ZELİHA ÖZİPEK
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) yapı denetim sisteminde değişiklik önerisinde bulundu. İMO ticari yanı ağır basan yapı denetim şirketi modeli yerine; doğrudan kamu tarafından görevlendirilen ve müteahhit veya yapı sahibi ile bir mali ve idari bağlantı olmayan yapı denetim kuruluşları kurulmasını önerdi.
Denetim hizmetinin kamusal niteliğinin yok sayıldığı ve denetim hizmetinin ticarileştirildiğini ifade eden İMO Mersin Şube Başkanı Gülçin Barbaros Ak, “Yapı denetim sistemi içinde, kurucu ortakları da dâhil olmak üzere proje, uygulama ve malzeme denetimiyle görevlendirilen ya da şantiye şefi olarak çalışan çok sayıda mühendis ve mimar yer almaktadır. Sistem, bünyesindeki her bir aktör için farklı sorunlar barındırmaktadır” dedi.
“NİTELİKLİ İŞ GÜCÜNDEN KAÇMAKTALAR”
Yapı denetim hizmet bedellerinin giderek düşürüldüğünü belirten Gülçin Barbaros Ak, “Yapı Denetim Kuruluşları düşürülen ücretlerine karşılık en büyük maliyet unsuru olarak gördükleri mühendis ve mimarların ücret ve giderlerini kısmaya çalışmakta, nitelikli işgücünden kaçınmakta ve hatta hizmet almadan teknik elemanların imzalarını kullanma yoluna gitmektedirler. Sistemde denetçi, kontrol elemanı ve şantiye şefi olarak yer alan mühendis ve mimarlar ise ekonomik sorunların yanı sıra ücretli çalışmanın getirdiği sorunlarla da boğuşmaktadır. İşveren vekili sıfatı nedeniyle iş kazaları da dâhil olmak üzere yapı işyerlerinde oluşabilecek her türlü sorunun doğrudan muhatabı olan şantiye şefleri ise, tam zamanlı olarak çalışmaları gerekirken sistemde aynı zamanda birden fazla işyerinde şantiye şefliği yapmalarına olanak tanınması nedeniyle, üstlendikleri tüm bu sorumlulukların gereklerini yerine getirmekten uzaktır” ifadelerini kullandı.
“SİSTEMİN BÖYLE YÜRÜDÜĞÜ BİR ORTAMDA SAĞLIKLI BİR İNŞA SÜRECİ OLUŞAMAZ”
Yapı denetim sisteminde yapılan değişikliklerin sadece yapı denetim firmaları lehine olduğunu, sayıları on binleri bulan mühendis ve mimarlar için koşullarını iyileştirici en ufak bir düzenleme yapılmadığını vurgulayan Gülçin Barbaros Ak, “Ayrıca, teknik kadroların nitelikleri ve yeterlilikleri sorgulanmaksızın yapı denetim sisteminde görev üstlenebilmeleri bir başka sorundur. Sistemin böyle yürüdüğü bir ortamda sağlıklı bir inşa sürecinin oluşması elbette ki mümkün olamamakta, toplumun can ve mal güvenliği tehlikeye atılmaktadır. Denetim hizmetlerinin serbest piyasa koşullarına terk edilmesi topluma büyük bedeller ödetmektedir” diye konuştu.
ÖNERİLER
“Yapı Denetim Kuruluşları doğrudan kamu tarafından görevlendirilmiş birimler olarak çalışmalıdır. Yapı Denetim Kuruluşları ile müteahhit ve/veya yapı sahibi arasında herhangi bir mali ve idari bağlantı olmamalı Yapı Denetim ücretleri doğrudan kamu tarafından ödenmeli ve bu kuruluşlar doğrudan kamuya karşı sorumlu olmalıdır.
Yapı Denetim Kuruluşları için sorumluluk sigortası zorunluluğu getirilmelidir.
Hazır beton üreticileri de sisteme entegre edilip, yükümlülükleri ve uygulanacak yaptırımlar tanımlanmalı ve takibi yapılmalıdır.
Yapı Denetim Kuruluşlarının ortaklarının içerisinde Meslek Odası tarafından belgelendirilmiş en az bir tane Yetkin İnşaat Mühendisi bulunmalı ve onun sorumluluğunda diğer denetçiler ve kontrol elemanları çalışmalıdır.
Yapı Denetim Kuruluşunda görev yapacak mühendis ve mimarlar sorumluluklarına göre meslek kuruluşlarınca belgelendirilmeli, takibi yapılmalıdır.
Sistemde görev alan tüm mühendis ve mimarların sicilleri kayıtlı oldukları Meslek Odaları tarafından tutulmalıdır.
Tüm yapılar, yapım ve kullanım özelliklerini koruyup korumadığının tespiti amacıyla ve ilgili kamu kurumlarının sorumluluğu altında, imara aykırılık, yapısal elemanlardaki değişiklik ve hasar-deformasyon oluşup oluşmadığı bakımından periyodik olarak denetlenmelidir. “