Limon üreticisinin taban fiyat talebi | Güney Gazetesi Mersin

Limon üreticisinin taban fiyat talebi

Mersin, Türkiye’nin narenciye depolarının başında geliyor. Ancak son yıllarda başta akaryakıt, zirai ilaç, gübre ve elektrik girdi fiyatları 3-4 kat arttı. Artış nedeniyle narenciye üreticisinin ürünü dalında kaldı. Limon üretiminin yapıldığı ilçelerin başında gelen Erdemli’de biraraya gelen üreticiler limonda taban fiyat belirlenmesini talep etti. İşçi ve üreticilerin sorunlarının görülmesi için ses yükselten tarım emekçileri Ziraat Odalarını da göreve davet etti.

Limon üreticisinin taban fiyat talebi


ELVAN KONUK


 

Bir araya gelen Erdemli Tarım Emekçileri Derneği, Mut Emek ve Hizmet Kooperatifi ile Silifke Tüm Çavuşlar ve Tarım İşçileri Derneği’ne bağlı tarım üreticileri yaşadıkları sıkıntılara dikkat çekti.

Üreticiler adına konuşan Erdemli Tarım Emekçileri Derneği Başkanı Ahmet Şimşek, “Bölgemiz ve yurdumuz ekonomisine en büyük katkıyı sağlayan çiftçilerimizin ve işçi emekçilerimizin gelir kaynağı olan tarım ve narenciye denilince ilk aklımıza gelen ilçelerden biri Erdemli’dir. Bölgemizde yetişen limon ülkemizin ihtiyacını karşıladığı gibi dünyanın dört bir yanına da ihraç edilmektedir. Ne yazık ki fiyatların en dip rakamlara düşmesi üreticilerimizi perişan etmiş, işçi ve emekçilerimizin de işsiz kalmasına neden olmuştur.  Bundan dört yıl önce ihracata yasak getirilmesi ve kota uygulanması bütün pazarlarımızı altüst etmiştir ve ihracat kapılarımızı kapatmıştır. Çünkü talep ve ihracat yoktur. Çünkü üreticilerimiz dalında kalan ürün sebebiyle maddi sıkıntılar içerisine girmektedir” dedi.

 

“STOK DEĞİL SEVKİYAT OLMALIDIR”

 

Limonun üreticilerin can damarlarından biri olduğunu dile getiren Şimşek, ihracatın önünün açılması gerektiğini söyledi. Limon üreticilerinin emeklerinin kesinlikle maddi olarak karşılanması gerektiğini vurgulayan Şimşek, “Limon günlük çalışıp evine ekmek götüren tarım emekçilerimizin ekmeğidir aşıdır. Limon okula giden çocuğunun beslenmesidir. Limon elektrik parasıdır, evinin kirasıdır. Limon için yapılması gereken ve kanayan yaralarımızın sarılması için ivedilikle ihracatımıza daha önceki dönemlerde olduğu gibi teşvik priminin geri getirilmesi önemle rica olunur. Bu konuda üreticilerimize maliyeti düşürerek destekleme politikası uygulanmalıdır. Aksi halde paketleme tesislerimiz kapanacak ve ihracatçılarımız yok olacak, üreticilerimiz perişan olacaktır. Üreticilerimiz limon ve narenciye ağaçlarını kesmek zorunda kalacak ve en önemlisi de işçi ve emekçi kardeşlerimiz maddi ve manevi konularda sıkıntıya düşeceklerdir. Stok değil sevkiyat olmalıdır. İthalat değil ihracat olmalıdır. Ayrıca üreticilerimize mazot gübre ve ilaç desteği verilmesini talep etmekteyiz. Bu durumda üreticilerimizin tek çatı altında toplayan ziraat odalarını göreve davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.

 

“BU YIL YAĞIŞ OLMADIĞI İÇİN ÜRETİMDE SIKINTI KAPIDA”

 

Mut Emek ve Hizmet Kooperatifi Başkanı Ender Alıç ise “Gündemde olan sıkıntıları bizler de işçi ve çavuşlar olarak yaşıyoruz. Günümüzde üretilen her ne olursa olsun para etmediği için hepimiz maddi olarak zor durumdayız. Temennimiz üreticilerimizle birlikte sorunlarımızı çözmek. Önümüzdeki günlerde Mut için erik kayısı sezonu geliyor. Bu yıl kış sezonu gelmediği için üretimde sıkıntılı bir süreç bizleri bekliyor” diye konuştu.

 

“GEREKİYORSA HAYVANLARIMIZI SATAR, ÜRETİMİMİZİ YAPARIZ”

 

Bir kadın üretici ise üretim aşamasındaki zorluklardan söz ederek şunları söyledi:

“Erdemli dağlık bir bölgeden oluşuyor, limon üretmek en az on yılımızı alıyor.  Bu dağlık üretimde iş makinaları ile tarlayı düzeltip 10 yıl boyunca verdiğimiz emekleri biz yörükler kolay kolay aramayız. Gerekiyorsa hayvanlarımızı satar, sularımızı getirir, üretimimizi yaparız. Ama bu üretimde on yıl sonunda hiçbirimiz emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Bu emeğimizin karşılığını alabilmemiz için limonda kesinlikle bize taban fiyat verilmek zorundadır. Taban fiyat verilmeyen limonlarımız dalda kalıp, bu sektörde çalışan emekçilerimizin çocuklarının hakları da gasp edilmektedir. Hiç kimse limonla ilgili, yöneticilerimiz olsun, ziraat odalarımız olsun, vekillerimiz olsun hiçbir şekilde bizi savunmuyorlar. Ne olursa olsun hiçbir şey bilmiyor olabiliriz, hiçbir şey yapamıyor olabiliriz. Ama 1930 yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bir portakalla kurduğu fabrikaları unutmayacaksınız. Nasıl fabrika kurulur nasıl istihdam sağlanır, çalışan işçisine o fabrika içinde nasıl hastane kurulur, çalışan işçinin çocuğu nasıl kreşlerde büyütülür en azından gidip oradan okuyup öğreneceksiniz. Bizlerin arkasında duracaksınız. Bu toplantıdaki amacımız özellikle biz üreticilere taban fiyat verilip emekçilerimizin hakkının verilmesidir. Emekçilere hakları verilirken özellikle ihracatın önü açılmalıdır. İhracatın önünün açılması işçimize fayda olarak dönecektir.”