ABİDİN YAĞMUR
TRT Çukurova Bölge Müdürlüğünde memur olarak çalışan bir kadın ile o zamanlar teknisyen olarak görev yapan M.K arasında, 2014 yılında, bir evrak nedeniyle tartışma çıktı.
Kadın memurun odasının kapısını sert şekilde yumruklayan, memuru odada sıkıştıran, kapıdan çıkmak isterken itekleyen M.K, iddiaya göre kadın memura hakaret ve tehditte de bulundu.
Kadın memur bu olayı amirlerine bildirdi, ancak dönemin TRT yönetimi, M.K’ya ceza vermedi, sadece uyarıda bulundu.
Kadın memurun şikayetinin ardından M.K ile arasında başlayan husumet, savcılık dilekçelerine ve sendikalara verilen şikâyet dilekçelerine yansıdığına göre giderek sistematik bir tacize dönüşmeye başladı.
Bu arada hükümete yakın sendikanın temsilcisi olan M.K kurum içinde hızla yükseldi ve müdür yardımcısı oldu.
10 YIL BOYUNCA DEVAM ETTİ
Kadın memur, M.K ile farklı birimlerde çalışmaya başladı ancak kurumun koridorları, bahçesi, personel servisi gibi ortak kullanım alanlarında M.K ile karşılaşmaya devam etti. Kadın memur, karşılaşmalar sırasında M.K’nın kendisini taciz ettiğini amirlerine bildirdi ancak amirler M.K hakkında herhangi bir inceleme yapmadı.
2014 ile 2024 yılları arasında kadın memurun, M.K tarafından taciz edildiğine dair çok sayıda başvurusu olmasına rağmen, TRT Bölge Müdürlüğü, 2024’ün nisan ayında kadın memurun, Müdür Yardımcısı M.K’nın sorumlu olduğu birimde görevlendirilmesine karar verdi.
“TACİZE UĞRUYORUM, BU GÖREVLENDİRME DOĞRU DEĞİL”
Görevlendirme yazısını şerh koyarak teslim alan kadın memur, “Şu anda görevlendirildiğim birim amiriyle daha önce yaşadığım sorunlar ve yaptığı tacizlerden dolayı bu amirin emri altında görevlendirilmemi doğru bulmamaktayım. Yaşatılan mobbing ve atılan iftiralardan sonra bir anayasal hak olan savunma hakkımı kullandığımdan isteğimin dışında birim değişikliği yapılmıştır. Hukuki haklarım saklı kalmak koşuluyla tebellüğ ediyorum” ifadelerini tutanağa yazarak taciz iddiasını bir kez daha dile getirdi.
Ancak bu ihbar da TRT Bölge Müdürlüğünü kararından döndüremeyince kadın memur, mayıs ayı içinde Cumhuriyet Başsavcılığına giderek M.K hakkında suç duyurusunda bulundu.
“MAĞDURUN DAYANACAK GÜCÜ KALMADI”
Suç duyurusu dilekçesinde, 2014 yılından beri süregelen taciz silsilesi özetlenerek şu ifadeler kullanıldı:
“Şüpheli, 24/04/2014 tarihinden itibaren müvekkili defalarca, her gördüğü yerde sözlü olarak taciz etmesine ve konu ile alakalı müvekkil tarafından kuruma verilmiş dilekçelere rağmen müvekkilin Şüphelinin emir ve talimatı altında çalıştırılması, müvekkilin korkunç bir korku ve endişeye kapılmasına sebebiyet vermiştir. Müvekkilin artık dayanacak gücü kalmamıştır. Müvekkil, artık çalıştığı kurumda odasından koridora çıkacağı zaman bile şüpheli ile karşılaşma ihtimalinden tedirgin olmaktadır. Şüpheli 24/04/2014 tarihinden itibaren müvekkili her gördüğü yerde, "Zahidem kurbanım ne olacak halim" şeklinde bir türküyü söyleyerek, ıslık çalarak, Müvekkilin yüzüne bakarak dilini çıkartmakta ve dili ile yuvarlak yaparak, müvekkilin yüzüne bakarak ayakkabılarını şiddetli bir şekilde yere vurarak, ses çıkartarak, müvekkili taciz etmektedir. Şüpheli kurum servisinde müvekkili beklemektedir, müvekkil servis aracına binip bir koltuğa oturduğunda müvekkilin oturduğu koltuğun bulunduğu cama gelerek elini cama koymaktadır ve müvekkilin yüzüne bakarak türkü söylemektedir. Şüpheli müvekkili bu şekilde taciz etmekten keyif almaktadır. Müvekkil de şüpheliyi her gördüğünde yolunu değiştirmekte ve şüpheliden kaçmaktadır.”
TANIKLARIN DİNLENMESİ İSTENDİ
Suç duyurusu dilekçesinde, müdür yardımcısı M.K hakkında kamu davası açılması talep edildi. Dilekçede çok sayıda kurum çalışanının da adı verilerek şahit olarak dinlenmeleri istendi.