“Yörüklerin gerçek hikayelerini anlattık” | Güney Gazetesi Mersin

“Yörüklerin gerçek hikayelerini anlattık”

Mersinli Şair/ Yazar Çınar Arıkan, Yörük Göçü ve Taşeli’den Fıkra Tadında Hikâyeler kitaplarıyla yetişkinlere, Kasabanın Kadısı, Gülnarlı Ay’a Nohut Ekmiş ve Akıl Yapan Portakal isimli çocuk kitaplarıyla da çocukların dünyasına dokundu. Yörük kültüründe yazıya dökülmemiş gerçek hikayelerin anlatıldığı kitaplarda Arıkan, “Taşeli platosunun, Toros dağlarında yaşayan Yörüklerin gerçek hikâyelerini anlattık” dedi.

“Yörüklerin gerçek hikayelerini anlattık”


ELVAN KONUK

Mersin Şairler ve Yazarlar Derneği (MEŞYAD) Başkan Yardımcısı Şair Yazar Çınar Arıkan, Yörük kültürünü kitaplarına taşıdı. Eşi Şair Fatma Arıkan ile ortak kitap çalışmaları olduğunu belirten Çınar Arıkan, “Biz kitaplarımızda Atatürk’ün o anlamlı vecizesinde; “Arkadaşlar! Gidip, Toros Dağları'na bakınız, eğer orada bir tek Yörük çadırı görürseniz ve o çadırda bir duman tütüyorsa, şunu çok iyi biliniz ki bu dünyada hiçbir güç ve kuvvet asla bizi yenemez.” şeklinde ifade ettiği Mersin’in, Taşeli platosunun, Toros dağlarında yaşayan Yörüklerin gerçek hikâyelerini anlattık” dedi.

 

Okurlarımız için kendinizden kısaca bahseder misiniz?

Ç.A: Bu röportajda ben başka bir yol izlemek istiyorum. Şöyle ki; soru başlıklarınızın hepsini kendi hayat hikâyemin içerisinde değerlendireceğim. Siz sorularınız sormuş olacaksınız, ben de konu bütünlüğü sağlayacağım.

Ben 14 Kasım 1957’de Mersin’in Anamur ilçesinde doğdum. Orman memuru babanın ve ev hanımı bir annenin 3. oğlu, 5. çocuğu olarak adıma Çınar denmiş. Adımın konuluşunda Cumhuriyet dönemi ilk öğretmenlerinden olan Osman Turan amcam ailenin en büyüğü olduğu için isim konusunda ona danışılmış. O da babama: “Sen ormancısın çocuğa bir ağaç ismi koy” demiş. Bunun üzerine adım Çınar konmuş.

Türkçemizi çok güzel konuşan Şair Yavuz Bülent Bakiler’in “Ben doğuluyum” şiirinde dediği gibi:

“Eteği dumanlı, başı dumanlı

Dağlarda doğmuşum

Dağ çocuğuyum!

Ben elleri toprak kokan bir babanın

Ve topraktan koparılmış canlı bir kaya gibi

Burcu burcu vatan kokan bir ananın oğluyum.” desem kendimi daha güzel ifade etmiş olurum diye düşünüyorum.

İlkokula Anamur Kıbrıs İlkokulunda başladım. Bozyazı İlkokulundan ve ortaokulundan mezun oldum. Anamur Lisesinden 1976’da mezun olup aynı yıl Mersin Eğitim Enstitüsüne girerek 1979 yılında okulu bitirip sınıf öğretmeni oldum. Isparta ilinde öğretmenliğe başladım. Isparta, Mersin, Diyarbakır gibi yurdun çeşitli illerinde öğretmenlik yaptım.

Anamur’un Sarıağaç, Kılıç, Demirören köylerinde öğretmen; Malaklar-Kadılar İlkokulunda müdür olarak görev aldım. 1992 yılında Malaklar-Kadılar İlkokulunda görev yaparken Anamur Halk Eğitimi Merkezine müdür yardımcısı olarak atandım. O sıralarda görevim içinde bulunan ve öğretmenlik yaparken de çok önem verdiğim eski kuşaklardan yeni kuşak gençlerimize kültürel mirasımızın aktarılabilmesi için halk kültürü üzerine araştırmalar ve derlemeler yaptım. Bunları da çeşitli gazete ve dergilerde yayımladım. O dönem Mersin Halk Eğitimi Merkezi Müdürü Hilmi DULKADİR tarafından çıkarılmakta olan İçel Kültürü Dergisi bu konudaki yazılarımın yayımlandığı önemli bir dergiydi.

