“Yaşam hakkına müdahale” | Güney Gazetesi Mersin

“Yaşam hakkına müdahale”

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneğinin kapatılması için açılan davada ilk duruşma yapıldı. İstanbul 13.Asliye Ceza Mahkemesinde görülen dava, 5 Ekim 2022 tarihine ertelendi.

“Yaşam hakkına müdahale”


MAYSA DERYAYEVA

 

Geçtiğimiz aylara ‘kanuna ve ahlaka aykırı faaliyet yürütmek” suçlamasıyla Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneğine dava açıldı. Davanın ilk duruşması İstanbul 13.Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Dava öncesinde Kadın Hakları Merkezi, Kadın Savunması, Mor Dayanışma, Deva Partisi, Kırmızı Gazete, Kadın ve Mücadele Derneği, Cumartesi Anneleri, Adalet için Hukukçular gibi grup ve platformlar destek amaçlı adliye önüne geldi. İstanbul Barosu, Türkiye Barolar Birliği, Gaziantep Barosu, Ankara Barosu, Eskişehir Barosu, İzmir Barosu, Kocaeli Barosu, Kırklareli Barosu, Adıyaman Barosu, Diyarbakır Barosu ve Tekirdağ Barosu davaya müdahillik talebinde bulundu.

 

HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİ İÇİN HAK ARAYAN BİR DERNEK OLDUK”

 

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneğinin kurucusu Gülsüm Kav, derneği neden kurduklarını açıkladı. Kav, “2009 yılı sonunda Münevver Karabulut cinayeti sonrası yaşananlar toplumu çok etkilemişti. Ailenin yanına giderek onları yalnız bırakmamak istedik. O günden bugüne "asla yalnız yürümeyeceksin" diyoruz. Münevver Karabulut cinayeti ile başlayan süreçte kadın cinayetleri bir halk sağlığı ve adalet sorunu oldu. Cinayet dosyalarına müdahillik talebinde bulunduk. Bu süreçte bir hakimin, tüzel kişiliğimiz olmadığı gerekçesiyle müdahillik talebimizi reddetmesi üzerine öldürülen kadınların aileleri ile birlikte tüzel kişiliğimiz olan derneğimizi kurduk. Bizler ailelerin önce acılarını paylaşıp sonra dava süreçlerini takip ederken, bir süre sonra aileler bize ulaşmaya başladı. Öldürülen kadınların öldürülme şekilleri bize dersler verdi. Ayşe Paşalı'nın ölümünde koruma kanunun yetersizliğini gördük. Ölüm gerçekleştikten sonra dahil olmak dışında, ölüm gerçekleşmeden ne yapabiliriz diye düşündük. 6284 ve İstanbul Sözleşmesi ile kadınların sadece şiddete uğraması karşısında değil tüm hak ve özgürlükleri için hak arayan bir dernek olduk” ifadelerini kullandı.

 

AMACIMIZA ULAŞANA DEK MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK”

 

Derneği kurduktan sonra resmi kurumlardan kadın cinayetleri hakkında veri almak istediklerini ancak kurumların istatistik tutmadıklarını öğrendiklerini söyleyen Kav, “Resmi kurumlardan veri almak istedik. Ancak kurumların istatistik tutmadığını gördük, bu kez bizler veri tutmaya ve yayınlamaya başladık. Bu veriler uluslararası anlamda kullanılan istatistikler oldu. Bunun üzerine bundan 3 yıl önce İçişleri Bakanlığı da veri tutmaya ve yayınlamaya başladı. Bizim amacımız kadınların cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğinden dolayı ayrımcılığa uğramasını, annelerin çocukların gözü önünde öldürülmesini önlemek için elimizden geleni yapmak. Derneğin kapatılması, tüm kadınların yaşam hakkına müdahaledir. İstanbul Sözleşmesi'nin feshi ile başlayan süreç bizim derneğimizin kapatılma süreci ile devam etmektedir. Hâlâ yürürlükte olan Sözleşmede tüm haklarımızı kazanmak için, öldürülmemek için, amacımıza ulaşana dek mücadelemiz devam edecek” dedi.