ABİDİN YAĞMUR
Mersin Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir, Ulusal Ürün Konseyleri buluşmasında yaptığı konuşmada Türkiye’nin bakliyat üretimindeki geri gidişini gözler önüne serdi.
Bakliyatın gen merkezinin Anadolu olduğunu ifade eden Özdemir, “Üretim, ticaret ve tüketim kültürümüz ile özdeşleşmiş olan bakliyat, tarım sektörümüz açısından stratejik ürün gruplarından biridir. Ne yazık ki bakliyatta dünya genelindeki gelişmelerin tersi bir durumla karşı karşıyayız. 90’lı yıllardan itibaren dünyada bakliyat ekili alanlar yüzde 40 arttı. Ülkemizde yüzde 55 azalarak 20 milyon dekardan 9 milyon dekara geriledi. Aynı dönemde dünya bakliyat üretimi yüzde 80 arttı. Ülkemizde neredeyse yarı yarıya azalarak 1,3 milyon tona geriledi. Oysa bu dönemde ülke nüfusumuz yaklaşık yüzde 60 arttı. Genel Ticaret Sisteminin açıklanmaya başladığı 2013 yılından bu yana bakliyat dış ticaretinde miktar olarak net ithalatçıyız. Üstelik yaptığımız ihracat da ithalata bağımlı” dedi.
“ATIL ARAZİLERİN YÜZDE 20’SİNİ ÜRETİME AÇSAK AÇIK KALMAZ”
Çözümün üretime ivme kazandırmaktan geçtiğine işaret eden Özdemir, “Bu kapsamda Bakanlığımızın başarılı şekilde uyguladığı Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi Projesi için teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bu proje özellikle nadas alanlarının daraltılmasına önemli katkı sağlıyor. Nadas alanlarındaki istikrarlı azalışa rağmen, ülkemizde hala 28 milyon dekar nadas alanı ve 20-25 milyon dekar âtıl alan bulunuyor. Bu alanların yüzde 20’si bakliyat üretimine yönlendirilirse; bakliyatta arz açığı kalmayacaktır. Bu alanlarda bakliyat üretiminin daha fazla desteklenmesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“VEGAN VE VEJETARYEN BESLENME ARTIYOR”
Tarım ve Orman Bakanlığının, Çölleşme Hassasiyet Haritasında ülkemizin büyük bölümünün orta ve yüksek hassasiyet bölgesinde olduğuna işaret eden Özdemir, “Nohut ve mercimeğin su ihtiyacı birçok ürüne kıyasla daha az. Bizim önerimiz su kısıtlı, kurak, kıraç bölgelerde bu ürünlerin ekiminin mutlaka daha fazla teşvik edilmesidir. Bakliyatta tüketim alışkanlıkları hızla değişiyor. Bitkisel protein kullanım alanları genişliyor, vegan ve vejetaryen beslenme alışkanlıkları yaygınlaşıyor. Bu pazarda yer alabilmemiz için şimdiden politikalar oluşturmalı ve bu politikaları destekleyecek teşvik mekanizması belirlemeliyiz. Geçmiş yıllarda şu anki üretim hacmimiz olan 1,3 milyon ton kadar ihracatımız vardı. Bu hacmin iki katı kadar üretim yapıyorduk. Dış ticarette net ihracatçıydık. Doğru bir planlama ile ülkemizin yeniden bu konuma ulaşacak potansiyeli ve kapasitesi fazlasıyla var. Yeni tarımsal üretim planlaması kapsamında önerilerimizin dikkate alınmasını ve bakliyata pozitif ayrım bekliyoruz” dedi.