ELVAN KONUK
Mersin Üniversitesi öğrencisi Onur Gök ise “Pandemi sürecinde de ilk vazgeçilen biz olmuştuk. Yakın zamanda Cumhurbaşkanının bir söylemi var. ‘Biraz daha bekleyelim yurtlar işimizi çok iyi görüyor’ diye. Bu söylem tamamen öğrencileri yok saymaktır. Böyle bir şeyi kabul etmiyoruz. Yüz yüze eğitim için olgun koşullar sağlanmalı” ifadelerini kullandı.
YÖK Başkanı Erol Özvar, 3 Nisan itibarıyla üniversitelerde uzaktan öğretimle birlikte isteyen öğrencilere devam şartı aranmaksızın sınıflarda yüz yüze eğitim verilebileceğini açıklamıştı. Mersin Üniversitesi öğrencilerinden birçoğu ise tamamen yüz yüze eğitime geçilmesi için sosyal medyadan ortak bildiri yayınlayarak Rektörlüğe çağrıda bulunmuştu. Eğitim-Sen Üniversite Temsilciliği Baş Temsilcisi Mustafa Barış, yüz yüze eğitim için Mersin’de şartların uygun olmadığını söyledi.
Yüzyüze eğitime geçmeden önce şartların olgunlaşması gerektiğini belirten Barış, “İlk akıllarına gelen şey yurtları boşaltmak olduğu için, depremzedeler de şuanda yurtta, yurtlar dolu. Öğrencinin barınma sorunu var, yeme içme sorunu var. Şuanda Yenişehir kampüsünde yemekhane kapalı. Eczacılık fakültesinin, su ürünleri fakültesinin ve sağlık yüksek okulunun öğrencileri yüzyüze eğitim için geldiklerinde yemek yiyecekleri bir alan yok. O yüzden şartların olgunlaştırılıp yüz yüze eğitime başlanması gerekiyor. Depremzedelere konaklama alanı sağlandıktan sonra tabi ki yüz yüze eğitimi destekliyoruz” dedi.
“ŞARTLAR OLGUNLAŞTIKTAN SONRA YÜZ YÜZE EĞİTİME GEÇİLMELİ”
Uygulamalı eğitimlerde uzaktan eğitimin işlevsel olmadığından söz eden Barış, “Teori uygulama birimi olanlar sağlık yüksekokulunda nasıl uzaktan eğitim yapacaksınız? Tıp Fakültesi’nde nasıl uzaktan eğitim yapacaksınız? Mimarlık fakültesinde nasıl eğitim yapacaksınız? Uzaktan eğitimde teknik resim mi olur, çizim mi yapabilir öğrenciler? Mersin’de barınma sorunu var yüzyüze eğitime geldiğinde ne yapacak öğrenci. Kirada kalan öğrencilerin bir şekilde sözleşmelerinin devam ettiğini düşünelim, yurtlarda kalan öğrenciler nerede kalacak? Nerede barınacak, nerede yiyecek içecek? Bu sorulara çözüm bulunmadan bir gecede verilmiş bir karar” ifadelerini kullandı.
“ÖĞRENCİLER OLARAK YÜZ YÜZE EĞİTİMİ SAVUNUYORUZ”
Özgürlükçü Gençlik üyesi Mersin Üniversitesi öğrencisi Onur Gök ise online eğitimin verimsizliğini vurguladı. Pandemiden bu yana üniversitelerin bir online bir yüzyüze eğitime geçtiğini ve bu döngünün eğitimin dengesini de bozduğunu vurgulayan Gök, “Online eğitim gördüğümüz süreç boyunca verimlilik alamadık. Mersin Üniversitesinde okuyan ailesi deprem bölgesinde yaşayan oralı olan birçok arkadaşımız var. Arkadaşlarımız deprem bölgesinde olduğu için internet erişimi yok. Bu şartlar altında nitelikli bir online eğitim süreci öngörülmediği için en başından beri karşı olduğumuzu zaten söylemiştik. Olgun koşullar yaratıldığı takdirde acil koşullarda online eğitim yapılabilir. Ama bu koşullar sağlanmadığı için yüz yüze eğitimi en başından beri savunuyoruz” diye konuştu.
“Kendi imkanlarımızla hayatlarımızı yeniden inşa ediyoruz”
Pandemi ve depremin ardından ilk gözden çıkarılanların öğrenciler olduğuna dikkat çeken Özgürlükçü Gençlik üyesi Onur Gök, “Kendi imkanlarımızla hayatlarımızı yeniden inşa ediyoruz” diyerek deprem bölgesinde yaptıkları eğitim çalışmalarından söz etti.
Depremin ilk anından beri üniversiteli öğrenciler ile gerek deprem bölgesinde gerekse Mersin’de dayanışma sınıfları kurduklarını belirten Gök, “Şuanda Antakya Serinyol’dayım. Burada yakın zamanda bir kütüphane oluşturduk, depremde kaybettiğimiz bir arkadaşımızın adına. Kurduğumuz kütüphane içerisinde liseli ve üniversiteli arkadaşlarımızla dayanışma derslikleri oluşturmaya başladık. Her hafta düzenli olarak kendi arkadaşlarımızla birlikte çalışmalarımızı yapıyoruz. Temel derslerde TYT AYT gibi hazırlıklarda sınav hazırlıklarını buradan sürdürüyoruz. Biz kendi imkanlarımızla aslında kendi hayatlarımızı yeniden inşa ediyoruz. Çünkü devlet eliyle beklediğimiz bir şey yok. Tamamen kendi hayatımızı kendimiz inşa ediyoruz. Bunu da devam ettireceğiz” şeklinde konuştu.
