Kamuyu göreve davet ettiler | Güney Gazetesi Mersin

Kamuyu göreve davet ettiler

Mersin Tarım Platformu üyeleri 1 Haziran ‘Dünya Süt Günü’ sebebiyle basın açıklaması yaptı. Artan girdi fiyatları, uygulanan yanlış tarım ve hayvancılık politikaları yüzünden üreticilerin süt hayvanlarını kesime göndermek zorunda kaldığını söyleyen Mersin Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Necmi Birim, “Üretimi artırmak ve yeterliliği sağlamak için kamunun ucuz ve kaliteli üretim girdilerini üretmesi, üreticiye ucuz girdi, destek ve sübvansiyonları artırması gerekmektedir” dedi.

Kamuyu göreve davet ettiler


MAHMUT SÖNMEZ

 

Mersin Tarım Platformu üyeleri 1 Haziran ‘Dünya Süt Günü’ sebebiyle basın açıklaması yaptı. Artan girdi fiyatları, uygulanan yanlış tarım ve hayvancılık politikaları yüzünden üreticilerin süt hayvanlarını kesime göndermek zorunda kaldığını söyleyen Mersin Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Necmi Birim, “Üretimi artırmak ve yeterliliği sağlamak için kamunun ucuz ve kaliteli üretim girdilerini üretmesi, üreticiye ucuz girdi, destek ve sübvansiyonları artırması gerekmektedir” dedi.

1 Haziran ‘Dünya Süt Günü’ için Mersin Gıda Mühendisleri Odası’nda bir araya gelen Mersin Tarım Platformu üyeleri adına TMMOB Mersin Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Necmi Birim basın metnini okudu. Yapılan açıklamaya Mersin Ziraat Odası Başkanı Musa Yılmaz, Mersin Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Yusuf Değirmenci ve platform üyeleri katılım sağladı.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Uluslararası Sütçülük Federasyonu (IDF), tarafından 2001 yılında alınan kararla 1 Haziran “Dünya Süt Günü” ilan edildiğini belirten Birim, “Sütün beslenme zincirindeki değeri, süt sektörünün ekonomiye katkısı, sorunların tespiti ve çözüm yolları, sürdürülebilir üretim konularında toplumun tüm paydaşlarının dikkatinin çekilmesi amacı ile dünyada programlar ve etkinlikler düzenlenmektedir” dedi.

 

SÜT HAYVANLARI KESİME GİDİYOR

 

Tarım Platformu Bileşenleri olarak bitkisel ve hayvansal üretime bir bütün olarak baktıklarını belirten Birim, hayvansal üretimin bitkisel üretimden ayrı düşünülmemesi gerektiğini yem maliyetlerinin düşürülmesini, süt-yem paritesinin 1/1,5 olarak uygulanması gerektiğini söyledi.

Son zamanlarda yem fiyatlarındaki artışla 1 litre sütle 1 kilodan daha az yem alınabildiğini söyleyen Birim, Süt Konseyi, 5 Mayıs 2022'de, 15 Mayıs 2022 tarihinden geçerli olmak üzere soğutulmuş çiğ süt tavsiye satış fiyatının 7,50 TL/Litre olacağı ve Tarım ve Orman Bakanlığından alınan bilgiye göre 1 Mayıs 2022’den itibaren geçerli olmak üzere Çiğ Süt Prim desteğinin litre başına 0,20 TL olacağı açıklaması yapıldı. Çiğ süt litre fiyatı, prim dahil 6,7 TL'den 7,7 TL'ye çıkartılıp %14,9 yükseldi. Bu fiyatların içinde olan destek primleri de 1 TL'den 0,20 TL'ye çekilip %80 azaltıldı.  Bu düşme nedeniyle süt hayvanları kesime gitti” dedi.

 

“YEMDE DIŞA BAĞIMLILIK AZALTILMALI”

 

Süt hayvanlarının kesime gitmesinin Türkiye’de et boyutunda da sorunların, artarak devam edeceğine dair sinyaller verdiğini söyleyen Birim, “Mayıs ayında yemin kilo fiyatı 8 TL`nin üzerindeyse, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın belirlediği 1 litre sütle 1,3 kilo yem paritesiyle çiğ süt referans fiyatının 8,3 TL’den az olmaması ve teşvik priminin azaltılmaması gerekir. Yeni çiğ süt referans fiyatının açıklanmaması, üreticinin piyasadan çekilmesine neden olacaktır.  Süt yemi yüzde 130, besi yemi yüzde 140 oranında artmışken, böylesi bir ortamda gerçek maliyetler üzerinde üreticiye 8,3 referans fiyatı açıklamayıp teşvik primini 1 TL’ye çıkarmazsak bizi et ve süt ürünlerinde daha pahalı bir sezon bekliyor diyebiliriz.  Raflarda artan süt ve süt ürünleri fiyatları yürütülen yanlış politikalar sonucunda oluşmuştur. Bizim süt sorunumuzu Ot-Et-Süt denkleminde yeniden değerlendirmemiz gerekiyor. Meralarımızı koruyup, doğal hayvancılığına devam etmemiz, yem bitkilerinin ekim alanlarını artırarak yemde dışa bağımlılığımızı azaltmamız gereklidir” diye konuştu.

