“Sine-i millete dönün” | Güney Gazetesi Mersin

“Sine-i millete dönün”

Eski Kültür Bakanı Fikri Sağlar, Yargıtay açılışındaki ortaya çıkan tabloyu, “Türkiye’nin artık ılımlı İslam devleti olduğunun açıklanması” şeklinde yorumlayarak CHP’ye TBMM’den çekilme, sine-i millete dönme çağrısı yaptı. Sağlar, “CHP Atatürk’ün partisiyse, genleri değişmemişse yapması gereken şey sine-i millete dönmektir. Başka çıkış yolu yok. Demokratik yoldan bu iktidarı değiştirmenin tek ama tek yolu budur” dedi.

“Sine-i millete dönün”


ABİDİN YAĞMUR

 

Eski Kültür Bakanı, CHP’nin deneyimli isimlerinden Fikri Sağlar, gazetemiz Güney’i ziyaretinde önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin laiklik ilkesinden uzaklaştığını, tarikat ve cemaatlerin hilafeti ilan etme çabasında olduğunu ifade eden Sağlar, TBMM’nin bu süreçte hiçbir etkisinin kalmadığını belirterek CHP’ye “sine-i millete dönün” çağrısı yaptı. Sağlar, CHP’nin cumhurbaşkanlığı birinci turundaki adayının Genel Başkan Kılıçdaroğlu olması gerektiğini de söyledi.

Eski Kültür Bakanı Fikri Sağlar’ın gündeme dair açıklamalarından bazı satırbaşları şöyle:

 

“TEK ADAMIN KAFASINDA ILIMLI İSLAM VAR”

 

“Türkiye Cumhuriyeti Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu laik, demokratik, hukuk devleti olmaktan çıkarıldı. Özellikle eşitlik, aynı haklara sahip eşit bir ülke olmaktan çıktı çünkü laiklik ilkesi ortadan kalkınca demokrasi, demokrasinin vazgeçilmez niteliği olan eşitlik, dayanışma, düşünce ve ifade özgürlüğü ortadan kalkıyor, biat kültürü ortaya çıkıyor. Din tacirlerinin yapmak istediği de o. Biat kültürünü ortaya çıkarmak ve onunla ilgili bir düzen oluşturmak. 16 Nisan 2017’deki referandum, şaibeli, hileli olduğu AGİT tarafından raporlaştırılan referandum sonrasında Türkiye hızlı bir şekilde rejimini değiştirdi. Öteden beri altyapısı oluşturuluyordu şimdi tek adam yargıya, yasama organına ve yürütmeye sahip. Bu tek adamın kafasındaki asıl konu laik bir ülke olmaktan çıkarılarak, Amerika’nın, BOP’un  ortaya koyduğu ılımlı İslam’a dönmek.”

 

“TARİKATLAR VE CEMAATLER KOALİSYONU”

 

“56 İslam ülkesi içinde tek laik olan, yüzü batıya dönük, modern, bilime dayalı eğitimle gelişmeye çalışan bir ülkeydi Türkiye. Atatürk’ün kurduğu ülke buydu. Bu ülkenin temel ilkeleri son derece önemliydi. Ama bugün görülen odur ki artık o ilkelerden vazgeçmiş, irticanın had safhaya ulaştığı, tarikatlar ve cemaatlerin yönettiği bir koalisyonla değişen anayasada hilafetin getirilmesi doğrultusunda bir çalışma yapılıyor.”

 

“KILIÇDAROĞLU ASLINDA LAİKLİĞİ KESTİ”

 

Yargıtay açılışındaki ve daha sonra jandarma ve güvenlikle ilgili diploma töreninde ortaya çıkan tablo Türkiye’nin artık bir ılımlı İslam devleti olduğunun açıklanmasıdır. AKP bir şeyi yapıyor, sindiriyor, ses çıkmayınca devam ediyor. Yargıtay’da en önemli olay ise CHP’nin genel başkanının o kurdeleyi kesmesidir. Aslında o kurdele Atatürk’ün kurmuş olduğu cumhuriyetteki laiklik ilkesinin Türkiye’den kesilmesinin, makaslanmasının simgesidir. O kurdeleyi kesmedi. Laikliği Türkiye’nin anayasasından dışarıya attı. Laiklik tehlikede değil diyerek aslında laikliğin çok ciddi şekilde tehlikede olduğunu açıkça ortaya koydu.”

