Karabucak ormanlarında halk kazandı | Güney Gazetesi Mersin

Karabucak ormanlarında halk kazandı

Danıştay 6. Dairesi Tarsus’ta Karabucak ormanlarına yakın bir bölgede kurulmak istenen biyokütle enerji santralinin ÇED olumlu raporunun iptal edilmesine karar verdi.  Davanın yöre halkı tarafından açıldığını söyleyen Avukat Yeşim Dağgeçen, “Bir yörede yaşayan köylü, kentli, halk bir tesisi istemiyorsa o tesisi orada yapamazsınız. Mahkeme kararını bu yönden de önemli buluyorum” dedi.

Karabucak ormanlarında halk kazandı


ABİDİN YAĞMUR


Tarsus’a bağlı Yeşil Mahalle sınırları içinde, Karabucak ormanlarına ve yerleşim alanlarına yakın bir alanda Biyokütle ve Atıkların Yakılmasına Dayalı Enerji Üretim Santrali kurulması projesi 2019 yılında gündeme gelmiş, Biçer Enerji adlı firma 2020 yılında ÇED olumlu raporunu almıştı.

Mahalle muhtarı Emrah Kara, mahalle sakinleri Ali Durgun, Süleyman Kabakçıoğlu ve İsa Güncan ÇED olumlu kararının iptali istemiyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı aleyhine idari dava açmıştı.

Davaya bakan Mersin 1. İdare Mahkemesi, ÇED raporunun yetersiz olduğu, projenin bölgenin toprak yapısına, bitki örtüsüne, zeytincilik faaliyetlerine, hayvancılığa, orman ekosistemine, doğal yaşama ve insan sağlığına etkilerinin raporda yeterince değerlendirilmediği gerekçesiyle raporun iptaline karar vermişti.

 

DAVA SÜRECİ TAMAMLANDI

 

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Mersin 1. İdare Mahkemesinin iptal kararını Danıştay nezdinde temyize götürdü.

Temyiz başvurusunu görüşen Danıştay 6. Dairesi, Mersin 1. İdare Mahkemesinin kararının hukuk ve usule uygun olduğunu, bozma nedeni bulunmadığını belirtti ve bozma talebini reddedip kararı onadı. Böylece Biyokütle ve Atıkların Yakılmasına Dayalı Enerji Üretim Santrali kurulmasına karşı başlatılan hukuki süreç yöre halkının lehine sonuçlanmış oldu.

 

 

 

“ÇOK BOYUTLU BİR DİLEKÇE İLE BAŞVURDUK”

 

Dava sürecinde yöre halkının avukatlığını üstlenen Yeşim Dağgeçen, 2020 yılında Karabucak mevkiinde büyokütle yakıt tesisi için ÇED süreci başlatıldığında mahalle sakinlerinin, Halkevleri desteğiyle bir araya geldiğini ve ÇED olumlu raporuna karşı dava açtıklarını söyledi.

Dağgeçen, “Dava dilekçemizde atık yakma yönteminin insan sağlığına, çevreye zararlı bir yöntem olduğunu, dünyada artık bu yöntemin terk edildiğini vurguladık. Her tülü zararlı kimyasalın havaya, suya, toprağa karışacağını söyledik.  Çok boyutlu bir dilekçeyle başvurduk. Sonuçta bir bilirkişi heyeti yörede çok yönlü bir inceleme yaptı ve gerekçelerimizi haklı buldu. Mahkeme de bilirkişi raporlarını dikkate alarak iptal kararı verdi. Danıştay kararıyla da hukuki süreç bitti. Artık orada biyokütle atık yakma tesisi yapılamayacak” dedi.

 

“HALK İSTEMİYORSA YAPAMAZSINIZ”

 

ÇED olumlu raporlarına karşı açılan davaların çevre mücadelesinde önemli bir yöntem olduğunu ifade eden Dağgeçen, “Hukukun çevre ve insan sağlığı açısından çok önemli bir argüman olduğunu düşünüyorum. Bu tür davaları önemli buluyorum. Mücadelenin akılla, sabırla yürütülmesi gerektiğini düşünüyorum.  Bir yörede yaşayan köylü, kentli, halk bir tesisi istemiyorsa o tesisi orada yapamazsınız. Mahkeme kararını bu yönden de önemli buluyorum” ifadelerini kullandı.