Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ile Bloomberg HT işbirliğinde, Yenişehir Atatürk Kültür Merkezi’nde ‘Mersin Ekonomi Zirvesi’ düzenlendi. Zirvede uzman ekonomistler tarafından geride bırakmaya hazırlandığımız 2021 yılı ekonomisi masaya yatırılıp, 2022 yılı perspektifi çizildi.
“Dijitalleşen Dünya, Kırılan Tedarik Zinciri ve Bölgemize Yansımaları” konulu oturumda ekonomilerde planlamanın önemi, düşük faiz ve yüksek kurun ekonomiye yansımaları ile kırılan tedarik zincirinin Türkiye’ye etkileri ele alındı.
Moderatörlüğünü Zeliha Saraç’ın gerçekleştirdiği oturumun konuşmacıları MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, MY Eğitim Danışmanlık Kurucu Ortağı Mert Yılmaz ile Dünya Gazetesi (NBE)Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ oldu.
KIZILTAN: “İHRACATA DAYALI BÜYÜME SADECE DÖVİZİ ARTIRMAYLA OLMAZ”
MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, dövizdeki harekeliliğin sebebinin gelişen teknoloji ile rahatlıkla bulunabileceğine dikkat çekerek, spekülatif artışların önüne geçilmesi gerektiğini söyledi. Artan kurlar nedeniyle yatırımların istihdam sağlayacak sanayi yatırımı yerine paradan para kazandıracak döviz yatırımına doğru yön değiştirdiğini belirten Kızıltan, “Yükselen kurlar ihracatçıyı da olumlu etkilemiyor. Çünkü tüm dünya artık döviz hareketlerini takip ediyor ve Türkiye’de artış olduğunda müşteri döviz üzerinden indirim talep ediyor. İhracatçı kazanmıyor. Bu spekülatif hareketler birilerinin servetini büyütüyor” diye konuştu. İhracata dayalı büyümenin sadece dövizi artırmayla gerçekleşmeyeceğini kaydeden Kızıltan, bunun için sanayinin geliştirilmesi, eğitimin ona göre planlanması gerektiğini söyledi.
“ÜLKENİN EN BÜYÜK EKSİĞİ PLANSIZLIK”
Pandemi ile tüm dünyada tedarik zincirlerinin kırıldığını kaydeden Kızıltan, Avrupa ve Çin’de üretimin durmasıyla Türkiye’nin Çin’in rolünü üstlenmeye başladığını ifade etti.”Biz de Mersin’i buna göre planlamak istiyoruz” diyen Kızıltan, planları şöyle özetledi:
“Mersin dünyanın sayılı lojistik imkanlarına sahip şehirlerinden. Sanayimiz son 20 yılda gelişmeye başladı. Havzasındaki illerin potansiyeli de göz önünde bulundurulup ortak planlamaya gidilirse bu bölge dünyanın sayılı ekonomik güçlerinden biri haline gelebilir. Oysa ekonomik güç Anadolu’ya yayılıp ülke geneline paylaştırılmak yerine yanlış bir İstanbul politikasıyla yalnızca İstanbul’a aktarılıyor. Bundan vazgeçilmeli.”
“Türkiye, ekonomik model değişikliğine gidiyor”
Bloomberg HT Genel Yayın Yönetmeni Açıl Sezen, konuşmasını MB’nin 200 baz puanlık faiz indirim kararını değerlendirerek başladı. Sezen, “Kur yükseltildi ancak Türkiye’deki ihracat içinde ithalatın payı çok fazla. Bu politikada gerçekleşecek ara malı ithalatı da pahalı olacağından sorunun çözümü için yerli üreticiyi ara malı üretmeye sevk edip kırılganlığın aşılabileceği düşünüldü. Şu anda ortaya çıkan faiz indirimiyle bu görüşün biraz daha belirginleştiği söylenebilir. Bunu bir model değişimi olarak okumak gerekebilir. TL’nin daha değersiz kılındığı, ihracatın öncelendiği bir dönem” dedi.
“SANAYİ DIŞI İSTİHDAM ZORLAŞTI”
İşsizlik konusuna da değinen Açıl Sezen, Türkiye’de 28 milyon kişinin çalıştığını söyledi. Pandeminin başından sonuna kadar sağlanan desteklerle sanayi sektörünün sıkını yaşamadığını bu alanda istihdamın 5 milyondan 6 milyona çıktığını belirten Sezen, “Uzun süre sonra sanayi, istihdamını bir milyon artırdı” dedi. Ancak diğer sektörlerin sıkıntı yaşadığını kaydeden Sezen, “Sanayi dışında yeni gelene iş bulmak zorlaştı ve mevcutta diğer sektörlerde çalışanların da maaşının bereketi kalmadı. Ortanca ücretle asgari ücret birbirine yaklaştı. Bir süre sonra bu durum çalışma azmini öldürüyor. Çalışsam da yaşantımı sürdüremiyorsam sosyal yardımlarla geçinirim diyen bir kesim oluşuyor ve işsizlik artıyor” değerlendirmesini yaptı.
