“Sefalette eşitlenmek değil, refahta birleşmek istiyoruz” | Güney Gazetesi Mersin

“Sefalette eşitlenmek değil, refahta birleşmek istiyoruz”

Mersin Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri, “Geçinemiyoruz” eyleminde buluştu. Eylemde, hükümetin en düşük emekli aylığını sadece2 bin 500 lira artırmasına tepki vardı.

“Sefalette eşitlenmek değil, refahta birleşmek istiyoruz”


ABİDİN YAĞMUR

 

Özgür Çocuk Parkında bir araya gelen Mersin Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri, “Geçinemiyoruz. İnsanca Yaşanacak Ücret İstiyoruz. Sefalete Teslim Olmayacağız”, “Emekliyim, direniyorum, kazanacağım” yazılı pankartlar açtı. Eylemde, “Hükümet istifa”, “TUİK elini cebimizden çek” şeklinde sloganlar atıldı.

Platform adına açıklama yapan SES Mersin Şube Eş Başkanı Sevgi Başkavak,  “Bu ülkede emeği ile geçim mücadelesi verenler olarak tarihimizin en karanlık, en zorlu süreçlerinden birisini yaşıyoruz.  Bu ülkede yıllardır kamu emekçisi, işçisi, emeklisi, asgari ücretlisi ile milyonlar olarak her geçen gün daha fazla yoksullaştırılıyoruz. Yıllardır bizzat iktidarlar eliyle planlı, programlı, bilinçli, kasıtlı bir şekilde yoksullaştırılıyoruz.  Üstelik iktidar da artık bunu saklama gereği duymuyor” dedi.

 

“EMEKÇİLER AÇISINDAN TABLO GİDEREK KARARIYOR”

 

Gelinen noktada Türkiye’de 2 tablo ile karşı karşıya kalındığını ifade eden Sevgi Başkavak, “Birinci tablo faizden, ranttan, emek sömürüsünden beslenen bir avuç asalağın ve arkasındaki iktidarın tablosudur.  Bu tabloda bir avuç asalak iktidar eliyle besleniyor. Bir taraftan emek sömürü diğer taraftan vergi afları, muafiyetleri, teşvikler, ihaleler, dövize endeksli hazine garantileri ile semirdikçe semiriyor. Servetine servet katıyor.  İkinci tablo ise onlar zenginleşirken her geçen gün daha fazla yoksullaştırılan, güvencesiz hale getirilen milyonların tablosudur. İşçisi, işsizi, kamu emekçisi, asgari ücretlisi, emeklisi, dar gelirlisi ile toplumun ezici çoğunluğunu oluşturanlar milyonların, emeğin ve halkın tablosudur.  Alın teri ile emeği ile yaşam mücadelesi verenler, yoksullaştırılan milyonlar olarak hepimizi kapsayan bu tablo her geçen gün daha fazla kararmaktadır” ifadelerini kullandı.

 

“ISTAKOZ YİYENLER BİZE KEMER SIKIN DİYOR”

 

Türkiye’de her dört kişiden birinin işsiz olduğunu, 4 kişilik bir ailenin tüm fertleri asgari ücretle çalışsa dahi hane gelirinin yoksulluk sınırının altında kaldığını ifade eden Başkavak, “Yoksulluk tüm toplumu sarmış durumda. Her iki kişiden birinin geliri açlık sınırının altında kalıyor. Milyonlarca kamu emekçisine yoksulluk sınırının yarısını bulmayan bir maaş reva görülüyor.  Her 3 emekliden birisi ise açlık sınırının yarısını bulmayan bir aylıkla, sadece 10 bin TL ile yaşam mücadelesi veriyor. Tüm bunlara rağmen takla attırılan TÜİK enflasyon rakamlarını daha da aşağı çekmek için yıllardır başvurulan hilelere her gün bir yenisini ekliyorlar.  Istakoz yedikleri masalardan, meclis bahçesinde düzenledikleri kebap partilerinden fotoğraf paylaşanlar yoksullaştırdıkları milyonlara “ kemer sıkın” diyorlar” ifadelerini kullandı.

 

.

TÜİK RAKAMLARI DEĞİL, YOKSULLUK SINIRI DİKKATE ALINMALI”

 

Kamu emekçileri ve emeklilerin artık yoksullukta, sefalette eşitlenmek değil, refahta birleşmek istediğini kaydeden Başkavak sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bizler artık içi boş müjdeler, bugün kaşıkla verileni yarın kepçe ile alan hileler, sadaka, ulufe değil, emeğimizin karşılığını, hakkımızı istiyoruz. Öncelikle bugün tüm kamu emekçilerine 14 bin 493 TL olarak verilen ilave seyyanen ödeneğin emekliliğimize yansıtılmasını için mevcut taban aylık katsayısına dâhil edilmesini istiyoruz. Emekli aylıklarında yaşanan buharlaşmanın önüne geçilmesi, özellikle 2008 sonrası işe başlayanların yaşadığı, yaşayacağı kayıpların önüne geçilmesi için emekli maaş bağlanma hesaplamasında 2008 öncesine dönülmesini istiyoruz. Maaş artışlarımızda tüm toplumun sahte olduğunu yaşayarak öğrendiği TÜİK rakamlarının değil, yoksulluk sınırının temel alınmasını istiyoruz. Vergide adaletin sağlanmasını, az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınmasını istiyoruz. Seçim öncesi verilen 3600 ek gösterge ve mülakatın kaldırılması sözlerinin tutulmasını; istiyoruz.”