"Kar hırsı var, denetim yok" | Güney Gazetesi Mersin

"Kar hırsı var, denetim yok"

Mersin Nükleer Karşıtı Platform Sözcüsü Osman Koçak, Akkuyu Nükleer Santralinde yüzlerce işçinin yemekten zehirlenmesini “Sorun sanırım kontrol filan değil. Santralin maliyeti olan 20 milyar dolarla Türkiye’nin yöneticileri ekonomik bunalımlarını aşma, sermayedarları da kasalarını biraz daha doldurmanın derdindeler. Yemek, barınma, temizlik, banyo sorunları var. Sermaye sahiplerinin maliyetleri düşürmek için bütün bunları kıstığını biliyoruz” sözleriyle değerlendirdi.




ABİDİN YAĞMUR

Akkuyu Nükleer Santrali inşaatındaki iş kamplarında çalışan yüzlerce işçi lahana ve tavuk yemeğinin çıktığı öğünden sonra zehirlenmiş yüzlerce işçi çevredeki hastanelere sevk edilmişti. Akkuyu NGS A.Ş’nin iletişim ofisi, yemekten etkilenen işçi sayısını 925, hastaneye sevk edilen işçi sayısını ise 126 olarak açıkladı ancak Mersin kamuoyunda bu sayının daha yüksek olduğu görüşü hakim.

Mersin Nükleer Karşıtı Platform Sözcüsü Osman Koçak da gıda zehirlenmesi yaşayan işçi sayısının 1500 civarında olduğunu, konuyla ilgili kamuoyuna tatmin edici bir açıklama yapılmadığını söyledi.

 

“YEMEKLERDE SINIF AYRIMI VAR”

 

Koçak, “1500 işçinin zehirlenmesi bir denetimin olmadığını somut olarak gösteriyor. Akkuyu inşaatındaki ilk iş kazası değil. Daha önce de oldu. Her ne kadar üstü örtülmeye çalışılsa da iş cinayetlerinin, ölümlerin olduğunu da biliyoruz. Yemek sorununu işçiler daha önce de bize yansıttılar. İşçilerin yedikleri yemeklerde sınıf ayrımı yapıldığını ben biliyorum. İşçilerle konuştuğumda gerek yemek yenilen yer gerekse yemek kalitesi açısından bir farklılaşma yaratıldığı, işçilere daha kalitesiz hizmet verildiğini öğrendik. İşçi arkadaşların yansıttıklarından edindiğim bilgiler bunlar. Mavi yakalılarla beyaz yakalıların yemek yerleri ayrı. Onların mekan daha geniş. Yemek kalitesi farklı. Etnik ayrıma gitmek istemem ama beyaz yakalıların büyük kısmı Rusya Federasyonu vatandaşı.  Yemek, barınma, temizlik, banyo, duş sorunları var. Bütün bu sorunları da yaşıyorlar. Sermaye sahiplerinin maliyetleri düşürmek için bütün bunları kıstığını biliyoruz” dedi.

BARINMA, YEMEK, ULAŞIM, TEMİZLİK… HEPSİ SORUNLU

 

Santral sahasında çok sayıda taşeron şirketin iş aldığına dikkat çeken Koçak, “Sahadaki çeşit çeşit boydaki taşeronlar maksimum kâr elde etme mekanizması içinde maliyeti en aza düşürmek için yemek olsun, barınma olsun, mesela barınma sorununun çok büyük olduğunu biliyoruz. Bir konteynerde 8 kişi kalmaya zorlanırken 4 kişiyle uzlaşmaya varıldığını biliyorum. Barınma, yemek, ulaşım, iş güvenliği alanında eksikler var.  İşçilerin yemekten zehirlenmesi de bu sürecin bir devamı. Kontrolün olmadığını bütün bu süreç gösteriyor.  Zaten sorun da sanırım kontrol filan değil. Santralin maliyeti olan 20 milyar dolar artı Merkez Bankasına park edilen 20 milyar dolarla Türkiye’nin yöneticileri, iktidarı ekonomik bunalımlarını aşma, sermayedarları da kasalarını biraz daha doldurmanın derdindeler” ifadelerini kullandı.

“AKKUYU NGS İNŞAATI DURDURULMALI”

 

Mersin Nükleer Karşıtı Platform bileşenleri, Japon hükümetinin, 2011 yılında meydana gelen Fukuşima felaketinin ardından oluşan 1.38 milyon metreküp birikmiş ve radyoaktif izotoplarla kirlenmiş soğutma suyunu Pasifik okyanusuna derşarj etme kararına tepki gösterdi.

Nükleer Karşıtı Platform Sözcüsü Osman Koçak, “Mersin’de inşaatı devam eden Akkuyu NGS’nin Fukuşima ile benzer kaderi paylaşma olasılığı azımsanamaz. Yaşadıklarımızdan yola çıkarak benzer bir felaketin Fukuşima’da olduğu gibi Akkuyu’da da olması ihtimali ütopik değildir. Akkuyu NGS inşaatı derhal durdurulmalıdır. Sinop, İğneada projeleri iptal edilmelidir. Dünyanın hiçbir yerinde ne çalışan, ne inşa halinde ne de proje olarak hiçbir santral istemiyoruz” dedi.

 

 


  "Kar hırsı var, denetim yok"