Açık öğretim çıkış kapısı oldu | Güney Gazetesi Mersin

Açık öğretim çıkış kapısı oldu

Eğitim maliyetlerindeki artış örgün eğitimi sekteye uğrattı, açık öğretim ortaokulu ve lisesine 400 bin civarı kayıt var.

Açık öğretim çıkış kapısı oldu


ELVAN KONUK

 

Kırtasiye malzemeleri, kitap ve ulaşımdaki fahiş fiyatlar açık öğretim liselerine olan talebi arttırdı. Geçtiğimiz yıl açık öğretimi tercih eden ailelerin sayısı 250 bin civarındayken bu yıl bu sayı 400 binleri buldu. Simit- ayran hesabı ile bile ay sonunu getiremeyen aileler çocuklarını açık öğretime kaydettirmeye başladı. Öğrencilerin büyük bir bölümünün liseye kaydolmak yerine Mesleki Eğitim Merkezleri’ne (MESEM) kayıt yaptırdığını söyleyen Eğitim-İş Mersin Şube Başkanı Yakup Tekin, “Bu çocuklar ailesini ayakta tutmaya çalışıyor, aynı zamanda eğitim sürecinden kopmamaya çalışıyor. Ama bu bir eğitim değil” dedi.

Eğitim maliyetlerindeki artış örgün eğitimi de sekteye uğrattı. Eğitim-İş Mersin Şube Başkanı Yakup Tekin, açık öğretime kayıtlardaki artışa dikkat çekti. 

Tekin, “Defter, kalem ve kitap fiyatları çok arttı. SEKA’ların satılmasından sonra Türkiye’de kağıt sıkıntısı başladı. Bu eğitimin tüm süreçlerini etkiliyor. Artık biz zengin ülkeler gibi, büyük paralarımız varmış gibi fabrikalarımızı kapattık. Dışarıdan satın almayı yeğledik. 21 yıllık AKP iktidarı döneminde sürekli ‘satacağım’ anlayışı bizi bu noktaya getirdi. Ülkede üretim yok, tarımda üretim yok, sanayi de iş adamlarının elinde. En azından ayakta duran bir sanayimiz var. Ülke tamamen paradan para çıkarma, borsaya insanları yöneltip paralarını alma ülkesi haline geldi. Her şey para, üretim yok” dedi

“AİLELER EN UCUZA YÖNELMEK ZORUNDA”

 

Üretimsizliğin beraberinde pahalılığı getirdiğini söyleyen Tekin, “Sürekli olarak borçlanarak gidiyoruz, sürekli bir yerlerden borç bulup devam ediyoruz. En önemlisi de halkın alım gücü düşerken enflasyon daha da yukarıya çıkıyor, aradaki makas açılıyor. Bu kez çay simit tarifini artık ciddiye bile almaz oldular. Çünkü çay simitle sadece yaşasak asgari ücretle bir ayı çıkaramıyoruz” dedi. Eğitim giderlerindeki artış nedeniyle ailelerin en ucuzu almaya yöneldiğini belirten Tekin, akaryakıt zamları nedeniyle servis ücretinin yıllık 15 bin liraya dayandığını dile getirdi.

 

“EĞİTİM MASRAFLARINI KARŞILAYAMAYAN AİLELER AÇIKÖĞRETİME YÖNELİYOR”

 

Açık öğretim anlayışının normalde kız çocuklarını okula göndermek istemeyen aileler için başlatıldığını söyleyen Tekin, şimdilerde eğitim masraflarını karşılamayan aileler için bir çıkış kapısı olduğuna dikkat çekti. Tekin, “Geçen yıl 250 bin civarında açık öğretim lisesine ve açık öğretim ortaokuluna kayıt vardı. Bu yıl 400 binlere ulaştı. Ailelerin yapabileceği başka bir şey yok. Bir asgari ücreti düşündüğümüzde ki asgari ücret yine düzenli gelen bir ücret, biz hiç emekli maaşının yetersizliğinin yanında emekli maaşı kadar da geliri olmayan insanlardan söz etmiyoruz. Bu insanlar tamamen kaderine terkedilmiş durumda. Sosyal devlet anlayışı çöktüğü için belli başlı kalemler dışında devlet kaderine terk ediyor vatandaşlarımızı. Açık öğretim kayıtlarındaki asıl artışın nedeni önlenemeyen enflasyon. Sürekli olarak ilerleyen bir dolar ve yakıt artışı. Bu iki kalem arttıktan sonra bütün kalemlere bu ister istemez etki ediyor. Nakliye artıyor, mazot artınca. Dolar artınca alışverişlerde imkanlar daralıyor. Türk parası iyice değerini kaybediyor. Bunlar doğal olarak kırtasiyeye yansıyor, konfeksiyona yansıyor ve tabi ki servis ücretlerine de yansıyor. Eğitim masraflarını karşılayamayan aileler çocuklarını açık öğretime yazdırmak zorunda kalıyor” ifadelerini kullandı.

 

“ÖĞRENCİLER EĞİTİMDEN KOPMAMAYA ÇALIŞIYOR”

 

Öğrencilerin Mesleki Eğitim Merkezleri’ne (MESEM) kaydolmaya başladığından söz eden Tekin, bu uygulamanın aslında eğitim öğretim çağını geçmiş ama bir belge alamamış insanlar için çıkarıldığını söyledi.

Tekin, “Liseye geçen öğrenciler bir meslek lisesine kaydını yaptırmak yerine MESEM’e kaydını yaptırıyor. Haftanın 4 günü mesai süresi ve 2 günlük tatillerini de feda edip haftanın 6 günü çalışıyor bu çocuklar. Bu çocuklar ailesini ayakta tutmaya çalışıyor, aynı zamanda eğitim sürecinden kopmamaya çalışıyor. Ama bu bir eğitim değil. Meslek anlamında belge almak için yapılan bir uygulama. Çocukların çoğu ailelerinin artık güçleri kalmadığı için çalışmak zorunda. AKP öncesi Türkiye’de belli başlı ailelerin çocukları bu durumdaydı. Şimdi halkın büyük bir kesimi bu durumda, ellerinden hiçbir şey gelmiyor. Herkes kaderine terkedilmiş. Ayakta durmakta zorlanıyor herkes. O yüzden tabiri caizse bütün aile sanatsal, kültürel, eğitim faaliyetlerini bir kenara bırakıp, yaşamayı bir kenara bırakıp tamamen yiyecekleri birkaç lokma ekmek için uğraşıyorlar” şeklinde konuştu.