MAYSA DERYAYEVA
Mersin Fırıncılar Odası Başkanı Faruk Dalkılıç, artan un maliyetlerinin fırıncıları yeni zamlara zorladığını, önümüzdeki günlere ekmeğe zam geleceğin söyledi.
Un fiyatlarını yüksek olduğuna değinen Dalkılıç, “Biz fırıncılar şu anda 50 kilogramlık unu 400 liraya satın alıyoruz. Toprak Mahsullerin sattığı un şu anda 280 lira ancak piyasada bu unu bulmak çok zor. Yeteri kadar piyasada o unun olmadığından dolayı fırıncılar alamıyor ve bu olay vatandaşın göz boyamak olarak kalıyor. Bize bir ekmeğin maliyeti 4 lira ve esnafımız zararına ekmek üretiyor. Biz bir yıldır maliyetimize ekmek satıyoruz. Bırakın karı, maliyetine üretim yapıyoruz. 1 torba un 50 kilogramdır. 1 torba undan 230 somun ekmeği çıkıyor. Biz fırıncılar kara kara düşünüyoruz çünkü birkaç haftalık buğday kalmış diye haberler var. Durum oldukça vahim” diye konuştu.
“ÇARKI ZAR ZOR DÖNDÜRMEYE ÇALIŞIYORUZ”
Fırıncı esnafının zam talebi olduğunu söyleyen Dalkılıç, “Bu sıkıntılı dönemden ötürü ekmeğe zam önümüzdeki günlerde gelecek. Fırıncı esnafımız zam talep ediyor. Buğday fiyatları açıklandıktan sonra biz de ona göre ekmeğe zammı açıklayacağız. İnşallah buğday fiyatları ucuz fiyata açıklanır ve biz de fazla zam yapmamış oluruz. Biz fırıncılar olarak vatandaşımızı da düşünüyoruz. Biz zam yapınca tüketiciden tepki alıyoruz bu yüzden temkinli gidiyoruz. Biz fırıncılar olarak karı bir kenara bırakmışız. Bazı fırıncılar kapandı ya da devretti. Fırıncılar borçlu, fırını kapatınca evine icra gidiyor. Fırıncılar zar zor çarkı döndürmeye çalışıyor. Eğer ekmeğe bir zam gelecekse 6 liradan aşağıya ekmek satılmaması gerekiyor çünkü fırıncıların ürettiği ekmeğin maliyeti 4 lira. Bizde 6 liraya ekmek satmak taraftarı değiliz, vatandaşımız düşünmek zorundayız ancak bizde zor bir dönemdeyiz” ifadelerini kullandı.
“Ülkemiz gıda krizine hazırlıklı değil”
Mersin Gıda Mühendisler Odası Başkanı Yusuf Değirmenci, Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan gerilimden dolayı ve kuraklık nedeniyle buğday üretimin azaldığını söyledi. Dünyanın ve Türkiye’nin gıda krizine hazırlıklı olmadığını söyleyen Değirmenci, “Buğday üretimin fazla olduğu ülkelerde kuraklıklar kısmen yaşanmaya devam ediyor. Yaşayacağımız iklim krizine paralel olarak gıda krizlerini yaşayacak olmamız aşikâr. İlkim değişikliğini önceden haber veren uyarı sistemleri olursa yaşayacağımız kuraklığa ne kadar dolay hazırlanırsak o kadar kolay atlatırız. Buğday üretiminde girdi fiyatlarının artmasıyla birlikte büyük bir verim kayıpları yaşandı. Bu konu hakkında müdahale olunması gerekiyor. Ülkemizde buğday üretiminde kullanılan gübre, tohum, ilaç gibi desteklerin arttırılması gerekiyor” dedi.
“ÇİFTÇİLERİMİZİ BUĞDAY ÜRETİMİNE TEŞVİK ETMELİYİZ”
Değirmenci, “Buğday, mısır, soya gibi temel ihtiyaçları üretiminin yapıldığı tarlalar şu anda meyve bahçelerine dönüşmüş durumda ve çiftçi kar yapabileceği üretim modellerine yönelmiş. Tarım Bakanlığı bunları engellemiyor ama buğday gibi temel ihtiyaç olan tarımsal ürünlere desteği arttırsa, ekim modellerini buna göre planlarsa, çiftçiyi buğday ekmeye teşvik etmiş oluruz. Bizim bu tür temel gıda ürünlerin talebi karşılayacak şekilde üretmemiz gerekiyor” diye konuştu.