Hasan Küçük
Kuruluşunun 2. yılında Mimoza Kadın Derneği tarafından dernek binasında basın toplantısı gerçekleştirildi. Konuşmasına derneklerinin çalışması hakkında bilgi vererek başlayan Mimoza Kadın Derneği Başkanı Çiğdem Göksoy, Türkiye’de kadın haklarının bir bütün olarak tehlikede olduğunu söyledi. Bu tehlike ikincil bir mesele değil, ülkenin bütün acil sorunları ile eşit derecede önemli olduğunu anlatan Göksoy, “Seçim hazırlıkları tüm hızıyla sürerken, iktidar milyonlarca kadına daha çok baskı, daha çok ayrımcılık ve şiddetten başka bir şey vaat etmiyor. Kadın katillerini cesaretlendiren nefret söylemlerini boca edenleri ödüllendiriyor. Boşanmayı hızlandırma adı altında adeta medeni yasa lağvedilerek erkekler için “boş ol” sistemi getirilmek isteniyor. Milyonlarca kadın ve çocuk için iktidarın seçim vaadi, seçimden sonra nafakanın kesilmesi. Türkiye, toplumsal cinsiyet temelli şiddetle mücadele için devletlere yol haritası çizen İstanbul Sözleşmesi’ni ilk imzalayan ülke iken, Sözleşme ’den ilk çıkan ve bununla da kalmayıp kadına karşı şiddetle mücadelede Sözleşme ’ye paralel hazırlanan 6284 sayılı yerel yasayı tartışmaya açarak evde barışa en büyük darbenin vurulmakta olduğu bir ülke haline getirilmiştir” şeklinde konuştu.
“MERSİN’DE BİRİ ŞÜPHELİ 8 KADIN KATLEDİLDİ”
Yaşamlarına, yaşam alanlarına ve özgürlüklerine yönelen tehditlere karşı durmak ve geleceklerini belirlemek için kadınların birlikte mücadele etmesi gerektiğini anlatan Göksoy şunları söyledi: “Kadınlar olarak, bu ülkede ya da başka bir ülkede kadın emeği ve bedeni üzerinden yürütülen her türlü eril siyasete karşı mücadelemizi büyütmekte kararlıyız. Kadın cinayetleri durduracağız platformu verilerine göre 2022 Ocak ve Eylül ayları arasında Türkiye genelinde 318, kentimiz özelinde ise 1 şüpheli ölüm olmak üzere toplam 8 kadın katledildi. Bu veriler bizlere gösteriyor ki kadınların yaşam hakları her geçen gün daha da tehlikeye girmektedir. Mimoza Kadın Derneği olarak hukuki çalışmaların yanında şiddet gören kadınlara yönelik psikolojik destek çalışmaları yapmaktayız. Şiddet olayları yaşamış kadınlarda en sık karşılaşılan psikolojik sorunun Travma Sonrası Stres Bozukluğu olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Eşinden veya herhangi bir erkekten fiziksel şiddet görmüş, isteği dışında cinsel ilişkiye zorlanmış güvenliklerine yönelik algıladıkları tehdide bağlı güncel korku ve yaşamlarını sürdürmeye yönelik çaresizlik duygularını depresyonun en önemli belirleyici etken olduğunu gözlemledik. Kadınlar korku yüzünden normal yaşamına dönmekte zorlandıklarını belirtmektedirler”
“ŞİDDET GÖREN KADINLAR GELECEK KAYGISI YAŞIYOR”
Bire bir destek sundukları 20 kadının ifadelerinden çocuklarıyla birlikte gelecek kaygısı yaşadığını gördüklerini anlatan Göksoy, “Şiddet nedeniyle özgüveni zedelenen, umutsuzluk ve çaresizlik yaşayan kadın bu olumsuzluklar karşısında şiddet döngüsüne geri dönmek zorunda kalmaktadır. Derneğimize sosyal medya ve telefon üzerinden ulaşan 100 kadına gerekli destek sağlanarak ilgili kurumlara yönlendirilmiştir” ifadelerini kullandı.