Hacettepe Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Eğitim Yöneticiliği, Planlaması, Ekonomisi ve Teftişi Bölümünü bitirerek Lisans diploması aldım. MEB Eğitim Müfettişi oldum. Müfettiş olarak Bingöl’de üç yıl görev yaptım Konya’da sekiz yıl çalıştım. Bu görevimi Mersin’de 13 yıl daha yaparak Kasım 2023’te 43 yıl görev yaptığım eğitim camiasından emekli olmak suretiyle ayrıldım. 2006 yılında Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesini de bitirdim.

 

Yazma yolculuğunuz nasıl başladı?

Ç.A: İnsanın yazmak için bir nedeni olmalı? Benimde kendime göre nedenlerim vardı. Milli ve manevi düşüncelerin yoğunluklu olduğu bir çevrenin içerisinde yetiştim. Ortaokul ve lise çağlarımda öğretmenler, üniversite hocaları ve çeşitli bilim insanlarınca seminerler, konferanslar verilirdi. Bu tür etkinliklere çok sık giderdim. Oralarda anlatılanlar beni etkilerdi. Bir de çok okurdum. İlkokul sıralarında sınıftan bir kıza da aşık olduğumu söyleyebilirim. Vatan, bayrak, doğa, aşk bunlar sevgi ile yoğrulunca yazmak daha kolay oldu. İlk şiirlerimi Anamur’da yayımlanan Anamur gazetesinde, yeni Anamur ve Exspres gazetelerinde yayımladım. İlk hikâyem olan “İki Çanakkale Şehidi” de ulusal gazetelerden Bizim Anadolu gazetesinde yayımlandı.

Ortaokul ikinci sınıfta Türkçe öğretmenim bir hafta boyunca Türkçe derslerinde hikâye konusunu işledi. Sınıfta Türkçe kitabından bir hikâye okuttu. Onun üzerinde yoğunlaşarak hikâye ile ilgili tüm bilgileri bize aktardı. Cuma günkü dersinde de Pazartesi derse gelirken herkesin bir hikâye yazarak gelmesini istedi. O sırlarda Hasan Gazeteci adlı bir ilkokul öğrencisinin yazdığı hikâye kitapları renkli kapaklarla 12-16 sayfalık kitapçıklar olarak yayımlanıyordu. Kitaplarının arkasında o dönem giyilen siyah önlük ve beyaz yaka ile çekilmiş bir fotoğrafı, hayat hikâyesi ve yazdığı kitapların isimleri yer alıyordu. Ben hep düşünürdüm. Bu çocuk yazabiliyorsa ben de yazabilirim diye. Üstelik biraz da kıskandığımı itiraf etmeliyim. Öğretmenimin verdiği hikâye yazma işi beni bu konuda teşvik etti. Hafta sonu çalıştım. “Köyde Dalgalanan Bayraklar” başlığıyla defter sayfası ve el yazması ile 13 sayfalık bir hikâye ortaya çıktı. Pazartesi günü öğretmen birkaç kişiye okuttu. En uzun yazan bir sayfayı bile dolduramamıştı. Ben de ısrarla okumak istiyordum. “Peki, sen de oku” dedi. Okumaya başladım. O sıralar kurtuluş savaşı hikâyeleri çok meşhurdu. Ben de kafamdan böyle bir hikâye yazmıştım. 3 sayfa okuduğumda bana: “Dur dur” dedi. “Bu hikâyeyi sen mi yazdın.” Evet, dedim. Bana “Bu hikâyeyi sen yazmamışsın” dedi. Israrcı oldum yazdığım konusunda. Bunun üzerine: “O zaman hikâyenden bir soru sorayım sana, eğer bu soracağım kelimenin cevabını bilirsen hikâyeyi senin yazdığına inanacağım. Bilmezsen sen yazmamışsın diyeceğim ve devamını da okutmayacağım” dedi. Sorun hocam, dedim. “Hikâyende geçen mülazım ne demek?” dedi. Ben de: Hikayenin kahramanlarından bir olduğunu ve Ahmet, Mehmet, Murat gibi bir isim olduğunu söyledim. “Bilemedin işte. Osmanlı’da Subaylara mülazım denirdi. Bilemediğine göre sen bu hikâyeyi yazmamışsın, devamını da okutmuyorum” dedi ve başka bir Türkçe konusuna geçti. Ben hikâye yazma serüvenim, başlamadan bitti. Düz yazılar, şiirler yazdım. Ancak 1969 yılından 2005 yılına kadar hikâye yazamadım. Şiirler yazdım. 2006 yılında hikâye konusu yeniden gündemime girdi.

