“Yaşamak ve yaşatmak istiyoruz” | Güney Gazetesi Mersin

“Yaşamak ve yaşatmak istiyoruz”

Mersin’de sağlık emekçileri geçtiğimiz yıl sağlıkta şiddet nedeni ile hayatını kaybeden Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ekrem Karakaya’yı anmak ve Mersin Şehir Hastanesi Çocuk Acil Polikliniğinde çalışan doktorun şiddete uğramasını kınamak için bir araya geldi. Mersin Şehir Hastanesi önünde sağlıkta şiddeti protesto eden sağlık çalışanları “Yaşamak ve yaşatmak istiyoruz” yazılı pankart açtı.

“Yaşamak ve yaşatmak istiyoruz”


 

ELVAN KONUK / İLKAY ADALIOĞLU

Geçtiğimiz yıl 6 Temmuz’da Konya Şehir Hastanesinde çalışan Dr. Ekrem Karakaya, çalıştığı kurumda silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmişti. Mersin Tabip Odası, Birlik ve Dayanışma Sendikası, SES Mersin Şubesi, Genel Sağlık-İş ve Mersin Aile Hekimleri Derneği üyesi sağlık çalışanları sağlıkta şiddet nedeniyle hayatını kaybeden meslektaşlarını anmak için biraraya geldi.

Mersin Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Nasır Nesanır,  “Ne yazık ki sağlıkta şiddet nedenli kaybettiğimiz meslektaşlarımızın biri dışında hepsini son 20 sene içinde kaybettik. Son yıllarda sağlıkta şiddet gözle görülür şekilde arttı ve artık çalışma alanlarımızın rutini haline geldi. Toplumsal şiddetteki artışın ve ayrışmanın sağlık kurumlarına da yansımasının yanında; sağlık sistemindeki değişiklikler, hekim-hasta ilişkilerinde yaşanan dönüşüm ve elbette sağlık çalışanlarının siyasiler tarafından her fırsatta hedef gösterilmesi de bu ciddi artıştan sorumludur” dedi.

 

“SAĞLIKTA ŞİDDETİN KAPILARI SONUNA KADAR AÇILDI”

 

Mersin sağlık örgütleri olarak sağlıkta şiddete yıllardır dikkat çektiklerini ifade eden Nesanır, “Sağlıkta şiddetteki artışın en büyük sorumlularından olan, hastalarla sağlık çalışanlarını birbirlerine düşman eden sağlıkta dönüşüm programının yirminci yılındayız. “Artık hastanelerde sıra beklemeyeceksiniz; artık siz doktoru değil, doktor sizi bekleyecek” şeklinde propagandaların yanında, sağlık kurumlarında idarenin baskısı ve performansa dayalı ek ödeme sistemi gibi uygulamaların tümü ile birlikte sağlığın ticarileşmesi hızlanırken sağlıkta şiddetin kapıları da sonuna kadar açılmış̧ oldu. Sağlıkta dönüşüm programı ve aynı politikalar tarafından oluşturulmuş̧ “beyaz reform” ile geçen 20 senenin sonunda hekim ve sağlık çalışanları olarak, sağlık kurumlarını cehenneme çeviren bu sağlık sistemini değiştirmeden sağlıkta şiddetin azalmayacağını çok iyi biliyoruz. Sağlıkta şiddeti önlemek her şeyden önce güçlü bir politik irade gerektirir. Sürekli günü kurtarmaya çalışan eylem ve söylemlerinden anlaşıldığı üzere kamu otoritesinin sağlıkta şiddeti önleme konusunda böyle bir iradeyi gösteremeyeceği anlaşılmaktadır” diye konuştu.

 

“SAĞLIK KURUMLARININ GÜVENLİĞİNDEN KAMU OTORİTESİ SORUMLUDUR”

 

Her geçen gün çalışma koşullarının daha da tehlikeli olduğuna vurgu yapan Nesanır, “Hayatımızı kaybetmemize kadar giden ve gündelik yaşamımızın bir parçası haline gelen şiddeti uygulayanları ve buna kayıtsız kalanları asla affetmiyoruz. Her geçen gün bizler için daha tehlikeli hale gelen sağlık kurumlarının güvenliğinden kamu otoritesi sorumludur. Güvenli çalışma ortamlarında, insanca çalışma koşullarında yaşamak ve yaşatmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.