“Türk lirası ile borçlanın”
Ekonomist Yazar Gökhan Şen sözlerine enflasyon ve kuru değerlendirerek başladı. 200 baz puanlık faiz indiriminin ciddi bir aciliyet olması durumunda yapılması gerektiğini kaydeden Şen, “Ben şu anda bir aciliyet gömüyorum” dedi. Enflasyonu şu an için geçici görmediğini belirten Şen şunları söyledi:
“Enflasyonu indirmek için faiz indirmek gerekir mi? Eko politik bir davranış kalıbı değişikliğine gidiliyor. Kur da faiz de enflasyon da durmuyor. Bir de böyle deneyelim diyorlar ama çeşitli arazlar oluşuyor. Genel enflasyon fakirlik ve gelir dağılımın bozulması demek. Faizleri yapay şekilde piyasanın altına indirirsek gücü yeten ev alır, gücü yetmeyen maaş zammı bekler ve insanlar arası uçurum açılır. Son yıllarda da böyle oldu. Enflasyonla kalkınan bir ülke yok.”
Mevcut ortamda vatandaş için tavsiyelerini de sıralayan Şen, “Vatandaş için gücü yettiği mala alıcı olma ve TL ile borçlanma zamanıdır. Uzun vadeli enflasyon durumunda akarınız varsa oralarda borçlanmak gerekir çünkü malların fiyatı artar ve borçlar aynı kalacağı için anapara zamanla erir. Malınız değerlenirken borcunuz düşer” değerlendirmesini yaptı.
“Her sorunu MB’nin faizle çözmesini beklemekten vazgeçilmeli”
MY Eğitim Danışmanlık Kurucu Ortağı Mert Yılmaz bugün yaşanan ekonomik sorunların temelinde hukuk, özgürlük, demokrasi, eğitim sorunları bulunduğunu kaydetti.
Yılmaz, “2 yılda hangi ülkede 4 kez Merkez Bankasının başındaki kişileri değiştirseniz olumsuz etkilenirdi” değerlendirmesini yaptı.
Rekabetçi kur konusunu da değerlendiren Yılmaz, bu durumdan öngörülebilirlik olmaması nedeniyle ihracatçının da memnun olmadığını söyledi. Sorunun çözümü için ülkede sabit gelirli ve dar gelirli insanların refahının artırılması gerektiğine işaret eden Yılmaz şunları söyledi:
“5 yıllık enflasyon yüzde 100’ü geçti ama gelirleri yüzde 100 artan sabit gelirli yok. Son alınan 200 baz puanlık indirim kararıyla ben seçime kadar enflasyonla gerçek anlamda bir mücadele niyeti olmadığına inandım. Yaşanan her sorunu MB’nin faizle çözmesini bekleme alışkanlığından vazgeçilmeli. Bugün faiz artsa da sorun çözülmeyecek.”
“TÜRKİYE ÇILGIN PROJE İSTİYORSA DPT’Yİ KURSUN”
Enflasyonun kısa sürede istenen seviyelere geleceğini düşünmediğini vurgulayan Mert Yılmaz, “Türkiye eğer bugün çılgın bir proje yapmak istiyorsa Devlet Planlama Teşkilatı’nı (DPT) tekrar kurmalı. Politize olmayan insanlar yol haritası çizmeli ki her sabah uyandığımızda farklı bir tedbirle karşılaşmayalım” dedi.
“Uygulanan politikaların iktisatla açıklanır tarafı yok”
Dünya Gazetesi (NBE) Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ mevcut durumda sanayici ve ihracatçının para kazandığını, hasar gören tedarik zincirinin Türkiye’ye yaradığını belirtti.
Türkiye’den siparişlerin arttığını kaydeden Güldağ, “Ancak bir yanıyla da tüm bu olumlu ortamdan çok daha iyi yararlanmamızı engelleyen yanlış politikalar uygulanıyor. Ciddi belirsizlikler var. Uygulanan politikaların iktisatla açıklanır tarafı yok. Tamamen politik tercihler. Bu tercihlerin de Türkiye ekonomisine yararını göremiyorum. Türkiye’nin önüne yüzyıllık fırsat çıkmış durumda. Değerlendirebileceğimizden emin değilim çünkü plansızlık var. Ayrıca ekonomiye teknik olarak yönelmiş değiliz. Olanı iktisadi olarak açıklayamıyor, politik yaklaşım olarak görüyoruz. Bence bunu seçimlere kadar yaşayacağız. Ekonomik değil ideolojik tartışmalarla zaman kaybedeceğiz. Ülkeye gelen fırsatı heba edeceğimizden korkuyorum” dedi.