ABİDİN YAĞMUR
CHP’li Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, depremin ardından yaklaşık 250 bin kişinin Mersin’e geldiğini, bunun beşte biri kadarının Suriyeli sığınmacı olduğunu tahmin ettiklerini söyledi. Suriyeli sığınmacıların Mersin’e yönlendirilmesinin kendilerinden habersiz, Ankara’da planlandığını ifade eden Seçer, “bir kentin belediye başkanının haberi olmadan, oturup o insan ile konuşmadan, o kentin demografisine ilişkin Ankara’dan projeksiyon yaparsanız, bunu da emrivakiyle yaparsanız bu işin altından kalkamayız. Plansız, programsız giderseniz Mersin çöker. Bir aracın istiap sınırı vardır. Eğer istiap haddini aşarsanız, bunu da çok abartırsanız araba artık hareket edemez hale gelir. Ben buna dikkat çekmek istedim” dedi.
10 ili vuran iki büyük depremin ardından depremzedelerin en çok göç ettiği illerden biri olan Mersin’e Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yanı sıra Suriyeli sığınmacılar da getirilmiş, sığınmacıların bir kısmının öğrenci yurduna yerleştirilmesi sosyal medyada farklı söylentilere neden olmuştu.
CHP’li Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Halk Tv yayınında İsmail Küçükkaya’nın sorularını yanıtladı ve deprem sonrasında Mersin’e yönelen göç dalgasını değerlendirdi.
“Depremden sonraki İlk saatler kaos vardı. Korku vardı. Olağanüstü bir kabus yaşadık” diyen Seçer, Mersin Büyükşehir Belediyesi ekiplerinin depremin hemen ardından bölgeye intikal ettiğini, depremzedelere ekmek ve su ulaştırılması, arama kurtarma çalışmaları gibi alanlarda görev aldıklarını söyledi. Seçer, deprem bölgesinde geçici barınma ve ihtiyaç malzemeleri yardımlarını sürdürdüklerini de anlattı.
“MERSİN DEPREM BÖLGESİNDEN ÇIKANLAR İÇİN CAZİP BİR YER”
“Bugüne kadar yapılanlar oldu, eksiğiyle, iyisiyle, kötüsüyle bundan sonra neler yapılacağına bakmak lazım” diyen Seçer, deprem bölgesinden başka illere yoğun bir göçün başladığına dikkat çekti.
Seçer, “En çok göç alacak kent Mersin. Neden? Bizim kentimizde, deprem felaketi yaşayan 10 ilin tamamından insanların akrabaları var. Bir felaketten kaçıp bir başka yere göç edecekseniz iletişim kuracağınız insanlar olması lazım. Bu anlamda da Mersin onlar için çok cazip bir yer. Mesafe olarak çok cazip. Gelişen bir kent, istikbali olan bir kent” dedi.
“SU TÜKETİMİNE GÖRE MERSİN’E MİNİMUM 200 BİN KİŞİ GELDİ”
Her gece 12’de günlük su tüketim miktarını kontrol ettiklerini, kullanımdaki artış ve azalışı izlediklerini kaydeden Seçer, şunları söyledi:
“1 Şubat gününden dün gece 12’ye kadar Mersin’de su tüketimi yüzde 9 oranında artmış. Bu şu anlama geliyor. Mersin’e bugüne kadar minimum 200 bin insan gelmiş. Şebeke suyundan kullanan vatandaşların ölçümü bu. Hem o bölgedeki Türkiye Cumhuriyeti nüfusuna kayıtlı insanlar geliyor hem de sığınmacılar geliyor. Mersin’in 1 milyon 900 bin kayıtlı nüfusu var. 260 bin kayıtlı sığınmacı var. Kayıt dışını koyun. Ukrayna Rusya meselesinden dolayı gelen insanları koyun. Yaklaşık 400 bin kişilik ek nüfus taşıyor. Yaz nüfusunu 150 bin koyun. 1.9 milyon nüfusu olan bir kent 2.5 milyonları konuşacak. Bu yükü kaldırabilir mi? Kaldıramaz. Onları bağrımıza basacağız. Neticede insanların evi yıkılmış, çaresizlik içinde. Muazzam bir acı yaşanıyor. Onlara kol kanat gereceğiz. Neticede ben kamu görevlisiyim, kullandığım kaynak onların parası, elbette seferber edeceğim olanaklarımı. Kendi milletim, canım ciğerim. Bu insanları sahipleneceğiz. Hiçbir sıkıntı yok. Çaresi düşünülür. Güçlü devletseniz, ki ağzımızı açtığımızda güçlü devletiz diyoruz, Mersin güçlü diyoruz, biz bunu çözeriz. Ama plansız, programsız giderseniz Mersin çöker. Bir aracın istiap sınırı vardır. Eğer istiap haddini aşarsanız, bunu da çok abartırsanız araba artık hareket edemez hale gelir. Ben buna dikkat çekmek istedim.”