 

“HÜKÜMET ARTIK SİNSİCE DEĞİL, AÇIKÇA REJİMİ DEĞİŞTİRİYOR”

 

“Bu hükümetten kurtulmalıyız. Kurtulmanın yolu bugünkü anayasaya göre ya partili cumhurbaşkanının kendini feshetmesiyle ya da meclisin kendini feshetmesiyle olur. Bu hükümet artık sinsice değil çok açık şekilde bu ülkenin rejimini değiştirdi şimdi daha gerileşmek için uğraşıyor.  Talibanla bir farkımız yok diyen anlayışı bize getirmeye çalışıyor. Kadının olmadığı bir yaşam biçimi reva görüyor. İlerde belki kafa, kol kesmeyecekler ama göstermelik bir anlayışla şerri hükümlerin icraatını söyleyecekler.”

 

“BUNLAR BİZİ TALİBANLAŞMAYA GÖTÜRÜR”

 

“Diyanet İşleri Başkanının protokoldeki yeri en öne alındı ve isim olarak verilmese de şeyhülislam yetkisi fiilen verildi. Diyanet İşleri Başkanı fetva veriyor.  Küçük kız çocukları evlendirilebilir diyor. Babalar kızlarına şehvetle bakabilir diyor. Tebliğciler denen bir grup çıkıyor kabuklu deniz ürünü yenmez diyor. Akla mantığa gelmeyen şeyler söyleniyor ve bunlar normalmiş gibi karşılanıyor. Ramazanın ilk cumasında İstanbul Sözleşmesi kalkmalıdır diye hutbe veriyor ve İstanbul sözleşmesi kalkıyor. Şu anda anayasal suç işleniyor. Bunlar bir süre sonra ayak, bacak kesmeye, Talibanlaşmaya götürür bizi.”

 

“TEK ÇÖZÜM SİNE-İ MİLLETE DÖNMEK”

 

“Muhalefet bence şunu yapmalı: Çözüm demokratik yoldan bu iktidarı göndermekse Millet İttifakının bütün milletvekilleri sine-i millete dönmelidir. Toplumu şaşırtacak bir noktaya gelmelidir.  Eğer CHP’nin 130 milletvekili ben artık dönüyorum derse müthiş bir reaksiyon olur. Zaten meclisin hiçbir yetkisi yoktur. Bütçe yapamıyor. Hükümeti denetleyemiyor. Böyle bir meclis ne yapıyor, sadece maaş alıyorsunuz. O zaman geri dönmek, milletin içine dönerek “al millet verdiğin yetkiyi ben kullanamıyorum” demek gerekir. CHP bunu yapmalıdır. CHP Atatürk’ün partisiyse, genleri değişmemişe yapması gereken şey sine-i millete dönmektir.  Başka çıkış yolu yok. Demokratik yoldan bu iktidarı değiştirmenin tek ama tek yolu budur. Bunu yapmazsanız tarih CHP milletvekillerini ve Millet İttifakındaki milletvekillerini yargılayacaktır.”

 

“HALKIN ARASINA DÖNÜP HALKTAN İCAZET ALMALI”

 

“Toplumun Yüzde 73’ü laiklik ilkesine dokunulmamasını istiyor. Laiklik olmadan demokrasi de özgürce bir yaşam da olmaz diyor. Yargı bağımsızlığı olmaz diyor. Yüzde 82’si yargıya güvenmiyor. Böyle bir noktada sen hala duruyorsan, bunları çoğaltamıyorsan, oyları düşse bile Recep Tayyip Erdoğan hala birinciyse burada bir yanlış var. O yanlışı düzeltmek için halkın arasına dönüp halktan yeniden icazet almak gerekiyor. Aksi halde Türkiye bütün malvarlığıyla yanar. Adımız ve ulusumuz da yanar.”

 

“KILIÇDAROĞLU BİRİNCİ TURDA ADAY OLMALI”

 

“İki turlu seçimde ikinci tur çatıdır. Her siyasi partinin kendi adayı olmalıdır birinci turda. CHP’nin adayı da Kemal Kılıçdaroğlu olmalıdır. Genel başkan olmalıdır. Dostlarımızla karar vereceğiz dediğiniz zaman Ekmelettin İhsanoğlu vakası yinelenir. Bu yanlışı ikinci kez yapmamak gerekiyor.”