DİSK’e Bağlı Türkiye Basın, Yayın, Matbaa Çalışanları Sendikası (Basın-İş) Mersin Temsilciliği, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şubesinde basın açıklaması yaptı. Açıklamayı Mezopotamya Ajansı (MA) Mersin Muhabiri Ergin Çağlar okudu.
Çağlar, “Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nün kutlandığı Türkiye’de geçtiğimiz yıl 320 kişi veya medya kuruluşunun dahil olduğu 236 basın ve medya özgürlüğü ihlali vakası tespit edildi. Ülkemizde, gazetecileri baskı altına almak ve eleştirel haberciliği engellemek için ev baskınları, keyfi gözaltı ve tutuklamalar, suç isnatları ve mahkûmiyet kararları uygulanmaya devam ediyor. Gazeteciler terörizm, kamu görevlilerine hakaret, cumhurbaşkanına hakaret, kamuoyunu yanıltıcı bilgiyi alenen yayma ve nefrete azmettirme gibi suçlamalarla karşı karşıya kalıyor. Bölgemizde yaşanan depremlerin ardından afet bölgelerinde haber yapan gazeteciler gözaltına alınıyor ve bazıları hükümetin müdahalesini eleştirdikleri için dezenformasyon yasası kapsamında tutuklanıyor. Dünya çapında en çok gazeteci hapseden ülkeler sıralamasında Türkiye 10’uncu sırada” dedi.
“GAZETECİLER ÜZERİNDEKİ BASKI VE SORUŞTURMALAR ARTIYOR”
Türkiye’de 2023 yılında Dezenformasyon Yasası'nın yürürlüğe girmesiyle, kısıtlamaların daha da arttığını dile getiren Çağlar, “İçlerinde üyelerimizin de olduğu 28 gazeteci hala tutuklu durumda. Geçtiğimiz hafta meslektaşlarımız Mehmet Aslan, Erdoğan Alayumat ve Esra Solin Dal hakkında "terör örgütü üyeliği" gerekçesiyle tutuklama kararı verildi. Geçtiğimiz Şubat ayında PİRHA muhabiri üyemiz Diren Keser, yaptığı haberler ve sosyal medya paylaşımları dolayısıyla yargılandığı davada aldığı hapis cezasının onaylanması nedeniyle tutuklandı. Türkiye’de gazeteciler üzerinde artan baskı ve soruşturmalar, medyanın bağımsızlığını tehdit eden ciddi bir sorun haline gelmiş durumda. Gazetecilik mesleğinin bu şekilde zorluklarla karşılaşması, toplumun haber alma özgürlüğüne de zarar veriyor. Gazetecilerin soruşturma altına alınması veya cezaevine gönderilmesi, bazı durumlarda ifade özgürlüğünü kısıtlamak ve medyayı sindirmek amacı taşıyor. Bu tür uygulamalar, demokratik toplum düzeninin temel taşlarından olan şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerine zarar veriyor” ifadelerini kullandı.
“BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN ÖNÜNDEKİ ENGELLER DERHAL KALDIRILMALIDIR”
Gazetecilerin örgütsüz meslek gruplarının başında geldiğini belirten Çağlar, “Bizim için 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü günü bir mücadele günüdür. Türkiye’de halkın haber olma ve haber alma hakkını savunmakta ısrarcıyız. Bu vesileyle, tekrar hatırlatmakta yarar görüyoruz: Haber alma hakkı, ifade hürriyeti ve basın özgürlüğünün önündeki engeller derhal kaldırılmalı ve yurttaşların temel hak ve hürriyetleri çerçevesinde yeni bir yasal düzenleme yapılmalıdır. Gazeteciliğin onurunu savunurken hakikat mücadelesinde kaybettiğimiz tüm meslektaşlarımızı saygı ve özlemle anıyor, tüm meslektaşlarımızı da saldırılar karşısında örgütlenmeye ve DİSK Basın-İş çatısı altında toplanmaya, mücadelemize omuz vermeye davet ediyoruz” şeklinde konuştu. (Haber Merkezi)