Göç sorunu siyasete takılıyor | Güney Gazetesi Mersin

Göç sorunu siyasete takılıyor

Milletvekili Dinçer, göç nedeniyle birçok olumsuzluk yaşayan Mersin’in hükümetten destek alamadığına dikkat çekti.

Göç sorunu siyasete takılıyor



 

ELVAN KONUK

 

CHP Mersin Milletvekili Talat Dinçer, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın bütçe görüşmelerinde Mersin’in göç yüzünden yaşadığı sorunlar ve sanayi alanı eksikliğini dile getirdi. Dinçer, “Göçlerin kentlere verdiği zararlardan bahsettiniz. Tabi kentlere kontrolsüz gelen göçler kentleri olumsuz etkiler, doğrudur her yönüyle. Öncelikle yapılaşma yönüyle, gecekondu yönüyle, altyapı yönüyle ve bunun verdiği zararlar yönüyle o kentleri sıkıntıya sokar. Mersin’in nüfusunun büyük bir bölümü göçle geldi. Biz de ilk göç 1980’lerden sonra Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden terörden kaçan insanların Mersin’e gelmesiyle başladı. Göç Mersin’de çok yoğun geldi, bir gecede mahalleler oluşmaya başladı. Gecekondu furyası aldı başını gitti, tabi bu gecekondular kurulduktan sonra da altyapı yok, yol yok, hizmet yok. Dolayısıyla Mersinimize çok olumsuz bir etkisi oldu. Biz göçleri kontrol edemedik. Ne hükümetler olarak ne de kent olarak bu göçleri yönetemedik açıkçası. Güneydoğudan gelen vatandaşlarımızın ilimize gelmesiyle birlikte bunların bir taraftan sosyal uyumunu sağlamaya çalıştık, bir taraftan kültür altyapılarını oluşturmaya çalıştık. Bir taraftan ekonomiyle alakalı uyumsuzlukları uyumlu hale getirmeye çalıştık. Bayağı emek verdik biz Mersin olarak ama zaman ilerledikçe göç bizde başka evrelerde de gelmeye başladı” dedi.

 

“KENTE HİZMET VERECEK YEREL İRADEYİ DE DÜŞÜNMEK LAZIM”

 

Mersin’in hem yurtiçinden hem de yurtdışından aldığı göçlerden söz eden Dinçer, hükümetin ve bakanlığın bu konuda görevini yapmadığını söyledi. Dinçer, “Özellikle Nükleer Santralinin yapılmasıyla birlikte bir taraftan Ruslar indi, Ukrayna savaşından kaçan Ukraynalılar indi. Bununla birlikte hiçbirimizin arzu etmediği bir 6 Şubat depremi yaşadık. Bu depremde insanlarımız çok mağdur oldu ve en yakın il olarak da Mersin’e hücum ettiler. Biz elimizden geldiğince bunlarla ilgili mücadelemizi verdik, yardımlarımızı yaptık. Ancak bakanlık olarak, hükümet olarak ben görevin yapılmadığını düşünüyorum. Bu kadar insan Mersin’e gelmişken ve Mersin gibi benzer kentler de var tabi ki sadece Mersin’de değil. Mersin’de su kullanımında inanılmaz bir artış oldu. Konut fiyatlarında inanılmaz bir yükseliş oldu, konut bulunamaz oldu. Yapı stoğu bitti. Bununla beraber ekonomiyle alakalı belli sıkıntılar yaşadık. Esnaf bir taraftan elinden tuttu, tacirler bir taraftan elinden tuttu ama hükümetten biz o dönemle alakalı özellikle Mersin’le ilgili bir özel statü istedik. Tabi ki deprem bölgesine her türlü teşviği yapacağız, her türlü imkânı sağlayacağız ama bu arada o kente hizmet verecek yerel iradeyi de düşünmek lazım. 2 milyon nüfusumuz varken bir anda 2 milyon 600’e su yetiştirmeye çalışıyoruz. Enerji yetiştirmeye çalışıyoruz, hizmet yetiştirmeye çalışıyoruz. Hani diyorsunuz ya yazınızda ‘bu konu siyaset üstüdür’. Ama biz maalesef siyaseti hala Mersin’de yaşıyoruz. Bir belediyede bir karar çıkartacağımızda bile diğer siyasi parti mensupları o hizmetin verilmemesi adına inanılmaz bir şekilde mücadele ediyorlar” ifadelerini kullandı.

 

“MERSİN’E SANAYİ SİTESİ YAPILMALI”

 

Mersin’de 1/100’lik imar planları ile ilgili sorun olduğunu söyleyen Dinçer, şu şekilde konuştu:

“Biz 6 bin işyeri yapacağız, sanayi sitesi kuracağız ama maalesef planlamanın içerisinde sanayi alanı yok. Hala da yok. Çok küçük bir alan var orada da Mersin’in yapısını biliyorsunuz. Bir taraftan lojistik şirketlerimize yer bulmaya çalışıyoruz, bir taraftan diğer firmalara ama şehrin içerisinde küçük esnaf, sanatkâr sıkıştı kaldı. Bunlarla ilgili bir plan yok, program yok. Biz bununla 10-15 yıldır mücadele ediyoruz. Ancak maalesef ne bir Çevre Şehircilik Bakanlığımızdan ne Valiliğimizden ne ilgili kurumlardan bu konuda bir yardım görmedik. Dolayısıyla bu 1/100 binliklerde özellikle Mersin bu kadar yükü çekerken en azından istihdam yaratacak olan sanayi alanlarını oluşturmamız gerekir. Bu nedenle Çevre Şehircilik Bakanlığımızın bu yönüyle Mersin’e farklı bakması gerektiğini düşünüyorum.

Sıfır atık diyoruz, geri dönüşümcüler diyoruz, geri dönüşümcülere biz yer veremiyoruz. Bu insanlar Mersin’in içerisinde elde ettiği atıkları bir başka yerde dönüştürmek için il dışına çıkıyor. Bu da ilimiz için büyük kayıp.”