“Köy Enstitüleri’nin kapatılması, laik bilimsel eğitimi kesintiye uğrattı” | Güney Gazetesi Mersin

“Köy Enstitüleri’nin kapatılması, laik bilimsel eğitimi kesintiye uğrattı”

Köy Enstitüleri’nin eğitim anlayışının eleştiren ve sorgulayan bireyler yetiştirmek olduğunu belirten Eğitim Sen Mersin Şubesi Eğitim Sekreteri Müzeyyen Kara, “Köy Enstitüleri’nin kapatılması, Türkiye’de laik bilimsel eğitimi kesintiye uğrattı. Geçmişte Köy Enstitüleri’ni kapatan ve yarattığı tüm olumlu izleri silmeye çalışanlar, bugün laik bilimsel eğitime savaş açmaktadır” dedi.

“Köy Enstitüleri’nin kapatılması, laik bilimsel eğitimi kesintiye uğrattı”


 

ZELİHA ÖZİPEK

Eğitim Sen Mersin Şubesi Köy Enstitüleri’nin kuruluşunun 83. yıldönümü kutladı. Köy Enstitüleri’nin eğitime katkılarından söz eden Eğitim Sekreteri Müzeyyen Kara, “Türkiye’nin ekonomik, toplumsal ve kültürel gelişiminde belirleyici roller oynayan ve 17 Nisan 1940 yılında dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç’un önderliğinde Köy Enstitüleri kurulur. Türkiye nüfusunun yüzde 80’inden fazlasının köyde yaşadığı, ülke nüfusunun büyük bölümünün okuma yazma bilmediği bir dönemde, ‘Eğitim üretim içindedir’ şiarını ilke edinerek kurulan Köy Enstitüleri, üretime ve kalkınmaya yönelik öğrenimi temel alan önemli ve tarihsel bir deneyim olarak Türkiye’nin tarihinde önemli bir yer almıştır” dedi.

“KÖY ENSTİTÜLERİ LAİK VE KARMA EĞİTİM SİSTEMİNE DAYANIYORDU”

 

Köy Enstitüleri’nin kırsal yörede toplumsal, ekonomik ve kültürel kalkınmayı sağlayan temel eğitim kurumlarının başında geldiğini belirten Kara, Köy Enstitüleri’nin ülkenin öğretmen yetiştirme sistemine yaptığı somut katkıların aradan geçen zamana rağmen hala hatırlandığını söyledi.

Kara, “Bugünün siyasi iktidarı tarafından hedef haline getirilen ve eğitim biliminin temeli olan laik ve karma eğitim sistemine dayanan Köy Enstitüleri’nde okutulan derslerin yüzde 50’si kültür, yüzde 25’i tarım ve yüzde 25’i de teknik derslerden oluşmuştur.  Toplumcu bir anlayışla kurulan Köy Enstitüleri aynı zamanda tarım işler ve sağlık ocakları olarak toplumsal işlevler görmüş, çeşitli tohum ve tarım araçlarının ilk denemeleri bu okullarda yapılmıştır. Türkiye’nin ekonomik ve toplumsal yapısının oluşumuna çok değerli katkıları olan Köy Enstitüleri pratiğinin eksikliği, eğitim sisteminin büyük bir çöküşün eşiğinde olduğu günümüzde çok daha yakından hissedilmektedir” ifadelerini kullandı.

“GÜNÜMÜZDE OKULLARIMIZ DİNİ VAKIF VE DERNEKLERİN KUŞATMASI ALTINA ALINDI”

 

Köy Enstitüleri’nin zengin ders içeriğinin ve eğitim modelinin öneminin her geçen gün daha çok anlaşıldığını vurgulayan Kara, “Günümüzde ise laik ve bilimsel eğitime yönelik tehditler artarken, okullarımız dini vakıf ve derneklerin kuşatması altına alınmış, öğrencilerimiz bizzat Milli Eğitim Bakanlığı eliyle cemaat ve tarikatların kucağına itilmiştir ve her olağan üst durumda uzaktan eğitime geçilmiştir. Eğitim emekçileri sağlıklı koşullarda çalışamamakla birlikte çeşitli kategorilere ayrılarak, esnek, güvencesiz ve angarya çalışma kıskacına alınmaktadır.

 

Köy Enstitüleri’nin en önemli özelliklerinden birisi, günümüz Türkiye’sinin bir türlü kurtulamadığı eleştirmeyen, sorgulamayan, ezbere dayalı ve sınav merkezli eğitim sistemine değil, gerçek anlamda öğrenci merkezli, öğrencilerin yaparak ve yaşayarak öğrenme sürecini ilke edinen bir eğitim-öğretim ortamı yaratmayı hedeflemiş olmasıdır. Eleştiren, sorgulayan bireyler yetiştirmeyi hedefleyen Köy Enstitüleri’nde ezberci değil, analitik düşünen, bilimsel, demokratik ve laik eğitim anlayışı benimsenmiştir. Köy Enstitüleri’nin kuruluşunun üzerinden 83 yıl geçmiş olmasına rağmen, dönemin zor koşullarındaki eğitimin niteliği ile günümüz Türkiye’si arasında olumsuz anlamda çok büyük farklar olması düşündürücüdür” diye konuştu.

“KÖY ENSTİTÜLERİ’NİN AYDIN VE TOPLUMCU EĞİTİM ANLAYIŞINI BENİMSİYORUZ”

 

Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu zorlu koşullar ve uluslararası dinamiklerin etkisi sonucunda Köy Enstitüleri soğuk savaş politikalarına kurban edilip kısa süre içinde kapatıldığından söz eden Kara, şu şekilde konuştu:

“Köy Enstitüleri’nin kapatılmasını takip eden süreçte, özellikle 1950’li yıllarda bu önemli eğitim deneyimi önce yatılı öğretmen okullarına, ardından yatılı okullara, sonra da normal lise eğitimine yayılarak zaman içinde işlevsiz hale getirilmiş ve hızla etkisizleştirilmiştir.

Köy Enstitüleri’nin kapatılması, Türkiye’nin çağdaş, laik ve bilimsel değerlerle buluşması ve aydınlanma sürecinin ciddi anlamda kesintiye uğramasına neden olmuştur. Geçmişte Köy Enstitüleri’ni kapatan ve yarattığı tüm olumlu izleri silmeye çalışanlar, bugün laik bilimsel eğitime savaş açarak, karma eğitim karşıtı uygulamalara göz yumarak eğitim sistemini iktidarın ideolojik hedefleri doğrultusunda biçimlendirmek istemektedir.

Eğitim Sen olarak, 83. yılını kutladığımız Köy Enstitüleri’nin ilerici, demokrat ve aydınlanmacı geleneğine sahip çıktığımızı bir kez daha ifade ediyor, Köy Enstitüleri tarafından hayata geçirilmeye çalışılan toplumcu ve aydınlanmacı eğitim felsefesinin tüm eğitim kurumlarında uygulanması için mücadelemizi sürdüreceğimizin bilinmesini istiyoruz.”