Anamur Zafer Gazetesi Yazı İşleri Müdürlüğünün yanı sıra Anamur, Anamur Zafer, Anamur’un Sesi, Yeni Anamur, Anamur Express, Toros Haber, Türkmen, Yeni Mersin, Savaş, Hakimiyet gazetelerinde, İçel Kültürü, Anamur Sedir ve Zümrüt Anamur, İçel’de Olay, 4 Mevsim, Maki dergilerinde çeşitli hikâye, araştırma, şiir ve makalelerim yayımlandı. Halen MAKİ Dergisi yayın yönetmenliğini sürdürüyorum. Yazma maceramız halen devam ediyor…

 

“KİTAPLARIMDA GERÇEK HİKAYELER VAR”

Kitaplarınızdan bahseder misiniz, eserlerinizde öne çıkan temalar nelerdir? Çocuklar için yazdığınız kitaplar hangileri?

Yayımlanmış Yörük Göçü ve Taşeli’den Fıkra Tadında Hikâyeler adlı iki hikâye kitabının yanı sıra çocuklar için hazırladığım “Kasabanın Kadısı, Gülnarlı Ay’a Nohut Ekmiş ve Akıl Yapan Portakal” adlı hikâye kitaplarım ve derleyip yayımladığım “Hazır Ol!” ile “Ömrüm Geçerken” adlı Rahmetli Şair Günay Özdeniz’e ait iki şiir kitabı bulunmaktadır. “Gönlümün Yıldızları” adlı Hüseyin Yalçın’ın Köy Enstitüsü anılarından oluşan kitabına, Benden Bilme, Mayıs Gülleri, Pembe Gül Toprak, Pembe Gül Ceylan, Bizim Herif, Hicran, Avuçlarına Koydum Sevgimi, Gözlerim Seni Arar, Yar Pınarı adlı şiir kitaplarına, Uyutulan Millet ve Finansal Soygun adlı bilimsel kitaba Kargaşa adlı Roman’a editörlük yaptım. 10 tane kitapta bölüm yazdım. 2 adet antolojide şiirleri yayımlandı. Evliyim ve bir fotoğrafçılık ve film yapımcılığı, diğeri de müzik sanatı ile uğraşan 2 erkek çocuk babasıyım. Eşim de şiir yazıyor. Ailece sanatla uğraşıyoruz.

Ayrıca dijital ortamda da gazete, 2 tanıtım sitesi ve 1 Edebiyat dergisi de bana aittir. Bunları sıralarsak: gazeteaanamur.com, anamursedir.com, anamursanayisitesi.com, anamurunsesi.com’dur.

Benim Yörük Göçü ve Taşeli’den Fıkra Tadında Hikâyeler kitaplarımın teması bölgede yaşanmış olan Yörük Kültürü’nden esinlenerek yazılmıştır. Bölgede sözlü olarak anlatılan ancak yazılı edebiyata geçirilmemiş olan yaşanmış hikâyelerden oluşmaktadır. Taşeli’nin kültürü, dil, töre, gelenek, görenekleri, yaşantıları, özellikleri daha doğrusu folklorundan esintiler yer almıştır.

 Çocuk kitaplarım ise değerler eğitimine yöneliktir. Son dönemlerde Eğitim sistemimizde çokça gündeme getirilen değerler eğitimini konu almaktadır.  Didaktik(öğretici) eserlerdir. Doğru bilgi hikâye kurgusuna eşlik ederek çocuklarımızın doğruluk, dürüstlük, sevgi ve saygı gibi değerleri kazanmaları amaçlanmıştır.

 

“ÇOCUKLARA KİTAPLAR BIRAKMAK İSTEDİM”

 

Çocuk kitabı yazma fikri nasıl oluştu?  Çocuk kitaplarındaki folklorik öğeler nelerdir?

Ç.A: Yukarıda da bahsettiğim gibi değerler eğitiminin çocuklara kazandırılması önemliydi. Birde çocuklar daha çok kitap okuyorlar. Kitap fuarlarında dikkat ettim. En çok fuara çocuklar geliyor.  Çocuk kitapları daha güzel alınıyor. Bende bu konuda geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza kitaplar vermek istedim. Ben kitaplarımın kapakları renklidir. Ancak içerdeki resimler siyah beyaz(karakalem) olarak ressamlarca yapılmıştır. Bunun nedeni ise çocuğun renk dünyasını kendi zevkine göre oluşturması içindir. Çocuk onu hangi renklere boyamak istiyorsa o renklere boyasın. Birçok psikolog da bu konuda bana destek verdi. Hikâyeler ders verici niteliktedir.

