“Kentin sakini değil, sahibiyiz” | Güney Gazetesi Mersin

“Kentin sakini değil, sahibiyiz”

AKP’li belediye başkanının “mikser” diyerek hedef aldığı dernekler ortak açıklama yaparak Akdeniz Belediye Başkanı Gültak’a tepki gösterdi.

“Kentin sakini değil, sahibiyiz”


ABİDİN YAĞMUR

 

Çamlıbel’de AVM yapılacağı endişelerini dile getirdikleri için AKP’li Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak tarafından “mikserler” diye hedef alınan dernekler AKP’li başkana yanıt verdi. Derneklerin ortak açıklamasında, “Bizler maaşlı değil, her birimiz halkın bir kesimini temsil eden gönüllü kuruluşlarız. Temsili demokrasilerde, seçilenlerin kendini seçilmiş krallar gibi görüp, görüş beyan edenleri amiyane üslup ile küçümseme ve suçlama kolaycılığına kaçılmasını, çağdaş demokratik kültür seviyesi açısından değerlendirmesini Mersinli yurttaşlarımızın takdirine bırakıyoruz” denildi.

AKP’li Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak, Mersin Büyükşehir Belediye Meclisinin son toplantısında, Çamlıbel’de AVM yapılmasına ve Atatürk Parkının bir bölümünün yapılaşmaya açılmasına tepki gösteren, kentle ilgili endişelerini dile getiren dernekleri ve Mersin Kent Konseyini hedef almış, bu kurumlara “mikserler” diye hakaret etmişti.

AKP’li başkan, Atatürkçü Düşünce Derneğinin Çamlıbel ile ilgili toplantı düzenlemesini de “ne alakası var” diyerek eleştirmişti.

Atatürkçü Düşünce Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Eğitim-İş, 29 Ekim Kadınlar Derneği, Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği ortak bir açıklama yaparak AKP’li başkanın sözlerine yanıt verdi. Derneklerin açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

 

“BU İFADELERİ KABUL ETMİYORUZ”

 

“Mersin Büyükşehir Belediye Meclisinin 2022 Aralık ayı ilk birleşiminde Atatürk Parkı’nın ve balıkçı barınağının geleceğini etkileyecek bir proje görüşülürken seçilmiş bir meclis üyesinin makamı ne olursa olsun sarf ettiği sözlerin zaman, mekan, içerik ve üslûp yönünden şık olmamıştır. Bu ifadeleri ve yaklaşımı asla hak etmiyor ve kabul etmiyoruz.”

 

“YEREL DEMOKRASİ ADINA VAHİM BİR DURUM”

 

“Bu ifade ve yaklaşım Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 1992 yılında imzaladığı Rio uluslararası sözleşmesi çerçevesinde iç hukukumuzda yer alan ve artık Yerel gündem 21 ile belediyelerin resmî organı haline gelen Kent Konseylerinin işlevinin tam olarak bilinmediğini göstermektedir. Bu durum mevcut projenin içeriğinin ne olduğundan bağımsız olarak yerel demokrasimiz adına daha vahim bir durumdur.”

 

 

 

“PROJEYİ TARTIŞMAKTAN DAHA DOĞAL NE OLABİLİR?”

 

“Çünkü söz konusu projeyi değerlendirmek üzere Kent Konseyinin resmi ve yasal bileşenleri olarak anayasal meslek odalarının, ADD ve ÇYDD  gibi protokolde yeri olan kamu yararına  çalışan derneklerin, hatta yurttaşların  ve konuyla ilgili tarafların  askı ve mahkeme sürecinde olan  kentimizin en önemli bir projesini değerlendirme ve  tartışmasından daha doğal ne olabilir ki? Bu projeyi  tartışan  görüş bildiren  tarafları ve yurttaşları  amiyane tabirle  mikser (karıştırıcı) ilan eden tutum ve üslup doğru mudur?”

 

 

“ÇAMLIBEL’DE OTURMAYAN GÖRÜŞ BELİRTEMEZ Mİ?”

 

“Öte yandan Mersin’in kent merkezinin denize açıldığı, tarihi ve coğrafi açıdan en önemli biricik mekanı üzerinde görüş beyan etmenin “sadece Çamlıbel’de oturan sakinlere ait” olduğunu düşünmek katılımcı demokratik belediyecilik anlayışı ile bağdaşabilir mi? Bugün Mersin’in bu tarihi, ticari ve ekolojik açıdan çok önemli mekanında yapılan her bir değişiklik, sadece Çamlıbel mahallesinde oturanları değil, Mersin’in her köşesinde oturan yurttaşı ilgilendirmektedir, bu durum yasalarımızda bu şekilde yer almaktadır.”

 

 

“BİZLER KENTİN SAKİNİ DEĞİL SAHİPLERİYİZ”

 

 “Bizler maaşlı değil, her birimiz halkın bir kesimini temsil eden gönüllü kuruluşlarız. Bizler aynı zamanda Akdeniz ilçesinde ve diğer merkez ilçelerde resmi ikameti olan kentin sahibi olan dernekler ve yurttaşlarız. Temsili demokrasilerde, seçilenlerin kendini seçilmiş krallar gibi görüp, görüş beyan eden Demokratik Kitle Örgütlerini (DKÖ) ve temsilcilerini amiyane üslup ile küçümseme ve suçlama kolaycılığına kaçılmasını ‘katılımcı ve doğrudan yerel demokrasinin tartışıldığı günümüzde, yerel yönetim temsilcilerinin çağdaş demokratik kültür seviyesi açısından değerlendirmesini Mersinli yurttaşlarımızın takdirine bırakıyoruz.”

 

 

PROJENİN UYGULANMASINDA SON SÖZ MERSİNLİLERİN OLMALIDIR”

 

 

 

 

“PROJEYİ BİLMEMEK BİZİM SUÇUMUZ MU?”

 

“Bu projede temel sorun, projenin Mersin’de yapılmaması ve Mersinlilerin görüşünün alınmamasıdır. Mersinlilerin seçtiği ve onları temsil eden Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin ve onların, resmî organları kent bileşenlerinin projenin son hali hakkında ilgili bakanlık ve kurumlar tarafından bilgilendirilmemesidir. Aksine nedense kurban bayramı 15 günlük tatil süresine denk getirilen askıya çıkan, itiraz edilen ve mahkemelik olan projeyi  ‘tanımlayan ifadeler’  bizlere kat yoğunluğu keyfi olarak sonradan artırılan ve artık bir alış veriş merkezine dönüşen sözde Marina’yı hatırlatmaktadır.  Aynı konuşmada kent bileşenleri konuyu bilmemekle suçlanmıştır. Bu Mersinlilerin ve bizlerin kusuru mudur?”

 

“LAFZİ SOHBET DEĞİL, BİLİMSEL AÇIKLAMA YAPIN”

 

 “Bizler bu vesile ile çağrı yapıyoruz. Bu ‘ticari projenin’ kurumsal sahibi olmadığı halde, Mersin Büyükşehir Belediye Meclisinde gündeme getirenlerden söz konusu projenin uygulamaya geçmeden önce, bizlerin dernek mekanlarımızda, Kent Konseylerinde veya diğer demokratik mecralarda, esnaflarımızın da olduğu kent bileşenlerini içine katıldığı, katılımcı süreçlerde lafzi sohbet şeklinde değil, Mersinlilere bilimsel sunum yapılarak tanıtılması ve bilgilendirilmesi için çaba göstermeye davet ediyoruz.”