Dersler 30 dakikaya iner mi? | Güney Gazetesi Mersin

Dersler 30 dakikaya iner mi?

6 Şubat depreminin ardından birçok okul binası depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle boşaltıldı ve başka okullara taşındı. Şu anda Mersin’de 90 okul, başka okulların binasını kullanıyor. Bir binada iki okul olduğu için de her okul da sabahçı ve öğlenci olarak ikili eğitim yapmak zorunda kalıyor.

Dersler 30 dakikaya iner mi?


 

ABİDİN YAĞMUR


Okul birleşmelerinin en önemli etkisi ders giriş ve çıkış saatlerine oldu. Sabahçılar 06,30 gibi çok erken saatlerde derse giriyor, öğlenciler 19,30 gibi çok geç saatlerde, hava karardıktan sonra okuldan çıkıyor.

Bu tür şikayetlerin artması üzerine Milli Eğitim Bakanlığı 81 il valiliğine bir yazı gönderdi ve yık-yap ya da güçlendir çalışmaları kapsamında başka bir okula taşınan ya da başka bir okulu misafir eden mesleki ve teknik liselerde ders sürelerinin 40 dakikadan 30 dakikaya düşürülebileceğini bildirdi.

Bu görüşünü “olağanüstü durumlar ve doğal afetlerde ders sürelerinin değişebileceği” yönündeki yönetmelik hükmüne dayandıran Bakanlık, derslerin 30 dakikaya düşürülmesinin il, ilçe hatta okullar bazında valiliklerce planlanabileceğini de bildirdi.

“EĞİTİM DE ENKAZ ALTINDA KALDI”

 

Bakanlığın bu yazısı, hali hazırda 90 okulun başka okullarda misafir edildiği Mersin’de de bazı okullarda ders saatlerinin değişebileceği, ders süresinin azaltılabileceği beklentisini doğurdu.

Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız Eğitim-Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül, derse giriş çıkış saatlerindeki sorunlara dikkat çekti ancak ders süresinin düşürülmesine “temkinli” yaklaştı.

“Genel anlamda şunu söyleyeyim: Deprem bölgesinde ve Mersin’de depremle birlikte eğitim de enkaz altında kaldı” diyen Eğitim-Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül, Milli Eğitim Bakanlığının 6 Şubat’a kadar depreme karşı hiçbir hazırlık yapmadığını savundu.

“AKŞAM 19,30’DA ÇIKMAK ÖNEMLİ BİR SORUN”

 

Sümbül, “Birdenbire deprem felaketine yakalanınca bu düzenlemeler yapıldı. Şu an Mersin Yenişehir’de normal eğitim veren okul kalmadı. Her okulumuzda en az bir okul daha var. Böyle olunca da eğitim öğretimin doğru düzgün yürümesi mümkün değil. Örneğin sabah 06.40’ta derse giriliyor, ikinci grup da 19.30’da dersten çıkıyor. Şimdi sonbahar ama bir iki ay sonra 19,30 ortaokul öğrencileri için çok geç bir saat olacak. Hem beslenmeleri açısından hem ödevleri açısından hem de sağlıklı uyku uyuyabilmeleri açısından 19,30 çok geç bir saat. Eğitim emekçileri açısından da böyle. Akşam 19,30’da eve dönmek önemli bir sorun” dedi.

 

“TEPEDEN BİR KARAR ÖĞRENCİYİ DE ÖĞRETMENİ DE SIKINTIYA SOKAR”

 

Ders sürelerinin bütünlüklü bir plan dahilinde değişebileceğini ancak işin ortasında bu değişiklikleri yapmanın yeni sorunlar doğuracağını belirten Sümbül, “Tepeden bir kararla dersleri 30 dakikaya düşürmek hem öğretmeni hem öğrenciyi sıkıntıya koyar. Çünkü bir şeyler eksik gider. Çünkü siz öğretmene bir sorumluluk veriyorsunuz ve öğretmen yıllık planını yaparken bunu 40 dakikalık derslere göre yapıyor. Şimdi siz diyorsunuz ki bu planı 30 dakikaya göre ayarla. Sıkıntı burada. Şu anda ders saatleri de uzun, müfredatta yoğun ama bunun bilimsel bir bakış açısıyla, pedagojik bir bakış açısıyla yapılması gerekiyor. Ben yaptım oldu mantığıyla değil” dedi.

 

“BU OKULLAR ZATEN ÇÜRÜKTÜ AMA SÜMENALTI EDİLİYORDU”

 

Boşaltılan okulların birdenbire çürümediğini, o okulların 6 Şubat depreminden önce de depreme dayanıksız olduğunu belirten Sümbül şunları söyledi:

“Bu okullar zaten çürüktü. Zaten yıkılması ya da güçlendirilmesi gerekiyordu. Bir kısmının yıkım kararı vardı zaten. Bunlar sümen altı ediliyordu. Hükümet okulları depreme hazırlayacak hiçbir çalışma yapmadan birdenbire 6 Şubat depremiyle uyandı bu işe. Şunları da yaşadık. Bir okul çürük diye başka okula taşındı. O okulda çürük çıkınca bu kez birlikte başka bir okula taşındılar. Bütün bunlar bir plansızlığın, düzensizliğin ve eğitime insani bakış açısının olmadığının göstergesi. Valilik en az 2 yıl böyle gideceğini söylüyor ama ben bu sürenin daha uzun olacağını düşünüyorum. Hem gelecek yıl eğitime ayrılan bütçeye hem orta vadeli plana baktığınızda eğitime ayrılan bütçe her yıl düşüyor. Bu bütçe kalemlerinde okul yapımlarını hızlandıracak kalemler göremiyorum. Sürecin en az 3 ila 5 yıl arası devam edeceğini düşünüyorum.”

 

“BOŞ KALAN İMAM HATİPLERE BAŞKA OKULLAR TAŞINDI”

 

Yık-yap çalışması ya da güçlendirme çalışması kapsamında boşaltılan okulların öğrencilerinin genellikle imam hatip liselerinin binalarına gönderildiğini de vurgulayan Sümbül, “Çünkü imam hatip okulları boştu, birçok okulda koridorlar kapatılmıştı. Öğrenci de veli de bu okulları tercih etmiyordu. Boş kalan imam hatip okulları depremden sonra boşaltılan okulları aldı. Ama hükümet hâlâ okul yapımında imam hatiplere öncelik veriyor. Yeni imam hatip okulları yapmak istiyorlar” dedi.