Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 5 No’lu Tarım Destek Faaliyetleri Meslek Komitesi Başkanı ve Meclis Üyesi Murat Okşar, sektörde ürünlerin büyük bölümünün ithal edildiğine değinerek ithalat sırasında karşılaştıkları sıkıntıların sektöre yansımalarını değerlendirdi.
Deprem sonrası İskenderun Limanının hasar görmesi sonrasında gemilerin Mersin Limanı’na yanaşmasıyla ciddi bir yoğunluk olduğunu hatırlatan Okşar, gerek limandaki bekleme sürelerinin uzaması gerekse TSE analizlerinin çok gecikmesi nedeniyle hammaddeye ulaşmakta zorlandıklarını ifade etti. Analiz sonuçları için bir ayı aşan bekleme sürelerinin oluştuğunu kaydeden Okşar, “TSE ofislerinin kalkıp online takip sisteminin gelmesiyle sıkıntı da başladı. Muhatap bulmakta zorlanıyoruz” dedi.
ATALAY: “ÇEK KARŞILIĞI KREDİYE İHTİYAÇ BÜYÜK”
Komite Başkan Yardımcısı ve MDT Denge Tarım Mühendislik Sahibi Atakan Atalay ise artan döviz kurlarına değindi. “Euro ve Doların yüksek olması maliyetlerimizi de yaklaşık 5 kat artırdı” diyen Atalay, çiftçinin çözüm olarak zirai ilaç ve gübre kullanımını azaltma yoluna gittiğini söyledi. Son 2-3 yıldır bu ürünlerdeki kullanımın yüzde 40’a yakın azaldığını dile getiren Atalay, “Sonuç olarak ekim dikim azaldı. Meyve kalitesi de rekolteler de düştü. Miktar ve kalite azalınca ihracatçı da artan maliyetlerle olumsuz etkilendi, yurtiçindeki son tüketici de” diye konuştu.
Daralan piyasalarla birlikte ödeme dengesinin bozulduğuna da değinen Atalay, sorunu aşmak için kredi kullanmak isteseler de ticari kredilere ulaşmakta zorlandıklarını söyledi. Bazı kamu bankalarının çek karşılığı kredi verdiğini bildiren Atalay, bunun özel bankalara da yayılması gerektiğini söyledi. Sorunun çözümü için firmaların birbirine yüksek rakamlarla çek yazmak durumunda kaldığını kaydeden Atalay, “Yalnız bizim değil tüm KOBİ’lerin çek karşılığı krediye ihtiyacı var. Ancak o zaman piyasa döner” dedi.
ARICI: “ÇEŞİT DEĞİŞİMİNE ŞİMDİDEN HAZIRLANMALIYIZ”
Meclis Üyesi ve İMS Tarımsal Üretim Sahibi İbrahim Arıcı ise sektörün geleceğe dair tehditlerine dikkat çekti. Küresel ısınma iklim değişiminin önümüzdeki süreçte tarımsal ürün çeşitlerini değiştirmesini beklediklerini anlatan Arıcı, sektör olarak buna şimdiden hazırlanmak gerektiğini vurguladı. Mersin’in erkenci ürünleriyle öne çıktığını hatırlatan Arıcı, “Belki de bu iklim değişimi ile turfandacılık bölgemizde bitebilir ya da evrilebilir bilimsel çalışmalar yürütülmeli” ifadelerini kullandı. Kuraklıkla mücadelenin taşıdığı öneme de değinen Arıcı, “DSİ ve belediyeler su rejim kontrolünü koordineli şekilde yürütüp konuya daha hassas olmalı çünkü tarımsal sulama her geçen gün riske giriyor. Bölgemizde örneğin sitelerdeki havuz oranı çok fazla. Kuraklığın tehdit ettiği dönemlerde yapılacak ortak çalışma ile burada kullanılacak suyun tarımsal sulamada değerlendirilmesi teşvik edilebilir. Aksi halde kısa süre sonra tarımın ihtiyacı olan su talebini karşılayamayacak seviyelere geleceğiz” ifadelerini kullandı.
ULUDAĞ: “İTHALAT SON ÇARE OLMALI”
5 No’lu Komite Üyesi ve Uludağ Tarım Zirai İlaç Sahibi Ferit Uludağ ağırlıklı olarak tarım sektörünü güçlendirecek politikalar üzerinde durdu. Tarım sektörünün güçlenmesinin tarım destek faaliyetlerini de güçlendireceğini hatırlatan Uludağ şunları söyledi:
“Türkiye her zaman tarımsal üretimde kendi kendisine yeten bir ülke olarak tanımlandı ancak son yıllarda üretimdeki gerileme endişe veriyor. Halkımızın gıdasını garanti altına alacak, ithalat gerektirmeyecek tarım politikalarına geçilmesi gerekiyor. Kendi kendimize yetecek şekilde üretim yapabileceğimiz projeler geliştirilmeli. Proje bazlı üretim yapılmalı. Kanun gerekiyorsa kanun çıkarılıp ciddi kararlar alınmalı. Evet, ithalat nedeniyle tarımsal girdi fiyatları oldukça arttı. Mevcut durumda kısa vadede bu ürünlere ulaşım için ilaç ya da gübre sübvanse edilebilir. Ürün ithalatı son çare olmalı.” (Haber Merkezi)