ELVAN KONUK
Mersin'de, konargöçer yaşam tarzının son temsilcilerinden olan Sarıkeçili Yörükleri, kentte sıcak havaların etkisini hissettirmesiyle daha serin olan Karaman'daki yaylalarda konaklamak için göçe başladı.
Gülnar’da kadın girişimci Fatma Su’yun organize ettiği ve Arkeolog Ali Topal’ın katkılarıyla düzenlenen ‘Göç yolu’ etkinliklerinin ilki düzenlendi. 17-22 Nisan tarihinde gerçekleştirilen etkinlikle birlikte katılımcılar konargöçer Yörüklerinin göç yolculuğuna Gülnar’dan Aydıncık’a kadar eşlik etti.
Etkinliğin kalıcı hale gelmesini amaçladıklarını belirten Arkeolog Yazar Ali Topal, ‘Yörük Göçü’ organizasyonu ile birlikte kökeninin Tunç Çağı’na kadar uzandığı geleneksel bir kültür olarak kabul gören Yörük kültürünün, göç yollarında konargöçer Yörüklerle birlikte hareket ederek daha iyi tanıtıldığını söyledi.
“YÖRÜK KÜLTÜRÜ YOK OLMA TEHDİDİYLE KARŞI KARŞIYA”
Etkinliğin ardından Gülnar Yörük Göçü etkinliğinin sonuç bildirisi yayınlandı. Bildiride Yörüklerin içinde bulunduğu olumsuzluklara dikkat çekilerek şu ifadeler kullanıldı:
“Bin yılardır birikimlerle devam eden bulunduğu coğrafyanın şekillendirdiği konargöçer Yörük kültürü modern dünyamızın olumsuz baskıları altında giderekten yok olma tehdidi ile karşı karşıya kalmıştır. Yaylak ve kışlaklarda sürekli meraların daralması, keçinin orman gelişimi üzerinde olumsuz baskı oluşturduğu düşüncesinin kimi akademik çevrelerce bilinçli olarak yapılan yayınlarla gündemde tutulup keçi sayısı üzerinde planlı azalmaya yönelik projelerin Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından gelecekte telafisi mümkün olmayan projeler şeklinde uygulanması ne yazık ki ülkemizde Yörük kültürü üzerinde ciddi tahribatlar yaratmıştır. Bu tahribatlar hem keçi sayısında son otuz yılda yüzde 60 üzerinde azalma ya neden olurken, aynı zamanda Yörük kültürünün bir parçası olan deve, at, katır gibi hayvan türlerinin azalmasına yol açtığı gibi geleneksel dokuma kültürü olan çul, halı, kilim, keçe, çadır vb. Ürünlerin üretimini de yok denecek seviyeye taşımıştır. Yine bir başka sorun yem ilaç̧ gibi girdilerin yüksek fiyatlarda oluşu, koyun yünü ve keçi kılı ile gerçekleştirilen üretimlerin yok oluşu bu kültürü olumsuz yönde etkilemektedir.
Burada gerçekleştirilen etkinlik Yörüklerin yaşam koşullarını gerçek yol güzergahlarında takip ederek onları daha yakından tanıyıp sorunları kadar mutluluklarıyla da iç̧ içe olmayı kapsamaktadır. Yörük kültürü ile birlikte bölgenin folklorunda yer almış eskimeye yüz tutan etnografik eserler, bölgenin yöresel yemek kültürü, tarımsal faaliyetlerinin tanıtılması amaç edinilmiştir.”
Bildiriye göre etkinlik boyunca hareket saatlerini hayvanların tutum, davranışları ve ihtiyaçlarının belirlediği dile getirilirken katılımcılar, yöresel bir kültür olan yanlık ayranının ve yağın nasıl çıkarıldığı, yanlık tulumunun nasıl ve hangi hayvan derisinden yapıldığı, yanlığı yayan bişşeğin hangi ağaçtan ve nasıl yapıldığı ile ilgili bilgi sahibi de oldu.
Öte yandan Yörük ailelerin sofralarına konuk olan katılımcılar, onların yaşamlarını yakından deneyimledi.