ELVAN KONUK
Mersin’de Onur Haftası etkinliklerinin gerçekleştirilmesi planlanırken Valilik LGBTİ dernekleri tarafından gerçekleştirilmek istenen tüm etkinliklerin 10 gün süreyle yasaklandığını duyurdu. Yasaklarla ilgili konuşan Mersin 7 Renk Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yağmur Arıcan, “2015’te yasaklar başladı önce Ankara’da, İstanbul’da, İzmir’de, sonra Mersin’e kadar uzandı. Bu karar valiliklerin kendi iradesinde olan bir şey değil bunu hepimiz biliyoruz. Bazı yasaklar devletin politikası olarak uygulanıyor. Elbette bu sadece LGBTİ+’ların Onur Haftasına yapılan bir müdahale değil, devlet kendine muhalif olan, işine gelmeyen bütün etkinlikleri yasaklıyor” dedi.
Mersin Valiliği LGBTİ derneklerinin kent genelinde düzenleyeceği tüm etkinliklerin 10 gün süreyle yasaklandığını duyurdu. Yapılan açıklamada, “Kamu esenliğinin ve genel asayişin devamının sağlanması, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın, genel ahlakın ve vatandaşlarımızın can ve mal güvenliklerinin korunması amacıyla, LGBTİ dernekleri veya benzer oluşum ve gruplar ile bu grupların yapmış olduğu bu tür eylemleri desteklemek veya protesto etmek amacıyla ilimizde açık ve kapalı yer toplantısı yapılması düşünülen her türlü etkinlik 23 Temmuz saat 00.01’den itibaren 1 Ağustos saat 24.00’a kadar 10 gün boyunca yasaklanmıştır” ifadeleri kullanıldı.
Haziran ayının LGBTİ+’lar için Onur Ayı olduğu ve 1 hafta boyunca yürüyüşler, etkinlikler paneller düzenlendiğini söyleyen Mersin 7 Renk Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yağmur Arıcan, yasaklarla ilgili konuştu.
Arıcan, “Bu yeni başlayan bir süreç değil. 2015’te yasaklar başladı önce Ankara’da, İstanbul’da, İzmir’de, sonra Mersin’e kadar uzandı. Bazı yasaklar devletin politikası olarak Valilere sunulur, Valiler de bunu uygular. Elbette bu sadece LGBTİ+’ların Onur Haftasına yapılan bir müdahale değil, devlete muhalif olan, devletin işine gelmeyen bütün etkinlikler yasaklanıyor” ifadelerini kullandı.
“SEÇİM POLİTİKASI OLARAK KULLANDILAR”
Yasakların her zaman var olduğuna ancak gün geçtikçe dozunun arttırıldığına dikkat çeken Arıcan, “Hükümetin son zamanlarda seçim politikası olarak kullandığı iki şey vardı. Vatan, millet, Sakarya ve LGBTİ+’lar. Sürekli bunu diline doladılar, ancak bu söylemler eğitimli kesimde karşılık bulmazken kırsalda AKP hükümetinin lehine karşılık buldu. LGBTİ+’lara yönelik oluşturulan nefret söyleminin önce ön çalışması yapıldı. Cuma hutbelerinde, Diyanet İşleri Bakanlığı’nın verdiği hutbelerde daha sonra İçişleri Bakanlığı’nın LGBTi+ bireyleri sürekli hedef göstermesiyle bu nefret körüklendi” diye konuştu.
“HÜKÜMETİN ASLINDA LGBT+’LARLA DERDİ YOK”
LGBTİ+ bireylere karşı devlet eliyle nefret oluşturulduğunu vurgulayan Arıcan, şu şekilde konuştu:
Mevcut hükümetin LGBT+’larla aslında derdi yok. LGBT+’lar çalışmalarında kendilerine yakın buldukları CHP, HDP gibi partilerle ilişkilendi. Bu yeni olan bir şey değil. Kurumsal olarak LGBT+’ların 1998’den bu yana bir çalışması sonucu partilere kıyısından köşesinden dokunması bir mücadelenin sonucu. Birçok parti bunun tüzüğünü aldı, CHP’li belediyeler, HDP’li belediyeler bununla ilgili çalışmalar yaptılar. Aslında bu insan hakları üzerinden yapılan bir çalışmaydı. Devlet bunu nefrete dönüştürdü, bunu muhalefete karşı kullandı.
Cumhur İttifakı’nın LGBT+’larla derdi olsa 11 tane LGBT+ örgütü AKP iktidarı döneminde kuruldu. Bir taraftan hükümetin Avrupa Birliği’ne girme dertleri de var. Bir taraftan benim ülkemde LGBT örgütleri var deyip diğer taraftan sürekli bariyerler koymak farklı bir düşünceye sevk ediyor insanı. Bu bir devlet politikasıdır.”