CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, TBMM genel kurulunda söz alarak öğretmen atamalarının 20 bin kişiyle sınırlandırılmasına ve Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in “atamalarda mülakat” ısrarına tepki gösterdi.
Kış, konuşmasına İstanbul’da bir lisede emektar öğretmen ve okul müdürü İbrahim Oktugan’ın bir öğrenci tarafından öldürülmesini kınayarak başladı.
Kış, “Bu saldırıyı kınıyor, hayatını kaybeden eğitimcimize Allahtan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Tüm bunlar, iktidarın eğitimi ve eğitim emekçisini değersizleştirme politikalarının sonucudur. Öğretmen cinayetleri ve şiddeti had safhaya ulaşmıştır. Dünyada, başöğretmen unvanlı bir liderin kurduğu tek ülke Türkiye Cumhuriyetidir. Cumhuriyetimiz, Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde, ilke ve devrimleri ışığında ayaktadır. Geleceğin belirleyicisi öğretmenlerimiz de; Cumhuriyetimizin can damarıdır. Ancak öğretmenlerimize ve eğitim emekçilerimize reva görülen tablo aslında dün yaşanılanlarda gizlidir. Bir tarafta; Ülkenin geleceğinde söz sahibi olmak için aylarca mücadele veren atanmayı bekleyen öğretmenler, bir tarafta göz göre göre cinayete kurban giden eğitimciler. AKP İktidarına sesleniyorum: Koruyamıyorsunuz, sahip çıkamıyorsunuz ve bunun baş sorumlusu sizlersiniz” dedi.
9 KEZ BAKANLAR 17 KEZ SİSTEM DEĞİŞTİ
AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana en fazla bakan değiştiren kurumun Milli Eğitim Bakanlığı olduğunu ifade eden Gülcan Kış, “Tam 9 farklı isim Bakan koltuğuna oturdu. 17 kez de eğitim sistemi değişti. İsimler değişti, müfredatlar değişti, fakat eğitime bakış açıları hiç değişmedi. İktidara geldiğinde “atanmayan öğretmen kalmayacak” diyenler, bu rakamı 1 milyona çıkardı. 22 yıllık süreçte, kamusal eğitim çökmüş, eğitim özelleştirilmiş, laik, bilimsel eğitim anlayışı terk edilmiştir. Kısacası eğitimde çaresiz, çözümsüz bir iktidarla karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.
99 BAKAN DA GELSE DÜZELTEMEZSİNİZ
22 yıl içinde eğitime ayrılan bütçenin giderek azaldığına da dikkat çeken Gülcan Kış, “Eğitimde tasarruf olmaz, yatırım olur bunu defalarca söyledik. Ekonomik krizin faturasını eğitime çıkarmayın dedik. Ancak alınan kararlar, sistem değişikliği, eğitimin niteliğini her geçen aşağıya çekmektedir. Tıpkı ekonomi de olduğu gibi eğitim alanında da çözümsüz bir iktidar var karşımızda. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan bile “Eğitimde arzu ettiğimiz başarıyı sağlayamadık” itirafında bulunmuştur. Ekonomi doğru bir politikaya evrilmez ise, eğitimde de hiçbir şey düzelmeyecektir. 9 değil, 99 eğitim bakanı da değiştirseniz eğitim sistemini düzeltemezsiniz. Ne kendinizi ne de bu milleti kandırın! Siyasi ve ekonomik düzlemde, milli çıkarlar ve ihtiyaçlar doğrultusunda atılacak adımlar eğitim sisteminin de düzelmesini sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.
NE MÜLAKAT KALKIYOR NE DE SÖZ VERİLEN ATAMA SAYISI GERÇEKLEŞİYOR
Konuşmasında, öğretmen atamalarının 20 bin kişiyle sınırlı kalmasına ve mülakat uygulamasına devam edilmesi kararına da değinen Gülcan Kış şunları söyledi:
“Eğitimin vazgeçilmez sac ayağı öğretmenlerimiz, 9 aydır atama haberi bekliyordu. Bizzat Bakanın ağzından 68 bin öğretmen ihtiyacı olduğu açıklandı. Kamuda en yüksek atama MEB’de olacak dendi. Sonuç: Tüm itirazlara, aylardır seslerini her platformdan duyurmaya çalışan yüzbinlerce öğretmene ve ailelerine rağmen sadece 20 bin atama kararı. Hiçbir ülkede öğretmenlik mesleği bu kadar itibarsızlaştırılmamıştır. 31 Mart Yerel Seçimlerini geride bıraktık. Bu seçimde halkın verdiği mesaj çok anlamlıydı. Ancak bakıyorsunuz; halkıyla, öğretmenleriyle inatlaşmaya devam eden bir hükümet var karşımızda. Mülakat adaletsizliğini seçimden önce itiraf edenler şimdi vazgeçti. “68 bin öğretmen açığı var” dediler. Şimdi ne mülakat kalkıyor ne de söz verilen atama sayısı gerçekleşiyor. 22 yılda hükümetin mülakatı nasıl kullandığını örnekleriyle gördük. Binlerce genç sınavlarda dereceye girmesine rağmen mülakatlarda elendi. Bunu söylemek çok acı ama Ataması yapılmayan onlarca genç öğretmen yaşamına son verdi. Atanmayan her öğretmen bugün başka işlerde çalışmak zorunda kalıyor. Öğretmenlerimizi değersizleştiren bu anlayış ülkemizin geleceğine de en büyük darbeyi vurmaktadır. Eğitimin sorunları giderek derinleşmekte, niteliği ise her geçen gün azalmaktadır. Bu politikalarla da sorunların çözülemeyeceği aşikardır. Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi; Hayatta en hakiki mürşit ilimdir fendir, ilim ve fenden başka yol gösterici aramak gaflettir, delalettir, cehalettir. Bu sözler ışığında, bilimden, akıldan beslenen kamucu milli eğitim politikasını hayata geçirdiğimiz anda, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına yaraşır bir toplum inşa etmiş olacağız. Özelikle AKP’li vekillere seslenmek istiyorum şunu unutmayın; eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı bir millet yapar ya da esaret ve sefalete terk eder.”