir beyan etmemiz yasaklandı. Aşı karşıtlarının sosyal medya aracılığıyla örgütlendiği dönemde halkımıza aşı, maske, mesafe temizlik hakkında bilgi vermemiz bile yasaklandı” dedi.

Özgür Çocuk Parkı’nda eylem düzenleyen hekimler, “Ceza değil, hakkımızı istiyoruz” yazılı pankart açtı. Hekimler adına konuşma yapan Mersin Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Haydar Karakoyun, “Bugün, tüm dünyayı etkileyen tarihin gördüğü en büyük salgının, ülkemizin yaşadığı yangınların ve sel felaketlerinin, sosyal olayların olduğu bir dönemde, karşınızda olmaktan elbette biz de memnun değiliz. Mecbur kaldık, mecbur bırakıldık. Özellikle Covid-19 salgınının en çok etkilediği meslek grubu biz aile hekimleri oldu. Her meslek grubunun kronik hastalıklara sahip üyeleri özel izinli olduğunda biz bu hastalıklara sahip olsak da çalıştık. Gene her meslek grubu esnetilmiş mesai yaparken de biz çalıştık. Üniversite hastaneleri, şehir hastaneleri, devlet hastaneleri poliklinik kapattığında da biz çalıştık. İlçe sağlık müdürlüğünün görevi olan filyasyonu da özellikli izlemler adı altında gene biz yaptık. Bu arada okul çağı aşıları görevi de ilçe sağlık müdürlüğünden alınıp bize verildi. Covid-19 aşılarının uygulamasında da en öndeydik. Hastanelerde bu iş için özel birimler, özel alanlar oluşturulmasına rağmen biz uygun olmayan şartları uygun hale getirmeye çalışarak Covid-19 aşılarının yükünü de üstlendik” diye konuştuk.

 

“MESLEK HASTALIĞI BİLE KABUL EDİLMEDİ”

 

“Hafta sonları üç yüz binlere düşen aşılama sayısı hafta içlerinde bir milyonun üzerine çıktı. Aradaki fark aile hekimlerinin ve aile sağlığı çalışanlarının gücü, emeği sayesinde oldu” diyen Karakoyun, “Aynı zamanda poliklinik hizmetleri, bebek çocuk aşıları, gebe izlem ve takipleri, erişkin aşılamaları salgın öncesinde nasıl yapıyorsak öyle yapmaya devam ettik. Halkımıza aşılama, maske, mesafe ve temizliğin önemini her seferinde birebir anlattık. Kişisel koruyucu donanıma ulaşmakta zorluklar yaşadık. Bir çoğumuz bu dönemde Covid-19 hastalığına yakalandık. Maalesef birçok meslektaşımız bu hastalıktan dolayı şehit oldu. Ama "ne bilelim çalışırken kaptığınızı” denilerek şehit sayılmadık. Hatta meslek hastalığı bile kabul edilmedi. İlçe sağlık müdürlükleri, hastanelerde çalışan meslektaşlarımız ek ödemeler alırken, bize söz verilmesine rağmen bir ek ödeme yapılmadı. Yapılanlar şartlara bağlandı. Kişisel koruyucu donanımları bile kendi imkanlarımızla edindik. Bakanlık yetkilileri basın yoluyla halkımıza aşılama döneminde Aile hekimlerinin ve aile sağlığı çalışanlarının üç ek ödeme alacağını söyledi. Bize gelen yazıya baktığımızda onunda imkânsız şartlara bağlı olduğunu gördük. Hâlen hiçbir aile hekimliği çalışanı da böyle bir ek ödeme görmedi” dedi.

 

“BİR TEK MADDESİ LEHİMİZE DEĞİL”

 

Karakoyun, “Peki şimdi neden karşınıza çıktık, iş bıraktık? Bunca işimizin yanında, çocuklarımızla bile ilgilenecek zaman bulamazken bakanlık yeni bir yönetmelik çıkardı. Bu yönetmeliği hazırlarken sahadan, yani bizden ve bizi temsil eden AHEF'ten hiçbir görüş almadılar. Bir gün bile poliklinik yapmadığı belli olan bürokratların çıkardığı bu yönetmelik her yönüyle ucube. Bununla birlikte bakanlık gene basın ve sosyal medya aracılığıyla bize ek kazançlar getirecek, özlük haklarımızı daha çok koruyacak bir yönetmelik çıkardıklarını bildirdiler. Okuma biliyoruz. Bir tek maddesi lehimize değildir. Hastalık Yönetim Paneli adı altında uygulanması mümkün olmayan yeni bir iş daha üzerimize yüklendi. Belirli bir oranın üzerine çıkıldığında ek ücret alacağımız, eğer yapamazsak şu an aldığımız hakedişte yüzde on kesinti içeren bu uygulamayı yapmamız bilimsel olarak da mümkün değil. Ancak klonlama teknolojisi gelişir ve bizden bir tane daha yapılabilir ise aynı mesai saatleri içerisinde yapılabilir. Basın ve sosyal medya aracılığıyla mesleğimize yönelik fikir beyan etmemiz yasaklandı. Aşı karşıtlarının sosyal medya aracılığıyla örgütlendiği dönemde halkımıza aşı, maske, mesafe temizlik hakkında bilgi vermemiz bile yasaklandı.

 

“27 AĞUSTOS’TA DA İŞ BIRAKACAĞIZ”

 

27 Ağustos’ta da iş bırakacaklarını söyleyen Karakoyun, “Cari gider ödeneklerimiz ne olduğunu anlamadığımız "gelişmişlik katsayısı” düzenlemesi ile kesintiye uğradı. Cezaevi aile hekimlerinin cari gider ödeneğinin kesildi. Sağlıkta şiddet her geçen gün artarken bize saldırana bize küfür edene, bizi tehdit edene karşılık vermemiz bile ceza puanına dahil edildi. Sözleşme feshinin tüm yetkileri il sağlık müdürlüğüne verildi, kolaylaştırıldı.Entegre hastanelerde çalışan meslektaşlarımız hastalık ya da kaza geçirseler bile beş nöbete gelemeseler sözleşmeleri fes edilecek. Konu hakkında bakanlık yetkililerine bunlar kabul edilebilir değil dediğimiz de "gönüllülük esasına göre çalışıyorsunuz, isterseniz bırakın" denildi. Bunları kabul etmemiz mümkün değil. Bu sebeple AHEFlin ve birçok sendikanın aldığı karara uyarak 16 Ağustos'ta, 27 Ağustos'ta iş bırakıyoruz. 28 Ağustos'ta Ankara'da ise geniş katılımlı bir miting yapacağız” dedi.