“Nükleer felaketi durduralım” | Güney Gazetesi Mersin

“Nükleer felaketi durduralım”

EMEP Mersin İl Örgütü Fukuşima Felaketinin yıldönümünde çağrıda bulundu.

“Nükleer felaketi durduralım”


MAHMUT SÖNMEZ

Emek Partisi (EMEP) Mersin İl Örgütü Fukuşima Nükleer felaketinin on birinci yıldönümünde basın metni yayınladı. Yayınlanan metinde nükleer felaketlerin insana ve doğaya verdiği zarara değinilirken, nükleer silahlanmanın dünya halkları için en büyük tehdit olduğu belirtildi.

EMEP Mersin İl Örgütünün 11 Mart 2011’de yaşanan Fukuşima felaketine dair yaptığı açıklamada nükleer enerjinin daha önce büyük felaketlere sebep olduğu belirtilirken, Akkuyu Nükleer Santral inşaatında yaşanan kaza ve aksamalara değinildi.

Yayınlanan metinde “11 yıl önce bugün (11 Mart’ta) Japonya’nın Fukuşima kentinde dünyanın en büyük nükleer felaketlerinden biri daha yaşandı. Her yapılan santrali bu patlamaz diye yapıyorlar, Fukuşima nükleer santralini de böyle diyerek yaptılar. Fakat yaşanan 9 büyüklüğündeki deprem sonrası oluşan tsunami ile 17 metreyi bulan dalgalar, santralin önüne çekilen 6 metrelik duvarları kaldırım taşından aşar gibi aşarak nükleer santrale ulaştı ve sonucu büyük bir felaket oldu” ifadeleri kullanıldı. Metnin devamında “Fukuşima nükleer santralinde, deprem sonrası oluşan radyoaktif sızıntı sonucu oluşan nükleer felaketinin 10. yıl dönümünde ödenen tazminat miktarı 200 milyar doları geçti. Bugün bu miktar daha da arttı. 150 bin kişi bölgeden uzaklaştırılırken, genişletilen yasak bölge alanı hala korunuyor” ifadelerine yer verildi.

Metnin devamında Akkuyu Nükleer Santralinde yaşanan aksaklıklara şu cümlelerde değinildi: “Akkuyu nükleer santral temelinde iki hatta üç kez reaktör temelinde beton çatlağı oluşmuş ve böylece ülkede, daha Nükleer Santral yokken nükleer kaza ortaya çıkmıştır. Finlandiya da benzeri bir durum yaşanmış ve sonucunda 10 yıl gecikme ile maliyette de 5 milyar dolarlık artış olmuştur. 1998 yılında Fukuşima nükleer santralinde çatlak olduğunu tespit ederek açıklayan işçi, işten atılırken çatlak tartışmalarının da üzeri kapatılmıştır.”

Açıklamanın sonunda Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan savaşta nükleer enerjinin etkisine değinilirken, nükleer silahlanma şu sözlerle eleştirildi, “Açıklama “Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile başlayan savaş, nükleer santrallerin tüm insanlık için nasıl bir tehlike olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir. Başta Zaporijya nükleer santrali olmak üzere nükleer santralleri hedef haline getiren Rusya Devlet başkanı Putin’in “orduya nükleer caydırıcı güçlerini özel savaş görevi durumuna geçirme” talimatı vermesi Hikroşima’dan Nagazaki’ye, Çernobil’den Fukuşima’ya nükleer silahlanma ve nükleer santrallerin dünya halkları için en büyük tehdit olduğunu ortaya koymaktadır. Rusya’yı kuşatmak isteyen ABD ise, nükleer silahlanma yarışında NATO eliyle Ukrayna’yı Rusya’ya karşı nükleer silahlar da dahil bir savaş üssüne çevirmek istiyor. Kapitalist sistem NATO’suyla, Avrupa Birliği ve Birleşmiş milletleriyle kokuşmuş ve çürümüş bir düzendir. Savaş; başta emperyalistler ve yerli işbirlikçiler için silah ticareti, inşaat şirketleri için betonun rantı demektir. Enerji insanlık için temel ihtiyaçken, kapitalist barbarlık için savaş ve sömürünün aracıdır.”