ABİDİN YAĞMUR
HDP Mersin Milletvekili Rıza Turan, kamu çalışanlarının ve emekli memurların yaşadığı ekonomik sıkıntıların araştırılması için TBMM Başkanlığına araştırma önergesi verdi.
Turan önergesinin gerekçeler kısmında, “Kamu hizmetleri alanı, iktidarın yıllardır uyguladığı neo liberal politikalarla toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan emekçi sınıfların, dar gelirli yurttaşların aleyhine olacak şekilde dönüştürülmüştür. Kamuda yaklaşık olarak 3,5 milyon kamu emekçisi çalışmakta 2 milyon kişi ise emeklidir. Çalışanların ve emeklilerin aileleri de katıldığında 20 milyonluk geniş bir kitlenin geleceğini doğrudan ilgilendiren “toplu sözleşme” görüşmeleri geçtiğimiz günlerde mutabakatla sona ermiştir. İçinden geçtiğimiz ekonomik kriz koşullarında 2022 ve 2023’te yapılacak zam oranları belirlenmiştir. Buna göre; 6’ncı Dönem Toplu İş Sözleşme (TİS) görüşmelerinde 2022 yılı birinci altı ayı için %5, ikinci altı ayı için %7, 2023 yılı için ise ilk altı ay için %8 ve ikinci altı ay için %6 olarak netleşmiştir. Açlık sınırının 2 bin 903 TL, yoksulluk sınırının 9 bin 457 TL’ye dayandığı bir süreçte hayat pahalılığı ve adaletsiz vergi düzeni, kamu çalışanlarının belini bükmüştür. Uzaktan çalışma ile birçok ek ödemenin kesildiği, sözleşmeli çalışmanın yaygınlaştığı bir dönemde yapılan bu teklifle memur ve memur emeklileri aileleri ile birlikte açlığa, yoksulluğa ve sefalete terk edilmişlerdir” ifadelerini kullandı.
Turan, sendika üyesi olmayan ve 4688 sayılı yasaya göre sendika üyesi olması yasaklanmış bulunan toplamda en az 1 milyon 800 bin kamu emekçisi ve 2 milyon kamu emekçisi emeklisinin toplu sözleşme tazminatı hakkının da ellerinden alındığını vurguladı.
“TÜİK ENFLASYON RAKAMLARINA AYAR ÇEKİYOR”
Enflasyon rakamlarının TÜİK tarafından farklı şekillerde sunulduğu iddialarına da değinen Turan, “Enflasyon rakamlarına TÜİK tarafından adeta ayar çekilmektedir. TÜİK verilerinde temmuz ayında yıllık enflasyon oranının yüzde 18,95’e çıktığı açıklanırken Enflasyon Araştırma Grubunun (ENAG) hesaplamalarına göre ise sadece Ocak-Temmuz döneminde enflasyon oranının yüzde 25,14 olduğu, gerçek enflasyonun ise yüzde 40’ın üzerinde seyrettiği belirtilmektedir” dedi.
“GREV HAKKI ENGELLENİYOR”
ILO sözleşmelerinde ve bunlara dayanan AİHM kararlarında toplu pazarlık ve grev hakkının sendika özgürlüğünün ayrılmaz parçaları olarak değerlendirildiğine değinen Rıdvan Turan şunları söyledi:
“Toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşmazlık olduğu taktirde grevi değil de kararın uluslararası çalışma hukukunda sadece uzlaştırıcı görevi olduğu bilinen çoğunluğu hükümet tarafından belirlenen Kamu Hakem Heyetinin yetkili kılınması, sözleşmenin sadece iki yılda bir yapılması, kapsam olarak sadece ekonomik hakların görüşülüyor olması ve taraflarının kimlerden oluştuğuna bakıldığında bu düzenlemenin uluslararası sözleşmelerde tanımı yapılan toplu sözleşme ile ilgisi olmadığı görülmektedir. Toplu sözleşmede görüşmeye katılan tarafların eşit şartlarda olmadığı bir görüşmeden çıkacak sonucun kamu emekçilerinin beklentilerini karşılamayacağı da aşikardır. Kamu çalışanları ile kamu emeklilerinin ortak ekonomik, sosyal, demokratik, özlük ve mesleki hak ve çıkarlarını temel alan; iktidarın hem işveren olarak tarafı hem hakemi olmadığı; insanca yaşamaya yetecek bir ücret, temel gelir güvencesi, güvenceli istihdam, güvenli gelecek, demokratik, adil bir çalışma yaşamı; başta ILO sözleşmeleri olmak üzere uluslararası sözleşmelerle, evrensel sendikal hak ve özgürlüklerle uyumlu, grev hakkı ile tamamlanmış gerçek bir Toplu Pazarlık Sözleşme Sisteminin hayata geçirilmesi amacıyla bir Meclis Araştırması açılması elzemdir.”