“KENTİN DEMOGRAFİSİNE İLİŞKİN ANKARA’DAN PROJEKSİYON YAPARSANIZ, BU İŞİN ALTINDAN KALKAMAYIZ”
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının, ülke sınırları içinde diledikleri yere yerleşme hakkının olduğuna işaret eden ve bunun tartışma konusu yapılamayacağını ifade eden Seçer, “Kimse kimseye karışamaz. Bir milyon gelsin o yükü de kaldırırız. Ama bir kentin belediye başkanının haberi olmadan, oturup o insan ile konuşmadan, o kentin demografisine ilişkin Ankara’dan projeksiyon yaparsanız, bunu da emrivakiyle yaparsanız bu işin altından kalkamayız. Türkiye’de bir sığınmacı sorunu var mı? Var. Bu sorunla boğuşan kentler olduğu gerçeği ortada mı? Ortada. Mersin’de bu kentlerin içinde mi? İçinde. Peki Mersin o dönemde vazifesini yapmış mı? Yapmış. Benim tahminlerimi söylüyorum. Şu ana kadar depremden bu yana 250 bin insan Mersin’e girdi. Bunun beşte birini, altıda birini alın. Ortaya çıkacak rakamı söyleyeyim. 40 bin insan, sığınmacı statüsündeki 40 bin insan Mersin’e girdi. Ve bu planlı hareketten Mersin’in seçilmiş belediye başkanının yani bu şehrin suyundan, kanalizasyonundan, hastalığından, cenazesinden sorumlu belediye başkanının haberi olmaz ise bu devlet yönetimi anlamına gelmez ki. Biz bu kenti beraber yöneteceğiz” ifadelerini kullandı.
“ANKARA’DAN YÖNLENDİRİLEN HADİSELER OLUYOR”
Sosyal medyada çok tartışılan KYK Kız Öğrenci Yurduna Suriyeli sığınmacıların yerleştirildiği haberleriyle ilgili değerlendirme de yapan Seçer şunları söyledi:
“Mersin Valisi Hatay’da görevli. Vali yardımcısıyla görüşmelerimiz sürekli oldu. Ama onun yetkisini aşan, Ankara’dan yönlendirilen hadiseler oluyor. Ben Mersin’den 5 gün uzak kaldım, döndüm baktım ki Mersin’de başka şeyler oluyor. KYK yurduna insanlar alınmış. O zaman eğitim öğretime ara verilmemişti. Öğrenciler geliyor yataklarında başka insanlar var. Bu bizim milletimiz ya da sığınmacı fark etmiyor. Kamuoyunda infial yarattı bu. İnsanlar bunu sürekli dile getirdi. Ben bununla ilgili hiçbir demeç vermedim. Vali yardımcısı ile görüştüm. Dediler ki biz tahliye edeceğiz. Sizin de lojistik desteğinize ihtiyacımız var dedi ve bu işi çözdük. En son görüştük yetkililerle. Kendi milletimize kapımızın açık olduğunu, sığınmacılar konusunda Mersin’in istikbalini düşünmek zorunda olduğumu ifade ettim. Bundan sonra bu süreci birlikte koordine etme kararı aldık. Umut ediyorum bu saatten sonra koordineli şekilde çalışacağız. Birbirimizi anlarsak bir problem olmaz.”
“İYİ ORGANİZE OLUNSAYDI FELAKETİN TESİRİ AŞAĞILARA ÇEKİLİRDİ”
Deprem bölgesindeki tüm illeri gezdiğini de ifade eden Seçer, deprem bölgesiyle ilgili izlenimleri de paylaştı.
Seçer, “Belediyeler önemli. Manevra kabiliyeti yüksek kurumladır. Belediyelerle işbirliği önemlidir. Ama uygulamada gördük, bu özellik, bu dönemde maalesef kayboldu. Parti meselesi, senin belediyen, benim belediyem önem çıktı. Bu da çalışmaları efektif kılmıyor. Bundan da en fazla zararı vatandaş görüyor. Depremde de bu görüldü. Onun için birkaç gün insanlar ortalıkta kimse yok diye isyan etti. Enkazın altında annesi, babası, evladı var, müdahale edecek insan aradı. Eksi derecelerde soğuk var, insanların ayağında çorabı yok, ayakkabısı yok, örtünecek battaniyesi yok. Birkaç günü böyle a böyle atlattı insanlar. Neden? İşte organizasyon mükemmel olsaydı, iyi bir organizasyonla felaketin tesirini daha aşağılara çekebilirdiniz. İlk gün koordinasyon çok önemli, endişelerim var dedim, endişelerim haksız çıkmadı. Bundan sonraki süreçte hem tahrip olan kentlerimizin hem o bölgelerden kendi bölgelerimize gelen insanların yeniden yapılanması için, vatandaşlarımızın yaralarının sarılması için, acılarını unutmaları için çalışacağız. Bu bizim hem idari görevimiz hem hukuki görevimiz hem de insani görevimiz” ifadelerini kullandı.
“PLANSIZ, PROGRAMSIZ GİDERSENİZ MERSİN ÇÖKER” |