"Pahalılığın sorumlusu biz değiliz" | Güney Gazetesi Mersin

"Pahalılığın sorumlusu biz değiliz"

Mersin Pazarcılar Odası Başkanı Abdulhalim Batur, yaz ayları olmasına rağmen meyve sebze fiyatlarının pahalı olduğunu belirterek, “Bu pahalılığın sorumlusu biz pazarcılar değiliz. Mazot pahalı, ilaç pahalı, işçilik pahalı, nakliye pahalı ama ne hikmet ise bomba pazarcının kucağında patlıyor. Pazarcı halkla tüketici arasındaki son buluşma noktası olduğu için sanki pazarcı pahalıya satıyor gibi lanse ediliyor. Böyle bir şey yok” dedi.




ABİDİN YAĞMUR/ÖZKAN YALÇIN

Enflasyon ve hayat pahalılığının en yakıcı şekilde hissedildiği yerlerin başında pazarlar geliyor. Bir zamanlar “meyve sebze ucuzdur” diye bilinen Mersin’de bile son zamanlarda pazaryerlerinde meyve sebze fiyatları el yakıyor. Yaz aylarında ucuzlaması beklenen pazaryerlerinde beklenen ucuzluk gerçekleşmedi.

Meyve sebze fiyatlarındaki yükseklik için kimi topu hal komisyoncularına kimisi pazarcı esnafına atıyor. Pazarcılar ise, tarladan tüketiciye uzanan zincirin son halkasında olduklarına dikkat çekiyor ve “pahalılığın sorumlusu biz değiliz” diyor

 

“HER ŞEY ATEŞ PAHASI. ONDAN SONRA NİYE ÜRÜN PAHALI?”

 

Mersin Pazarcılar Odası Başkanı Abdulhalim Batur ile birlikte Akdeniz ilçesi Mahmudiye Mahallesinde kurulan Çarşamba pazarını gezdik. Tezgahlardaki ürünleri inceleyen, fiyat karşılaştırmaları yapan Batur, “Burada günlük taze yeşillikler var. Pahalı diyorlar. Maalesef pahalı.  Bunlar şehir dışından geldiği için pahalı. Çünkü mazot pahalı, nakliye pahalı, ama ne hikmetse bomba pazarcının kucağında patlıyor. Pazarcı esnafı pahalıya satıyor diyorlar, fakat öyle değil. Pazarcı halkla tüketici arasındaki son buluşma noktası olduğu için yüksek gözüküyor. Örnek veriyorum. Bu nanenin üreticiden çıkışı 1 lira, 2 liradır. Buraya, tüketiciye ulaşana kadar, arada aracılar oluyor ve 10 lira oluyor. Bir aracı ne kadar para kazanıyorsa, pazarcı da o kadar kazanıyor. Gündemimizde ekonominin bozuk olması var.  Mazot pahalı, ilaç pahalı, işçilik pahalı, nakliye pahalı. Bu pahalılıklar varken sanki pazarcı pahalıya satıyor, yüksek kazanç elde ediyor gibi lanse ediliyor. Böyle bir şey yok. Mazotun litresi olmuş 48 lira, işçi yevmiyesi olmuş 1250 lira. Zirai ilaç pahalı, her şey ateş pahası. Ondan sonra niye ürün pahalı? Serbest piyasa olmuş. Zamları denetleyen yok” dedi.

 

“HERKES 5 LİRA KOYSA, 5 LİRALIK ÜRÜN OLUR 25 LİRA”

 

Gıdanın tarladan çıkıp tüketiciye geldiği süre içinde çok sayıda aracından geçtiğini, bu süreçte yeterli denetim mekanizması olmadığını ifade eden Batur, “Köylü o kadar emek vermiş, ter dökmüş, bir sürü zahmete girmiş 5 liraya satıyor. Hiç ter dökmeden aracı arkadaş üzerine 5 lira koyup örnek veriyorum bir başkasına 10 liraya veriyor. Sen de işçi götürüyorsun, ondan sonra nakliye, uzak nakliye parası derken gideri çok oluyor sen de getirip halde 15 liraya veriyorsun. Ben de komisyoncuyum, dükkan bağlamışım bir sürü vergi veriyorum, sigortalı personel çalıştırıyorum. Bende 20’ye satıyorum. Gariban pazarcı da alıyor, götürüyor 5’te o koyuyor, oldu mu 25. En sonda bomba pazarcıda patladı. Halbuki pazarcı da onlar kadar kazanıyor” ifadelerini kullandı.

 

“RUSLAR YARIM KİLO ALIR, AKDENİZ’DE BİZİM VATANDAŞ 5 KİLO ALIR”

 

Mersin Pazarcılar Odası Başkanı Abdulhalim Batur, Mersin’in 4 merkez ilçesinde hale olan uzaklık ve sosyoekonomik duruma göre de pazaryerleri arasında fiyat farkları olduğunu söyledi.

Batur, “Örnek veriyorum, şu an Tece’de pazarımız var. Tece ile halin arasında en az 20 kilometre yol var. Halin dibinde de pazarımız var, 500 metre ilerde. Şimdi o adam 20 kilometre git, 20 kilometre gel eder 40 kilometre, ister istemez burada fiyat farkı var.  Akdeniz ilçesinde aile yoğunluğu var, rekabet ortamı var. Adam bir kilo domatese 3 lira zam koysam yeter diyor. Alan kişiler 3 kilo, 5 kilo alıyor. Davultepe’de Ruslar var, yabancı uyruklular var yarım kilo, bir kilo alıyorlar. İster istemez bu adamda 5 lira, 6 lira kâr koyuyor. Aynı zamanda hem kalite farkı var hem de mesafe farkı var. Sirkülasyonun olduğu ilçede mal fazla satılıyor bu yüzden çok kâr koyulmuyor fakat sirkülasyonun az olduğu yerde kâr mecburen fazla konuluyor” dedi.

 

“HALİN CUMARTESİ GÜNLERİ KAPALI OLMASI SUİSTİMALE YOL AÇIYOR”

 

Bazı pazaryerlerinde fiyatların yüksek olması nedeniyle ürünlerin satılamadığını, bu nedenle birçok esnafın, ürün sıcakta heder olmasın diye o gün tezgah açmadığını da ifade eden Batur, Mersin Halinde cumartesi günleri alım satım işlemi yapılmaması nedeniyle spekülasyonlar yapıldığını da ileri sürdü.

Batur, “Dünya’nın ikinci büyük hali olan Mersin Hali maalesef cumartesi günleri kapalı tutuluyor. Bunu firsata çevirenler oluyor. Örneğin; çarşamba ürün toplayıp perşembe satacağına, çarşamba toplamıyor, perşembe topluyor, cuma günü de iki katı fiyatına satıyor. Cuma günü rakamlar bir buçuk katına çıkıyor” dedi.


  "Pahalılığın sorumlusu biz değiliz"