ABİDİN YAĞMUR
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ayhan Kızıltan, yeni ekonomi bölgeleri ve bütünsel kalkınma konusunu değerlendirdi.
“Yıllardır Türkiye ekonomisinin, özellikle üretim gücünün tek bir bölgeye ve birkaç kente sıkıştırılmasının hem doğru olmadığını hem de riskler içerdiğini söylüyoruz” diyen Kızıltan, şu an Türkiye ekonomisinin yüzde 80’inin Marmara Bölgesi’ne, özelinde İstanbul ve İzmit Körfezi bölgesine hapsedildiğini kaydetti.
Mersin ve Adana gibi iki güçlü kentin oluşturduğu Çukurova’nın potansiyel bölgelerden birisi olduğuna değinen Kızıltan, “Biz şuna inanıyoruz ki; eğer Çukurova Bölgesi yeni bir ekonomi havzası ilan edilse, planlı bir ekonomi ve destekle, inanın 10 yılda yarattığı ekonomik güçle yeni bir Marmara Bölgesi olur. Şu an İstanbul, İzmit başta olmak üzere Marmara Bölgesine verilen desteklerin beşte biri, bütünsel bir ekonomi bölgesi temelinde Çukurova’ya ve Doğu Akdeniz’e verilse üretimde, istihdamda, ihracatta Marmara’yı geçecek potansiyelimiz var” dedi.
“DESTEKLER ADİL DAĞITILMALI”
Buna karşın hala İstanbul’a verilecek desteklerin konuşulduğuna işaret eden Kızıltan, “Bugün Çukurova ve Doğu Akdeniz Bölgesinde yatırımcılara uygun hazine arazileri yatırım yeri olarak sağlanabilse, yatırım arazileri üretilebilse; bugün Mersin’in beklediği Ana Konteyner Liman Projesi hayata geçirilse, bugün Akdeniz Sahil Yolu tamamlansa; Mersin ve Adana, havalimanına erkenden kavuşabilse; bugün Mersin ve hinterlandı sektörel sanayi siteleri ve OSB’ler için daha uygun yerler bulabilse inanın Mersin, Çukurova ve Doğu Akdeniz, Marmara’nın yarattığı ekonomik değerin ötesinde bir değer yaratır. Katma değer yaratan her bölgeye destek verilmesinden yanayız. Bize daha çok verilsin demiyoruz. Ama destekler adil verilsin. Yatırım kararları siyaset üstü olsun, planlı olsun ve verimlilik temelli olsun” ifadelerini kullandı.
“LOJİSTİK MERKEZ İÇİN BİR 10 YIL DAHA BEKLEMEK İSTEMİYORUZ”
MTSO Başkanı Ayhan Kızıltan sözlerini şöyle sürdürdü: “Her şeye rağmen üreten, istihdam yaratan, ihracat yapan kentler ve bölgeler olarak biz de bu özel teşvik paketlerinden yararlanmak istiyoruz. Özellikle kamu yatırımlarımızın bekletilmesini istemiyoruz. Kentlerimizin öz kaynaklarıyla yapmak istediği yatırımların bekletilmesini ve yok edilmesini istemiyoruz. Plansız bir ekonomi istemiyoruz. Bir tarım-teknoparkı için 10 yıl beklemek zorunda mıydık? Lojistik merkez için bir 10 yıl daha beklemek istemiyoruz. Havalimanı için yıllarca beklemek istemiyoruz. Bunlar bizim ne şahsi ne de sadece kentimiz için talep ettiğimiz şeyler. Mersin’e yapılan her yatırım Mersin’den daha çok, çevresindeki illere hizmet vermekte ve bölgenin bir zenginliği haline gelmektedir. Mersin olarak asla gereksiz destekler istemedik. Mersin iş dünyası olarak hiçbir zaman iş dünyasını hazırcılığa ve kolaycılığa alıştıracak karşılıksız destekler talep etmedik. Biz böyle bir desteğin peşinde değiliz.”