 

 

KOOPERATİFLERİN ÖNEMİNE DİKKAT ÇEKTİ

 

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın üreticiye sahip çıkması gerektiğini söyleyen Birim, Bakanlık, Ulusal Süt Konseyi’nin aldığı kararlara yönelik, gerekli müdahaleleri de önceden açıklamalı ya da sonradan teşvikleri açıklamalı. Teşvik fiyatlarının indirilmesi bakanlığın tercihini sanayiciden yana yaptığını göstermektedir. Burada çözüm; demokratik, özerk, güçlü üreticilerin kurduğu kooperatiflerle, kendi ürettiklerini işlemesi, demokratik güçlü tüketici kooperatifleriyle gıda tedarik zincirinin kısaltılması, dolayısıyla üreticinin ürününden para kazandığı tüketicinin ise daha sağlıklı ucuz gıdaya erişebildiği sistemler kurmaktır” ifadelerini kullandı.

 

“ÖZELLİKLE KÜÇÜK ÖLÇEKLİ ÜRETİCİLER MAĞDUR”

 

Uygulanan yanlış tarım politikaları sebebiyle özellikle küçük, orta ölçekli aile çiftçiliği yapan üreticilerin mağdur olduğunu dile getiren Birim, “Bu üreticilerin ürettiği sütün protein oranlarının, kaliteli yem fiyatları çok yüksek olup kullanılamadığından dolayı düşük olur. Böylece hiçbir zaman tavsiye edilen çiğ süt satış fiyatlarında satış yapamazlar. Çiğ sütün yağ ve protein değerleri analizlerinin sütü satın alan sanayi kuruluşu tarafından yapılması da başlı başına bir handikap oluşturmaktadır. Çiğ süt analizlerinin bağımsız laboratuvarlar tarafından yapılması zorunlu bir uygulama haline getirilmelidir” dedi.

 

“PİYASA TAMAMEN ÖZEL SEKTÖRE BIRAKILMAMALI”

 

Ulusal Süt Konseyi’nin uyguladığı çiğ süt fiyat politikası ile üreticiye sahip çıkmadığını söyleyen Birim, “Üreticimiz girdi maliyetleri altında zor günler geçirmektedir. Oysa geçmişte bulunan Et Balık Kurumu ve Süt Enstitüsü kapatılmasaydı, üretimdeki yapıyı çiftçilerle düzenleyip tüketiciye daha uygun fiyat sağlayabilirdi. Yem fabrikaları kapatılmasaydı biz bugün yemde dışarıya bağlı hale gelmeyecektik. Bizim tarımsal kitleri yeniden kurma, piyasanın insafına bırakmayan üreticiyi tüketiciyi koruyan politikalara dönmemiz gereklidir. Piyasanın tamamen özel sektöre bırakıldığı bir ortamda hem tüketici hem üretici kaybetmektedir. Tarımsal üretimi artırmak ve yeterliliği sağlamak için kamunun ucuz ve kaliteli üretim girdilerini üretmesi, üreticiye ucuz girdi, destek ve sübvansiyonları artırması gerekmektedir” diyerek açıklamayı sonlandırdı

                                                                                                      

 

TÜRKİYE’NİN KİŞİ BAŞI SÜT TÜKETİMİ GELİŞMİŞ ÜLKELERE GÖRE DÜŞÜK

 

Sütün özellikle bebeklerin, çocukların ve yaşlıların beslenmesinde, içerdiği yeterli ve dengeli protein, yağ, karbonhidrat, vitamin ve mineraller nedeniyle temel gıda maddeleri içinde en ön sıralarda yer aldığını söyleyen Birim, “5 yaşındaki bir çocuğun içtiği bir bardak süt (250 ml) günlük protein ihtiyacının %48’ini, kalori ihtiyacının %9’unu karşılar. Bu örnek sütün özellikle düşük ve dar gelirli aile çocuklarının sağlıklı beslenmesindeki önemini göstermektedir. IDF verilerine göre 2019 yılı için kişi başı içme sütü tüketimi en yüksek olan ülkeler 100 kg üzerindeki tüketimleri ile Avustralya, Yeni Zelanda ve Kuzey Avrupa ülkeleridir. Bu ülkeleri yaklaşık 70 kg ile Kuzey Amerika ülkeleri takip etmektedir. Türkiye’de 2019 yılı içme sütü tüketimi miktarının kişi başı yaklaşık 41 kg olduğu tahmin edilmektedir. Bu oran gelişmiş ülke oranlarına göre oldukça düşüktür” ifadelerini kullandı.