ELVAN KONUK
‘Hanım Ağa’ kitabı ile şiirlerini okuyucu ile buluşturan şair ve yazar arkadaşlarını üretmeleri konusunda teşvik eden Şair Kemal Karslı için şair ve yazar dostları tarafından 4 Şubat Cumartesi günü saat 13.30’da anma ve vefa etkinliği düzenlenecek. 29 Ekim 2018 yılında hayatını kaybeden Karslı, doyumsuz şiirleriyle ve yüreklere dokunan sözleriyle anılacak.
“EDEBİYATA OLAN TUTKUSU ŞİİRE OLAN AŞKI BENİ ÇOK ETKİLEMİŞTİR”
Kemal Karslı ile şiir söyleşmenin mutluluğunu yaşadığını ve güçlü bir kalemi tanımaktan yana onur duyduğunu dile getiren MEŞYAD Başkanı Mustafa Doğan, “Aramızdan erken ayrılışına her zaman hayıflanmışımdır. Edebiyata olan tutkusu şiire olan aşkı beni çok etkilemiştir. Hanım Ağa kitabını okuduğumda içindeki fırtınaları edebi bir dille aktarım gücüne şahit oldum. Zaten şiir de söyleyemediklerimizi haykırmak değil miydi? Beni mısralarımda bul diyen ne çok dilsiz dize dile gelmişti. Daha nice güzel eserlere imza atacak yaşta olmasına rağmen aramızdan ayrılması pek çok güzel şiiri belleğine alarak gitmesi edebiyatımıza da haksızlık oldu” dedi. Şair Karslı’yı kaybetmenin üzüntüsünü derinden hissettiğini dile getiren Doğan, “Belki de bir çayın eşliğinde nice şiirlerin satırlarına yol alacaktık, belki de Hanım ağayla birlikte şiir okuyacaktık. Ama hiçbir cümle tarif edemiyor işte şahsen o tanıyor olmak o naif ve duyarlı yüreğini biliyor olmak beni her zaman derinden etkilemiştir. Aradan geçen yıllar şiirlerini aynı tazelikte bizlere sunmaya devam ediyor seni iyi ki tanımışız, iyi ki varsın ve kaleminle tanışma imkanı bulmuşuz. Şairlerin ölmediğini bize bir kez daha kanıtladın” ifadelerini kullandı.
“YAZIN HAYATINA ATILMAMA VESİLE OLAN KEMAL KARSLIYA NE KADAR TEŞEKKÜR ETSEM AZDIR”
Kemal Karslı’yı 2006 yılında İstanbul’dan Mersin’e döndüğümde tanıdığını dile getiren Şair ve Yazar Nurhan Yıldız Bakaner, Şair Kemal Karslı’nın kendisinin dostu ve öğretmeni olduğunu söyledi. Bakaner, Karslı ile duygularını şöyle anlattı:
“Sen sen ol yazdıklarını okuduğunda bunu ben mi yazdım ya da kendini ifade ederken bu ben miyim diyebiliyorsan duygularındaki kopmuşluğu ve yaşamdaki olgunluğu yakalamış ve bunu da göstermeye başlamışsındır diyerek teselli eder, tekrar tekrar yazmam konusunda beni yüreklendirirdi. Böylece zaman içerisinde bana hem yaşamı hem de yazdıklarımı cesurca sorgulama cesareti sağladı. Bir yazının yazı, yazdıklarının da kitap olarak okunmasını istiyorsan öncelikle “duygusal düşünebilirsin ama asla duygusal yazmayacaksın” derdi. İlk başta her söylediği söz ve yaptığı davranış tuhaf gelse de; yaptıklarının karşılığını yazılarımda ve yaşamımda uygulamaya başlayınca onun ne demek istediğini daha iyi anladım. Zamanla yazmanın büyülü dünyasını tanıdıkça, okumakla yazmanın farklı şeyler olduğunu bir kez daha öğrendim. Böylelikle yaşamımda konuşurken anlatamadığım birçok şeyi yazarak anlatmanın daha kolay olduğunu öğrendim. Hem öğretmenlik hem de editörlük yaparak benim yazın hayatına atılmama vesile olan Kemal Karslıya ne kadar teşekkür etsem azdır.”
KEMAL KARSLI KİMDİR?
Kemal Karslı 20 Eylül 1965 yılında öğretmen bir baba ve ev hanımı bir annenin çocuğu olarak Sivas’ta dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini burada tamamlayan şair, Anadolu’dan Kabataş Erkek Lisesini kazanarak İstanbul’a giden dört gençten biridir. Lise son sınıfa geldiğinde İngilizce dersinden kalınca bunu kendine yediremiyor ve en büyük hatam dediği eğitim hayatını bırakarak çalışma hayatına atılıyor. Sigortacılık, pazarlama ve maden ocaklarında şoförlük gibi çeşitli işlerde çalıştıktan sonra 1993 yılında Sivas Karayolları Bölge Müdürlüğünde sürücü operatörü olarak işe başlıyor. 2001 yılında Mersin’e yerleşen şair çalışma hayatına 2017 yılında son verirken, 29 Ekim 2018 yılında ebedi âleme çok erken bir yaşta veda ediyor ve yazmakta olduğu romanı da başlı kalıyor.
Şairin edebiyata ve sanata olan tutkusu daha lise yıllarında başlamış. O dönemde okuduğu liseye her hafta bir yazar ya da şair gelir onlarla söyleşiler yaparlarmış. Bu söyleşiler sayesinde başlamış Ümit Yaşar Oğuzcan’a olan hayranlığı. “Üstadın dizelerine takılıp kalıyordum. Üstat sevgiyi ve acıyı o denli baskın anlatıyordu ki bir gün benzer duyguları yaşayacağımı hissediyordum” diyor anlatımlarında. Bunun da en güzel örneğini 2012 yılında çıkarmış olduğu “Hanım Ağa” adlı şiir kitabında görüyoruz. “Acıyla yazmak yerine acıyı yazmayı denedim” derken bile hayranlığı o kadar belli ki; aşkın acısını yaşarken acının gülümseten yüzüyle tanışıyor. Öyle sihirli sözler kullanıyor ki sevdasını sorgularken hasretini nakış nakış işliyor dizelerine. Her ne kadar şiirlerinin konusu aşk olsa da sevdasını anlatırken yaşamın renklerini yeni baştan keşfediyor. “Düşündüğün gibi yaşamıyorsan özgür değilsin yaşamda” diyerek düşünce yapısını ve “hak etmeyen hiçbir insanın sevilmeyeceği gibi, hak etmeyen hiçbir yazı da yazılmamalı” diyerek yazmakla sevmenin aynı anlama geldiğini toplumun sorunlarına olan duyarlılığını açık ve net olarak görebiliyoruz.