MAYSA DERYAYEVA
Basın açıklamasını okuyan Yasemin Yücel, tek adam rejiminin ülkeyi getirdiği açlık, yoksulluk, işsizlik, sefaletten başka bir şey olmadığını belirterek, “Döviz kurlarındaki artış, emekçilerin hayatına zam olup yağmaya, yüksek enflasyon, gelirlerde düşüş ve işsizlik olarak yansımaya başlamıştır. Market raflarında kota uygulanmakta, en temel gıda ürünlerine ulaşım zorlaşmakta, yoksulluk giderek derinleşmektedir. Kara kış kapıdadır. İktidar ülkenin yeraltı ve yerüstü tüm kaynaklarını, dağını, deresini, toprağını, kamu kaynaklarını, çok uluslu şirketlere, bir avuç sermayeye yerli ve milli hamasetiyle peşkeş çekmeye devam ediyor. İktidarla çıkar birliği içindeki bir avuç yandaş ve işbirlikçinin kasaları şişerken, geniş emekçi kesimleri her gün daha fazla borçlanmaya, ihtiyaçlarından daha fazla kısmaya zorlanmaktadır. Bu düzen bir avuç haraminin kazandığı; geniş halk kesimlerinin yoksullaştığı kötülük düzeninden başka bir şey değildir. Bu düzen halkın emeğini yağmalayanların zenginleştiği, hesabını gençlerin, kadınların, işçilerin ödediği saltanat düzenidir! Bu düzen saray bahçelerinde “gerekirse kuru soğan yeriz” diyenlerin, halka “porsiyonları küçültün” diyerek şatafat ve lüks içinde sefa sürenlerin düzenidir” dedi.
“HER SABAH YENİ ZAMLARA UYANIYORUZ”
Döviz ve faiz kıskacında paranın değerinin her geçen gün erimesi halk için mutlak yoksulluğa, açlığa sürüklediğine değinen Yücel, “Bu başta yandaşlar olmak üzere büyük sermaye için spekülasyon, rant ve vurgunun büyümesi demektir. Milyonlarca insanımız, halkımız adına haykırıyoruz. Ekonomik krizin ve pandeminin ağır yükünü biz taşıyoruz. Bu memleketin kadınları, gençleri, tüm emekçileri taşıyor. Her sabah yeni zamlara uyanıyor, her gün yoksullaşıyoruz. Bugün döviz kurları yükselirken servetlerine servet katanlar, "dövizden size ne” diyor. Bizim aklımızla dalga geçmeyin. Bizim cebimizden aldıklarınızı bir avuç yandaş müteahhide “faiz” olarak aktarmaktan vazgeçin” ifadelerini kullandı.