Çocuk kitaplarındaki folklorik öğeler hikâyelerin geçtiği dönemdeki giysiler göz önüne alınmıştır. Geçmişte yaşamış kişi ve karakterler ile yaşantılar aynen verilmeye çalışılmıştır. Yöre kültürü, yöre insanının ilişkileri, Türk insanının aklı ve kültürel yapısı da yansıtılmaya çalışılmıştır.

 

Aldığınız ödüllerden bahseder misiniz?

Ç.A: Öğretmenlik ve müfettişlik görevi sırasında bakanlıktan, valilikten, kaymakamlık ve çeşitli kuruluşlardan maaşla ödül, takdir ve teşekkür belgeleri ile plaketler aldım. Öğretmenlik yaparken “Çevre konularının ders plan ve programlarında işlenmesi” konusunda Çevre Bakanlığınca açılan öğretmenler arası eser yarışmasında “İçel İl Birinciliği” ödülünü kazandım.

2018 yılında Mersin Şairler ve Yazarlar Derneği (MEŞYAD) tarafından geleneksel olarak verilen “2018 Edebiyata Hizmet Ödülü” sahibiyim.

Çeşitli projelerde tasarımcı, tiyatro etkinliklerinde yönetmen olarak görev aldım. 5 tane oyunu ekibimle birlikte sahneye koydum. Yarışma, sergi, seminer, usta öğreticilik, toplantı, konferanslar, Anamur yöresi folklor derlemeleri konularında faaliyetlerde bulundum. Çeşitli teşekkür, takdir ve katılımcı belgeleri ve plaketleri sahibiyim. Yörük Göçü kitabım için Anamur’daki 4 Özel okul tarafından şahsım teşekkür plaketi takdim edildi. Bilgisayar temel ve programcılık, görevde yükselme, Arapça, İngilizce, servis kursu, avcılık temel kurslarından sertifikalar aldım.

 

“EŞİM FATMA ARIKAN İLE KİTAP ÇALIŞMALARIMIZ VAR”

Yeni kitap projeleriniz var mı?

Ç.A: Evet, yeni kitap projelerimiz bir hayli var. Şuan için eşim Şair Fatma Arıkan’la birlikte hazırladığımız ve düzenlemesi devam eden bir roman çalışmamız var. Bilgisayar ortamına aktarıyoruz.

Eşimle birlikte 40 civarında şairin şiirlerinden oluşan ve sadece içinde Anamur konusunun işlendiği şiirlerden oluşan bir derleme şiir kitabımızın çalışmaları bitti. İzinleri Kültür Bakanlığından alındı. Basıma hazır durumda.

Anamur Yöresi Alkış ve Kargışları (dua ve beddualarından) oluşan bir kitap çalışması da bitti. Onunda son düzenlemelerini yapıyorum.

Anamur yöresi kelime ve deyimlerini de hazırladım. Kelimeleri mümkün olduğunca atlamamak için ilaveler yapmaktayım.

Ömrüm boyunca karşılaştığım kendi öğretmenlerim ve bende iz bırakan öğretmenleri anlattığım “Benim Öğretmenlerim” adlı anı kitabımı da hazırlamaktayım.

Taşeli’den Fıkra Tadında Hikâyeler-2 kitabımın da hikâyelerinin büyük bir bölümünü yazdım.

 

SON OLARAK NELER EKLEMEK İSTERSİNİZ?

Ç.A: Çeşitli sivil toplun örgütlerinde de görevlerim oldu. İçel Kültür Derneği ve Anamur Yöresi Türkmen Kültürünü Yaşatma ve Geliştirme Derneği Başkanlığı (AYTÜRK), TÜRKSEM Mersin İl Temsilciliği, Anamur Kültür İhtisas Spor Kulübü Kuruculuğu, Eğitim Enstitüsü Öğrenci Derneği, Kamu Çalışanları Vakfı Yönetim Kurulu Üyeliği, TES Kurucu Üyeliği, MYD Başkan Yardımcılığı, HEM Derneği, Yüksek Okul Derneği, Türkiye Folklor Araştırmaları Kurumu Derneği(TÖMFED) üyelikleri ile diğer sivil toplum kuruluşlarında görevler yaptım.

Mersin Kent Konseyi Yürütüme Kurulunda MEŞYAD temsilcisi ve Mersin Şairler ve Yazarlar Derneği (MEŞYAD) Başkan yardımcısıyım.

Evliyim ve biri fotoğrafçılık ve film yapımcılığı, diğeri de müzik sanatı ile uğraşan 2 erkek çocuk babasıyım. Eşim de şiir yazıyor. Ailecek sanatla uğraşıyoruz.