“Yoksullaşma özellikle derinleştiriliyor” | Güney Gazetesi Mersin

“Yoksullaşma özellikle derinleştiriliyor”

Yurttaşların yaşayabilmek için temek ihtiyaçlara dahi erişemediğine dikkat çeken Yeşil Sol Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca, “Yoksullaşma bir iktidar politikası olarak özellikle derinleştiriliyor. Çünkü yoksullaşma tebaa kültürünü beraberinde getiriyor. Yoksullaşma çünkü bağımlılık ilişkisini beraberinde getiriyor. 21 yıldır iktidarda olan bir AKP gerçekliği var ve bu gerçekliğin beceri başarı olarak topluma pazarladığı şey aslında sadaka kültürünün kendisi” dedi.

“Yoksullaşma özellikle derinleştiriliyor”


 

ELVAN KONUK

Yeşil Sol Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca, derinleşen yoksullukla ilgili ArtıTV’de konuştu. Yoksullaşmanın bir iktidar politikası olarak özellikle derinleştirildiğini vurgulayan Koca, “Çünkü yoksullaşma tebaa kültürünü beraberinde getiriyor. Yoksullaşma çünkü bağımlılık ilişkisini beraberinde getiriyor. 21 yıldır iktidarda olan bir AKP gerçekliği var ve bu gerçekliğin beceri başarı olarak topluma pazarladığı şey aslında sadaka kültürünün kendisi. Sosyal yardımlar adı altında bunu yapıyorlar ama sosyal yardımların da ikinci tura doğru nasıl tırpanlanmaya başladığını, seçimlerin ardından engellilere yönelik, hane içerisindeki kadınlara yönelik, yaşlılara yönelik tek tek tırpanlanmaya başlandığını görüyoruz” dedi.

Asgari ücret zamlarının toplumun tüm ücretlerini belirlediğini söyleyen Koca, “Asgari ücret kamu emekçilerinin ücretlerinden aslında bütün istihdam alanlarındaki ücretleri belirliyor. Bu ücret aslında işçi sınıfının geçtiğimiz yıl baş kaldırdığı yerden bir sefalet ücreti” ifadelerini kullandı.

 

“İŞÇİ DİRENİŞLERİ ÖNEMLİ BİR İVME YAKALADI”

 

Sendikaların işçilerin hakkını savunmaktan çok egemen sınıfı tabi olan bir yapı haline geldiğini belirten Koca, işçi sınıfının içinde bulunduğu durumu değerlendirdi.

Geçtiğimiz yıl işçi direnişlerinin Türkiye emekçi sınıfları açısından önemli bir ivme yakaladığından söz eden Koca, “Sadece mavi yakalı işçilerin değil yeni işçi sınıfı dediğimiz bölüklerin de her yerde 'Kaybedecek neyimiz var?' diyerek bu sefalet ücretlerine başkaldırdığını gördük. Çünkü yaşamak için hiçbir şeye erişemediğimiz, kırıntılarına bile erişemediğimiz bir gerçeklik var. Bu direnişler de bir anlamıyla meşru direnişler. Görünen o ki bu sendikal sistemle işçilerin hakkını güvence altına alabildiğimiz, statü kazandırabildiğimiz bir yere doğru kısa vadede evrilebilmemiz mümkün değil. Dolayısıyla seçimlerde çıkan sonuç işçi sınıfı açısından emekçi sınıflar açısından bir kez daha şunu gösteriyor. Seçimlerde nasıl ki örgütlü bir halk gücü yaptırımı olmadan, kendini yasal ortama dayatmadan, halkın lehine bir zeminin açığa çıkmayacağı bir kez daha kendini göstermişse, emekçi sınıflar açısından da taban örgütlenmelerinin olmazsa olmaz olduğu bir kez daha açığa çıkmıştır” diye konuştu.

 

“EKONOMİK KRİZ ÇOCUK İŞÇİ SAYISINI ARTTIRDI”

 

Türkiye’de taban örgütlenmelerinin önemli olduğunun altını çizen Koca, ekonomik krizin çocuk işçilerinin de sayısını arttırdığını söyledi. Koca, “Ne yazık ki sadece bir ücret sorunuyla karşı karşıya değiliz, ülkemiz bir işçi mezarlığına dönüşmüş durumda. Her gün özellikle çocuk işçilerin giderek arttığı seviyede, çünkü bugün ekonomik kriz kıskacında egemenler ucuz emek gücü olarak daha fazla çocuğu istihdam alanlarına çekiyorlar. Bu da aslında daha fazla işçi cinayetlerinin işlenmesine neden oluyor. Taban örgütlenmelerine işçi sınıfıyla emekçi halkların yan yana geleceği hak yürüyüşlerine ihtiyacımız var. Bu örgütlülük zeminini kurmaya ihtiyacımız var” şeklinde konuştu.