ERKAN AKTAŞ
Denizyolu taşımacılığı, kullanabilen tüm ülkelerde yurt dışı taşımaları için ilk tercih edilen taşıma yöntemidir. Denizcilik sektörü uluslararası ticaret ve küresel ekonominin belkemiğini oluşturmaktadır.
Dünya ticaretinin hacim bazında yaklaşık %80’i, değer bazında %70’den fazlası deniz yoluyla taşınmaktadır. Limanlardaki konteyner trafiğine artan talep, kamusal limanlarımızın altyapısının yetersiz olması sebebiyle limancılık sektörüne olan ihtiyaç hızla artmaktadır.
Ticaretin yoğun olarak gerçekleştiği başta İstanbul, Mersin ve İzmir gibi illerimizde mevcut limanlarımıza ek olarak yeni ana kontenyer limanlarının oluşturulması stratejik bakımından çok önemlidir. Bu durum mevcut limanların etkinliği açısından da önemli olacaktır.
Karma taşımacılık; aynı yükün, birden fazla taşımacılık sistemin kullanılarak taşınması işlemidir. Ülkemizde karma modu geliştirmek adına birtakım projeler gerçekleştirilmiştir. Mersin Konteyner Limanı Projesi karma modu geliştirme projeleri kapsamında yer almaktadır.
Günümüzde, ulusal ve uluslararası karma (intermodal) taşımacılığı düzenleyecek ya da uzun mesafeli kara ulaştırmasından demiryolu ve/veya kıyı gemiciliğine geçişi kolaylaştıracak belirli bir ulusal yasal çerçeve ya da hüküm bulunmamakla birlikte, Mersin mevcut altyapısı ile de ön plana çıkan bir limandır. Lojistik Performans Endeksi (LPI) hesaplama kriterlerine göre Türkiye’nin puanları verilmiştir. 2018 yılında ülkeler sıralamasında oldukça gerilere düştüğü gözlemlenmiş ve 160 ülke içerisinden 47. sırada yer almıştır. LPI hesaplamasında kullanılan kriterler açısından bakıldığında ise gümrük işlemlerinin etkinliği kriterinin yıllar içindeki değişimin yükselmesi beklenirken, puan durumunun gerilemesi dikkat çekicidir. Bu durum mevcut yetersizliği ya da yoğunluğu ile açıklanabilir
Türkiye’de büyüme ile ulaştırma ve depolama işlemi arasında yüksek bir korelasyon vardır. Türkiye’nin dış ticarette hedeflerine ulaşabilmesi için Dünya çapında ana konteyner liman bölgelerine acil olarak ihtiyaç duymaktadır.
Türkiye’de büyüme ile ulaştırma ve depolama işlemi arasında yüksek bir korelasyon vardır. Türkiye’nin başta dış ticaret hedefleri olmak üzere diğer hedeflerine ulaşabilmesi için Dünya çapında ana konteyner liman bölgelerine acil olarak ihtiyaç duymaktadır.
Limanlarımız enerji ve ulaştırma koridorları üzerinde bulunmakta olup, geniş bir hinterlanda sahiptir. Konteyner Limanlarımız ana denizcilik hatlarının üzerinde bulunması nedeniyle transit liman olma özelliğine de sahiptir.
Mersin Limanı hem transit hem de karma taşımacılıkta ön plana çıkmaktadır.
Mersin limanı, Mersin ile en güçlü bağları olan ve düşünülebilecek limanlar olan İskenderun, Beyrut, Lazkiye, İzmir, İstanbul ve Antalya gibi limanlar için bir ağdaki düğüm konumundadır. Mersin limanı, Türkiye’nin Doğu Akdeniz çanağında en rekabetçi ve firma ve yetişmiş elamanları en hazır limanı konumundadır.
Türkiye’nin toplamda 13 limanının demiryolu bağlantısı bulunmakta olup bu limanlardan biri de Mersin limanıdır.
Özel sektör tarafından işletilen Ankara Lojistik Üssü, Samsun Lojistik Merkezi, Mersin Lojistik İhtisas Organize Sanayi Bölgesi gibi lojistik merkezler harici TCDD tarafından toplamda 25 lojistik merkez kurulması planlanmaktadır.
Kırılan küresel tedarik zincirlileri birlikte, Türkiye yeni fırsat yakalayabilmesi için dış ticarette daha da ön plana çıkabilmesi için yeni bir limana ihtiyaç vardır. Daha önce uzman kişilerden belirlenen ve projesi hazır olan Mersin Ana Konteyner Limanı projesi Türkiye’nin ekonomisine en önemli katkıyı vermek için desteklinize ihtiyaç duymaktadır.
Mersin Ana Konteyner Limanı Projesi yalnızca Mersin için değil Türkiye hatta doğu Akdeniz çanağı için çok önemli bir projedir.
Bu projenin Adana'ya ya da arka planda İskenderun limanına aktarma planı Mersin'e büyük bir ihanet olacaktır. Aynı zamanda Türkiye’nin ticarette rekabetçi potansiyelini olumsuz etkileyecektir.